Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücret ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, “İşçi ve işveren sendikalarının temsilcileri bu yıl bu işi uzatmayalım kısa sürede tespit edelim dediler. Biz de aynı görüşteyiz” diye konuştu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ev sahipliğinde bakanlık binasında düzenlendi. Böylelikle 6 milyona yakın çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında resmi süreç başladı. İşverenleri TİSK, işçileri ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olan Türk-İş temsil etti.
Burada konuşan Bakan Bilgin, Türkiye’de yaşanan şu anki döviz ve kur dalgalanmalarının bir süre sonra bir şekilde istikrara kavuşacağını ifade ederek, “Çünkü esas makro göstergeler onlar değildir. Esas makro göstergeler büyümedir, istihdamdır, büyümenin kalitesidir, sürdürülebilirliğidir, ihracattır, ihracatın ithalatı karşılama oranındaki artıştır. Bütün makro ekonomi okumuş kişilerin bakacağı göstergeler bunlardır. Döviz önemsiz midir? Önemlidir ama bu dalgalanmalar bu makro değişkenlere bağımlı olarak belirli bir düzeyde iktisat politikalarının kararlılığı ile istikrara kavuştuğu zaman ekonominin gücünü açığa çıkaracak olaylar olarak değerlendirilebilir” diye konuştu.
“İşletme sahiplerinin yüzde 51’i önümüzdeki yıl kötüye gidip gitmeyeceği konusunda bir değişim olmayacağını dile getirdi”
Türkiye çapında yaptıkları bir araştırma ile hem işveren kesimine hem de emekçilere ulaştıkları anket çalışmasını ele alan Bilgin, “Araştırma çok kapsamlı. Araştırmanın iki safhası var. İlk safhada biz anket uygulaması ile hem işverenlerin hem işçilerin beklentilerini, ekonomik sorunlara bakış açılarını irdelemeye çalıştık. Bu birinci kısmı. İkinci kısmı da daha derinlemesine teknikle bu çalışmaya katılanların meseleye bakış açılarını anlamaya çalıştık. Ben burada size yüzdelik hesabına yansıtabileceğimiz oransal değişkenleri gösterecek rakamlardan bahsedeceğim. Biz bunu Kasım ayında, 26 şehirde gerçekleştirdik. 26 ilde 604 işverenle görüştük. Muhtelif sektörlerde bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Yani Türk üretim yapısının ağırlıklı oranlarını yansıtacak düzeyde işletmelerle girildi ve işletmelerin hem sahipleri hem de profesyonel yöneticileri ile görüşmeler yapıldı. İşletmemizin faaliyet gösterdiği sektörler denildiği zaman, onlara bir önceki yılla karşılaştırıldığı zaman önümüzdeki seneyi nasıl değerlendiriyoruz dediğimiz zaman; yüzde 51’i bir değişim olmayacağını, yüzde 37’sinin çok daha iyi olacağını küçük bir kısmını kapsayan yüzde 11’inin de biraz karamsar olduklarını, işlerin kötüye gideceğini tahmin ettiklerini görüyoruz” diye konuştu.
İŞTE ANKETTE ORTAYA ÇIKAN OLASI RAKAMLAR
“İşverenlerin yüzde 33,9’u asgari ücretin 3 bin 500 ile 3 bin 750 lira arasında olması gerektiğini ifade etti”
Ankette, işverenlere asgari ücretin en kadar olması gerektiği sorduklarını aktaran Bakan Bilgin, “Burada ağırlıklı olarak toplanan oranın yüzde 33.9’unun 3 bin 500 ile 3 bin 750 lira arasında asgari ücretin olması gerektiği şeklinde bir kanaate sahip olduklarını gördük. 3 bin 750 ile 4 bin lira olanların oranı yüzde 13, ikinci sırada ise 3 bin 251 ile 3 bin 500 lira arasında yer alan işveren grubunu görüyoruz. Asgari ücretin hayat şartlarını nasıl etkileyeceği konusunda yapılan bir değerlendirmede, iyi etkileyeceğini, olumlu etkileyeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 42,2. Bu rakamlar iyimserliğin ifadesidir. Asgari ücret ile ilgili artışların hayatı olumlu etkileyeceğine dönük beklentiler ile paralel gittiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“İş verenlerin yüzde 89’u asgari ücrete yapılacak artışın ekonomiyi canlandıracağını düşünüyor”
İşverenlere, asgari ücrete yapılacak artışın ekonomiyi canlandırıp canlandırması sorduklarını belirten Bakan Bilgin, “Cevap çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Yüzde 89’unun ekonomide büyük bir canlılık oluşturacağını söylüyor. İşten çıkarmalara yol açabilir mi? sorusu çok önemli. Yüzde 74’ü işverenlerin asgari ücret arttıkça işten çıkarmalardan endişe ettiklerini söylemişlerdir. Derinlemesine araştırmaların verilere baktığımız zaman, işverenlerimiz belirli bir oranın üzerindeki artışın ancak işten çıkarma ile iş yerinin ayakta kalması arasında bir tercih olacağını söylemektedirler. Bu konuda endişeleri olduğunu görüyoruz. Asgari ücretin tüketici fiyatlarını ne düzeyde etkileyeceği konusunda da kanaatleri çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
“İşverenler, asgari ücretin yukarıya tırmanmasının ciddi düzeyde işsizliğe yol açacağını dile getirdi”
Yeni dönem asgari ücreti ne kadar olması gerektiği sorusuna işverenler tarafından verilen cevapların ilginç olduğuna dikkati çeken Bilgin, “Bunların içinde çok dikkat çeken bir ayrım var. Firma sahiplerinin yüzde 36’sı 3 bin 500 ile 3 bin 750 arasında bir asgari ücret isterken profesyonel yöneticilerin ağırlık olan kısmı yani yüzde 34’ü çok uçuk diyebileceğimiz rakamlar, 6 bin liranın üzerinde rakamlar söylemişlerdir. Dolayısıyla profesyonel yöneticilerle iş verenlerin işletme sahipleri arasında böyle bir farklılaşmanın olmasını anlayabiliriz. Burada bu oranlara yansımayan bir gerçeği paylaşmak isterim. Küçük işletmeler ve mikro işletmeler, 50 kişinin altında işçi çalıştıran işletme sahipleri ve profesyonel yöneticiler de asgari ücretin yukarıya doğru tırmanmasının ciddi düzeyde işsizliğe yol açacağı, kendilerini sıkıntıya sokacağı gibi sorunları dile getirdiğini sizlerle paylaşmak isterim” değerlendirmesini yaptı.
“İşçilerin yüzde 37,3’ü asgari ücrette 3 bin 751-4 bin arasında bir rakamı bekliyor”
Araştırmanın emekçileri kapsayan ikinci kısmında, mikro, küçük, orta ve büyük işletmelerde çalışan 2 bin işçi ile yapıldığını dile getiren Bakan Bilgin, “Bunların yüzde 13’ü aldıkları asgari ücretin dışında bir işte de çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Asgari ücret beklentilerinin ne olduğunu sorduğumuzda da ağırlıklı toplanan oranın yüzde 37,3 ile 3 bin 751 ve 4 bin rakamı arasında muhtelif görüşler dile getirdiğini görüyoruz. İkinci oranın ise 4 bin 500 ile 5 bin arasında yüzde 21 şeklinde, diğerinin ise yüzde 13’lük bir oranda toplandıkları görülüyor. Ailenizde başka bir kişi var mı diye asgari ücretle çalışanlara sorulduğu zaman, bunların yüzde 61’inin hayır dediğini görüyoruz. Dolayısıyla yaklaşık yüzde 40’ının ailede tek ücretli olmadığını göstermesi bakımında da ilginç. İşçilerimiz de asgari ücretin artmasının ekonomiyi canlandıracağını düşünmektedir” dedi.
“İşçilerin yüzde 60’ı asgari ücretteki artışın işten çıkarmalara yol açmayacağını söyledi”
İşçilere, asgari ücretin artmasının işten çıkarılmalara yol açıp açmayacağının sorulması üzerine işverenlerin düşüncelerinin tersine bir eğilim olduğunu belirten Bakan Bilgin, “İşçilerimizin yüzde 60’ı yaklaşık hayır işten çıkarmaya yol açmaz diyorlar. Kısaca araştırmanın hakkında bir bilgi verebilecek tabloyu sizlerle paylaştım. Ama işçilerimize de derinlemesine sorulan sorularda da şu ön plana çıkıyor. Bilhassa küçük işletmelerdeki emekçilerin üzerinde durduğu husus, biz asgari ücretin artmasını istiyoruz ama işimizin devam etmesini istiyoruz. Bu vurgunun özellikle küçük işletmelerde öne çıktığını belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücretin çok kısa sürede tespit edilmesinde bakanlık olarak aynı görüşteyiz”
Asgari ücret ile ilgili çalışmaların devam edeceğini dile getiren Bakan Bilgin, “Bunun kuralları var. Çalışma Genel Müdürlüğümüzün, Bakan Yardımcımız Ertuğrul Bey ile birlikte sürdürülecek teknik çalışmalar var. Bunun yaklaşık 4 oturumla tamamlanmasını düşünüyoruz. Bu süreci biz bu sene TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay çok uzatmayalım, çok kısa sürede tamamlayalım görüşünü belirtti. Aynı görüşü TİSK Başkanı Özgür Akkol da bunu uzatmanın anlamı yok, makul bir yerde bitirelim dedi. Biz de aynı görüşteyiz. Dolayısıyla kısa sürede bu meselenin çözüme kavuşturulacağını, Türkiye’nin toplumsal barışına katkı yapan, aynı zamanda iş verimliliğini artıran, işe dair yabancılaşma karşıtı bir bütünleşmeyi dile getiren çalışanlar açısından özellikle bir rakamda buluşacağımızı düşünüyorum” dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat’ın konuşması ile devam etti.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Nazmi Irgat canlı yayında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Toplumun geniş bir kesimi yapılacak komisyon toplantısının sonuçlarını umutla beklemektedirler. Alınacak bu karar beklentileri karşılar, hayal kırıklığına yol açmaz, iş barışı ve toplumsal huzuru getirir. 2021 yılı fevkalade bir yıl oldu. 2020'de başlayan salgın hastalık, olumsuzluklar, çalışma yapısı değişiklikleri, uzaktan çalışma, evden çalışma, kısa çalışma, ücretsiz izin gibi uygulamaları içinde oldular. Bu insanların ücret ve gelirleri büyük kayba uğradı. Enflasyon süreci başladı.
"İLK DEFA OLUYOR"
İlk defa oluyor. Hem işverenlerimiz, hükümetimiz ve biz çalışanlar ilk defa ortak noktaya gelmiş bulunuyoruz. Enflasyonun üzerinde bir artış olmasını işverenlerimiz de kabul ediyor. Çalışanlar elbette ki sosyal devlet anlayışı içinde refah devletine ulaşırlar. Gıdadaki artışların önüne geçilmesinin zamanı gelmiştir.
"FARKLI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ise yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: 1.5 yılı aşkın süredir koronavirüs nedeniyle farklı bir dönemden geçiyoruz. Çalışanlarımızın sağlığı ve refahı önce geldi. Bu toplantıların sonucunda tüm taraflar için fayda yaratacak bir kararla sürecimizi tamamlayacağız. Dünyada ve ülkemizdeki sürekli değişen ekonomik dinamiklerin içindeyiz.
"SEKTÖR OLUMSUZ ETKİLENDİ"
Ekonomide küresel olarak içinden geçtiğimiz süreçte hükümetimiz tarafından istihdamın korunması ve artırılması için verilen destekler oldukça önemlidir. Ne yazık ki tüm dünyada artan Emtia, ham madde fiyatları ve çip krizi gibi sorunlar birçok sektörümüzü maalesef olumsuz olarak etkiliyor. Hizmet sektörünün toparlanmamış olması biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Dünyada ve ülkemizde ilave istihdam yaratmak maalesef zorlaşmaktadır. Ayrıca ülkemizin vergi gelirleri, gerek işverenler üzerindeki haksız rekabette olumsuz etkisi olan kayıt dışı istihdam yüzde 30'lara ulaştı. 9 milyonun üzerindeki kayıt dışı çalışanın devlet üzerinde yarattığı kayıp 150 milyar lira üzerindedir.