Ankara
Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız kanserleri konusunda toplumsal farkındalığın son derece az olduğuna dikkati çekti.
Bu kapsamda Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Tınaztepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakülteleri ile Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneği işbirliğinde büyükşehirlerde ücretsiz ağız kanseri taramalarına başlayacaklarını bildiren Orhan, "Amacımız hem ağız kanserleri konusunda farkındalığı artırmak hem de taramalarda kişilerde lezyon saptanması durumunda gerekli sağlık kuruluşlarına bunu iletmek." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Orhan, "mobil diş klinikleri" ile yapılacak taramaların İzmir'den başlayacağını belirterek, "İlk olarak İzmir İl Sağlık Müdürlüğümüzün desteğiyle Konak Meydanı'nda 5-8 Ekim'de gezici tarama aracımızla ağız kanseri taramalarını gerçekleştireceğiz. Buna ardından Ankara, İstanbul ve diğer büyükşehirlerde devam edeceğiz. Taramalarımız hem yetişkin hem de çocukları kapsıyor." diye konuştu.
"Geç tanıda 5 yıllık yaşam şansı yüzde 20'ye kadar iniyor"
Ağız kanserlerinin görülme sıklığına ilişkin bilgileri de paylaşan Orhan, Avrupa Birliği ülkelerinde ağız kanserlerinin görülme sıklığının yüzde 11,6 olduğunu, ölüm oranlarının ise yüzde 4,3 oranında seyrettiğini aktardı.
Türkiye'de Sağlık Bakanlığının 2018 taramasına göre, bütün kanserlerin yüzde 1'ini ağız kanserlerinin oluşturduğunu anlatan Orhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ağız kanserlerinin erken tanısı çok önemli. Geç tanıda 5 yıllık yaşam şansı yüzde 20'ye kadar iniyor, buna karşılık erken tanı hastalarda yaşam şansını 2-3 kat artırıyor. Ağız kanserleri açısından en önemli risk faktörü sigara ve alkol. Bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla bu kanser türü olabildiğince aşağı çekilebilir.
Bu kanser türünün en sık görüldüğü yer dil, ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Ancak hastalar genelde 'dolgum kırılmıştı' gibi düşüncelerle o bölgede hassasiyet, ağrı yaşadığını düşünüyor ve hep geç kalınmış şekilde hekimlere başvuruyor."
"6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmek büyük önem taşıyor"
Prof. Dr. Orhan, muayene esnasında ağız kanseri dokusunun direkt olarak görülebileceğine ve bu kanser türünü yakalamanın aslında daha kolay olduğuna işaret ederek, "Herkesin özellikle 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmesi büyük önem taşıyor. Diş hekimi ağızdaki dokuda herhangi bir farklılık görürse, bu özellikle 2 haftadan fazladır devam eden inatçı bir lezyonsa o bölgeden biyopsi alarak bunu teşhis edebilir." uyarısını yaptı.
Ağzı kanserlerinin dilin yanı sıra dudak, yanak, boğaz bölgesi, diş etinde de ortaya çıkabileceğini aktaran Orhan, "Ülkemizdeki insidansa baktığımızda ağız kanserlerine erkeklerde kadınlara göre üç kat daha fazla rastlanıyor. Bunda da sigara kullanımının doğrudan ilgisi var." dedi.
Prof. Dr. Orhan, ağız kanserlerinin HPV (human papilloma virus) ile de ilişkili olduğunu, kadın nüfusta da artışın görüldüğünü dile getirdi.
Taramalar ağız içi ve ağız dışı lenf muayeneleriyle gerçekleştiriliyor
Ağız kanseri taramalarının diş hekiminin ağız içi ve ağız dışı lenf muayeneleriyle gerçekleştirildiğini, şüphelenilen durumlarda "fırça biyopsisi" alındığını belirten Orhan, kanser tanısı alan kişilere radyoterapi, kemoterapi, cerrahi işlem gibi farklı tedavi seçeneklerinin uygulanabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Kaan Orhan, "Bütün halkımızı ilk olarak 5-8 Ekim'de İzmir Konak Meydanı'nda ve Atatürk Kültür Merkezi'nde olacak gezici kliniğimize davet ediyorum. Geçerken bize uğrasınlar, ağız taramalarını yapalım. Ardından da Ankara, İstanbul ve diğer büyükşehirlerde yürüteceğimiz taramalara herkesi bekliyoruz." çağrısında bulundu.