Gündem

Anadolu Aydınlar Ocağı, ’deprem felaketi’ ile ’Kur’an-ı Kerim’in yakılması’ konularını görüştü

ANADOLU AYDINLAR OCAĞI, 19 ŞUBAT PAZAR GÜNÜ YAPILAN TOPLANTIDA SON GÜNLERİN İKİ ÖNEMLİ KONUSUNU AÇIK OTURUM ŞEKLİNDE GÖRÜŞTÜ.

Anadolu Aydınlar Ocağı, ’deprem felaketi’ ile ’Kur’an-ı Kerim’in yakılması’ konularını görüştü
20-02-2023 12:50

Anadolu Aydınlar Ocağı, deprem felaketi ile Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıları görüştü.


Anadolu Aydınlar Ocağı, 19 Şubat Pazar günü yapılan toplantıda son günlerin iki önemli konusunu açık oturum şeklinde görüştü. Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı. Prof. Dr. İbrahim Öztek, Anadolu Aydınlar Ocağı İlim Kurulu Başkanı. Prof. Dr. Yümni Sezen, Anadolu Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Tekin, Anadolu Aydınlar Ocağı İkinci Başkanı Hicabi Meral konuşmacı olarak; son deprem felaketi ile İsveç, Hollanda ve Danimarka’da yakılan ve yırtılan Kur’an-ı Kerim konularında açıklamalarda bulundular ve sonra her iki konuyu da tartışmaya açtılar.


Din sosyoloğu Prof. Dr. Yümni Sezen, sözlerine, ‘Allah zalim değildir’ diyerek başladı ve ortak bildiri bu ayetle şekillendi. Depremle ilgili görüşmeler sonunda ortak karar olarak, aşağıdaki konular önemsendi:


1 - Allah zalim değildir. Allah kullarına asla zulmetmez. Bu kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur (Al-i İmran suresi 182. Ayet). Kendi ellerimizle yaptıklarımızı sorgulamalıyız.


2 - Onca yıkımlar arasında camı kırılmayan binanın yapıcısı; fazladan bir şey yapmadım, sadece kurallara uydum diyor. O zaman kurallar çiğnenmeyecek.


3 - Sağlam olmayan binalarda oturma izni verilmemelidir.


4 - Zemin, mühendis, mimar, yapı denetim, proje, müteahhit, malzeme, belediye ve devlet yöneticisi sağlam olmalıdır.


5 - Tüm okullar, hastaneler, kışlalar, ATM’ler ve benzeri toplu yaşam alanları süratle kontrol edilerek, riskli olanlar boşaltılarak, yenileri yapılmalıdır.


6 - Başta İstanbul olmak üzere deprem bölgelerindeki tüm konutlar iki yıl içinde yenilenmelidir.


7 - Deprem, sel ve benzeri tabiat olaylar felaket değildir. Eğer tedbirini almazsan o zaman bunlar felakete dönüşür. O nedenle hepsinin önlemi vardır ve alınmalıdır.


8 - Deprem bölgelerini ağır sanayi alanlarına çevrilmemelidir.


9 - İlkokullara deprem ve tabii felaketler dersi ve kursları konulmalı, önlemleri öğretilmeli ve öğrencileri birer deprem arama kurtarma ekibi gibi yetiştirilmelidir.


10 - Geçmiş depremlerden ders alarak, hatalar tekrarlanmamalıdır.


11 - Yer bilimci ve Jeolog gibi bilim adamlarının uyarılarına kulak verilmelidir.


12 - Japonya’nın depreme karşı teknik uygulamaları öğrenilerek, aynısı yapılmalıdır. Kur’an yakma olayı


Danimarkalı ırkçı bir parti lideri olan Rasmus Paludan, önce Stokholm’de Türk Büyükelçiliği önünde, daha sonra da Danimarka’da Konenhag’da cami önünde Kur’an-ı Kerim yakmıştı. Yine 24 Ocak günü Hollanda’da Lahey’de benzer bir olay yaşanmış, ırkçı Pegida hareketi Lideri Edwin Wagensveld, Hollanda parlamentosu önünde Kur’an yırttı.


Prof. Dr. İbrahim Öztek, konuşmasında, “Bu hareket ilkelliktir. Tarihte çok tanrılı din mensupları birbirlerine din üzerinden saldırmışlardır. Yine ilkel düşüncelerle haçlı seferleri ile Avrupalıların birbirleri ile yaptıkları mezhep savaşları yaşanmıştır. 661 yılında Sıffın savaşında Muaviye ordusu Kur’an sayfalarını yırtarak, mızraklarının ucuna takıp Hz. Ali’nin ordusuna saldırmışlardır. Amerika’da bazı sözde din adamları Müslümanlığı, şeytanın dini olarak kabullenmiş ve 11 Eylül gününü Kur’an’ı yakma günü ilan etmişlerdir.


1988 yılında Hintli Salman Rüşdi, Kur’an ve Hazreti Muhammed’e şeytan ayetleri üzerinden saldırmıştır. Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra Müslümanlığın koruyucusu ve yücelticisi olmuşlardır. Batılılara göre Müslüman demek Türk demektir. Bu nedenle batılı Müslüman düşmanları, Türkiye’ye saldırmaktadır. Bizler dinimiz ve amentü gereği tüm dinlere, onların peygamberlerine ve kutsal kitaplarına saygılıyız. Diğer din mensuplarından da aynı saygıyı beklemek hakkımızdır. NATO’ya girmeye çalışan bazı kuzey Avrupa ülkelerinde Kur’an’ın yakılması, bu ülkelerin NATO’ya girmelerinin Türkiye tarafından engellenmesine neden olacaktır. Bu olaylar siyasidir. NATO ve dolayısıyla ABD’nin, Avrupa’da nüfus artışını engellemek içindir. NATO’nun yayılması, her şeyden önce Rusya’nın ve Almanya’nın aleyhinedir. Bu durumda Türkiye’nin tavrı önemlidir. Kur’an’ın yakılmasına karşılık Türkiye’nin gösterdiği reaksiyonlar karşısında bu hainler biraz daha azgınlaşmaktadır. Onun için en iyisi bu provakatif eylemler görmezden gelinmeli, pirim yapmaları engellenmelidir. Öte yandan siyaseten yapılması gerekenleri tabi ki Türk devleti yapacaktır. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Müslümanlığın hoşgörüsü ve sevgisi diğer dinlerin mensuplarında mevcut değildir. Amentümüz bir diyenler Müslüman düşmanlığından vazgeçmeli ve bizim gösterdiğimiz saygıyı onlar da bize göstermelidir” dedi.


Daha sonra İlyas Tekin tarafından depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için Kur’an okundu, dualar edildi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER