Çanakkale’de faaliyet gösteren Dünya Eğitim Gönüllüler Birliği, ülkemizin çeşitli illerini kapsayan turne kapsamında Özel Bursa Amerikan Kültür Okulları’nda gerçekleştirdiği ‘101. Yıl Çanakkale Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’ Projesi ile öğrencilere savaşın gerçeklerini göstererek tarihimizin şanlı sayfasına unutamayacakları bir yolculuk yaptırdı.
‘101. Yıl Çanakkale Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’ Proje Yöneticisi Ersin Yaşar, ülkemizin çeşitli illerine yaptıkları turne kapsamında bu proje ile Bursa’da da Amerikan Kültür Koleji öğrencilerine Çanakkale Savaşı’nda birçoğunun adı bile bilinmeyen bu adsız kahramanlarını anmak ve gelecek nesillere bu şanlı tarihin nasıl yazıldığını aktarmak istediklerini söyledi.
Ersin Yaşar, Çanakkale’de faaliyet gösteren Dünya Eğitim Gönüllüler Birliği olarak Çanakkale’yi ve gerçek kahramanlarımızı ‘101. Yıl Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’ projesiyle çocuklarımıza unutmayacakları bir şekilde ulaştırmaya çalıştıklarını anlattı.
ÇANAKKALE SAVAŞI TİYATRAL TEKNİKLERLE ANLATILIYOR
‘101. Yıl Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’ projesinin Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Tarih Araştırmaları Birimi’nin desteklediği bir proje olduğunu ifade eden proje yöneticisi Ersin Yaşar, ‘’Okullarda drama ve tiyatral tekniklerle Çanakkale Savaşı’nı anlatıyoruz. Anaokullarına farklı, birinci, ikinci, üçüncü sınıflara farklı, liselere kadar farklı sunumlarımız var. Genelkurmay Başkanlığı bizlere savaştan kalan gerçek objeleri emaneten verdi. Sergimizde çocuklarımıza onları gösteriyoruz. O dönemin maketleriyle, çocukların sevebilecekleri şekilde Çanakkale’yi aktarmaya çalışıyoruz. Televizyon, sinema ve internet dünyasının Spiderman, Batman, Superman gibi sahte kahramanları yerine, bu projeyle gerçek ve yaşamış atalarımızı tanıtmaya çalışıyoruz’’ dedi.
Proje kapsamında tüm Türkiye’yi dolaştıklarını anlatan Ersin Yaşar, ‘’Devlet okulları ve kolejler hepsine gitmeye çalışıyoruz. Her yaş grubuna ayrı tiyatro ve drama teknikleri kullanarak yaklaşıyoruz. Ancak 0-7 yaş grubunu özellikle önemsiyoruz. Tek ekip olarak başladığımız çalışmamızı önce iki, şu anda da üç ekibe çıkardık. Bir araç içerisinde tüm Türkiye’yi turne şeklinde dolaşıyoruz. Bursa, Mersin, Antep, Adana, Diyarbakır…
Biz ülkeye, çocuklara hizmet olarak bu alanı seçtik. Çünkü her tarafımız kuşatılmış, çorapta bile çocuklarımızın sahte kahramanlarla karşılaşması mümkün. Çocuklar onlarla büyüyor. Bizler çocuklarımızın gerçek kahramanlarla büyümesini istiyoruz’’ ifadesini kullandı.
Atatürk’ün, “Türk çocuğu atalarını, ecdadını tanıdıkça kendisinde daha büyük işler başarmak için kuvvet bulacaktır” sözünü kendilerine rehber edindiklerini belirten Yaşar, ‘’Şu ana kadar 12-14 arası şehir gezdik. Bir çocuk dünyayı değiştirir. Biz buna canı gönülden inanıyoruz. Bir çocuk anlasa biz, belki dünya değişir diye düşünüp okul okul geziyoruz. Bize güç veren ise bir çocuğun “Seyit Onbaşı, anlatmıştınız. Ben bunu tanıyorum” demesi oluyor’’ dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu olan Proje Yöneticisi Ersin Yaşar, aynı zamanda sahne sanatları yüksek lisansı yapıyor. Kendisini tümüyle bu projeye adayan idealist bir vatansever. Proje Koordinatörü Hasan Yaprak ile birlikte sergiledikleri objeler ve dokümanlarla ilgili öğrencilere bilgi vermekten ve sunum yapmaktan büyük mutluluk duyuyorlar.
Üç yıldır sürdürülen ve 3 ekip toplam 16 kişi ile tüm Türkiye’yi dolaşan ‘101. Yıl Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’, özel standları, savaşta kullanılan gerçek objeler ve fotoğraflarla ziyaretçilerini tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor.
VERDİKLERİ EĞİTİM ÖĞRETİMLE FARK OLUŞTURUYOR
Özel Amerikan Kültür Okulları Kurucusu ve Genel Müdürü Mehmet Güneş de yaptığı açıklamada, açıldıkları ilk yılda verdikleri eğitim öğretimle fark oluşturduklarını ve 16 kişilik sınıflarda, evrensel standartlarda bilingual (çift dilli) Pisa (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) eğitim sistemini uyguladıklarını belirtti.
Özel Bursa Amerikan Kültür Okulları’nda kendi alternatif eğitim sistemlerinin olmazsa olmazları olduğunu ifade eden Mehmet Güneş, ‘’Çocuk özgür olmalı, çocuk mutlu olmalı ve çocuk üretken olmalıdır. Öğretmenlerimizi de bu yönde eğitiyoruz. Ve bütün ortamımızı da buna uygun şekillendiriyoruz. Bu bağlamda da biz 101. Yıl Çanakkale Müzesi ve Fotoğraf Sergisi’ni okulumuzda tertip ettik. Bizim şu an yaptığımız telkin gönderme metodolojisidir. Yani çocuklarımızı toplayıp hep birlikte müzeye götürmedik. Çocuklarımızın her gün geçtikleri koridorları müzeye çevirdik. Çocuklarımızın Çanakkale bilincini telkin yoluyla edinmelerini sağladık. Çocuklarımız gördüler, dokundular, merak ettiler. Hiç kimse açıklama yapmadı. Kimse çocuklara “bu budur, biz bunu şunun için yaptık” demedi. 3 gün boyunca çocukların meraklanmasını bekledik. Ve böylece sezgisel öğrenme, spontane olarak gerçekleşti. Daha sonra çocuklarımızla yaptığımız çalışmada da gördük ki, çocuklarımız Çanakkale ile ilgili her konuda detaylı diyebileceğim bilgiye sahip olmuşlar bile. Merak etmişler, sormuşlar, araştırmışlar ve öğrenmişler’’ dedi.
