İstanbul
Suudi Arabistan petrolünün bir kısmını Çin yuanıyla fiyatlandırma açılımında öncü olmasına rağmen bu alanda ilk olarak BAE adım attı.
Şanghay Petrol ve Doğal Gaz Borsası 28 Mart'ta Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Şirketinin (CNOOC), uluslararası ticarette ilk kez yuan kullanarak Fransız Total Energies şirketi ile sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticareti gerçekleştirdiğini açıkladı. Bu ticaretin BAE'den ithal edilen yaklaşık 65 bin ton LNG'yi içerdiği aktarıldı.
BAE'nin sıvılaştırılmış gaz ihracatının bir kısmını Şanghay Borsası'nda yuan cinsinden fiyatlandırmaya devam edip etmeyeceği henüz açıklanmadı. Yoksa bu adım sadece ABD'nin tepkisini ölçmek için mi atıldı, bilinmiyor.
Çin Devlet Başkanı'nın petrol ve gazın yuan ile fiyatlandırılması çağrısı
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, aralık ayında Suudi Arabistan ziyareti sırasında Körfez ülkelerine Şangay Borsası'nda petrol ve gazın yuan cinsinden fiyatlandırılması çağrısında bulunmuştu.
Riyad, Çin Devlet Başkanı'nın çağrısına hemen yanıt vermedi ancak bundan yaklaşık bir ay sonra Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ülkesinin "ABD doları dışındaki diğer para birimleriyle de ticaret yapabilmek amacıyla görüşmelere açık olduğunu" duyurdu.
Suudi Arabistan, insan hakları dosyaları ve petrol üretimini artırma talepleri nedeniyle ABD baskısını üzerinde hisssetmeye devam ederken zaman zaman yuan cinsinden petrol fiyatlandırma kartını sallamayı bırakmıyor.
Petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılması, 1971'de altından kopan ABD para birimini ve ona olan küresel talebin azalmasını nasıl engellediyse, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin de petrolün dolarla fiyatlandırılmasından vazgeçip farklı bir para birimine geçmesiyle doların yeniden güç kaybetmesi mümkün.
ABD Hazine Bakanlığı eski müsteşarı Monica Crowley, Fox News'e yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan gibi OPEC ülkelerinin de başka para birimlerinde petrol satmaya karar vermesi, ABD ekonomik sisteminin çökmesi ve büyük bir felaket anlamına gelir." uyarısında bulundu.
ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyonu dengelemek için faiz oranlarını yükseltmeye devam etmesi, sıcak sermayenin yüksek getirili ABD tahvilleri satın almak için Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika'da gelişmekte olan piyasalardan kaçışına neden oldu.
Ülkelerin para birimleri ve ekonomileri bu durumdan zarar görürken, zarara giren ülkeler, alışverişlerinde ulusal para birimleri ile işlem yapmayı gündeme aldı.
BRICS ülkeleri dolardan vazgeçme yolunda
Latin Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya'nın Çin ile yıllık yaklaşık 150 milyar dolar tutarındaki ticaretinde yuan ile işlem yapma kararı ABD'de parasal bir deprem etkisi oluşturdu.
BAE'ye ait bir sıvılaştırılmış gaz sevkiyatının yuan ile yapılmasının karara bağlanmasından bir gün sonra atılan bu adım, doların ticari işlemler üzerindeki tekelinin sona ermesinin ve en önde gelen rakibi olan yuanın yükselişinin başlangıcına işaret ediyor.
Çin haber ajansı Xinhua, Brezilya Merkez Bankasına göre, yuanın avroyu geride bırakarak Brezilya'daki en büyük ikinci rezerv para birimi haline geldiğini aktardı.
Brezilya, Luiz Inacio Lula da Silva'nın 2022'de yeniden iktidara gelmesinin ardından diğer BRICS ülkelerindeki (Çin, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika) ortaklarıyla yakınlaştı.
Doların hegemonyasına son verme konusunda hevesli olan BRICS ülkeleri de bu konuda birçok önlem aldı.
Batılı ülkelerin Ukrayna'daki savaş nedeniyle ekonomik yaptırım uyguladığı Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Rusya ile Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki işlemlerde yuan kullanılmasına" destek verdiğini açıkladı.
Dünyanın petrol ve gaz devlerinden birinin dış ticaretini yuan üzerinden fiyatlandırması, Çin para biriminin ABD dolarına alternatif olarak yükselişini daha da hızlandıracak veya en azından küresel ticaret üzerindeki hakimiyetini kıracak önemli bir adım.
Batı ve Arap medyasında yer alan haberlere göre Hindistan, Rus petrolünün devasa ithalatının bir kısmını dolar yerine BAE dirhemiyle ödemeye başladı. BAE para birimi dolara bağlı olmasına rağmen, istikrarı sayesinde kur sepetinde küresel bir ticaret para birimine dönüşmesi ihtimal dahilinde.
Rusya Devlet Başkanı Putin'in 2022 yazındaki "BRICS grubu ülkelerinin kur sepetine dayalı alternatif bir uluslararası para birimi oluşturmaya hazırlanması" yönündeki açıklaması anımsanırsa, bu, "doların gücü ve bunun ekonomi üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele" için BRICS grubu ülkelerin önündeki seçeneklerden biri olmaya aday.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergev Lavrov ocak ayında bu düşünceyi onaylayarak ağustosta düzenlenecek BRICS zirvesinde ortak para birimi konusunun ele alınacağını söyledi.
Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturan BRICS ülkelerinin ortak bir para birimi belirlemesi, küresel ticaret ve rezerv para birimi olan dolar üzerinde daha fazla baskı oluşturacak.
ASEAN da dolara bağımlılığı azaltmak istiyor
ABD, Çin, Japonya ve Almanya'dan sonra dünyanın beşinci; Asya'nın ise üçüncü büyük ekonomisine sahip "Güneydoğu Asya Uluslar Birliği" de (ASEAN) ticari işlemlerde dolara bağımlılığı azaltmanın yollarını arıyor ve kendi aralarında ulusal para birimlerini kullanmak istiyor.
Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Singapur'un yanı sıra Brunei, Vietnam, Laos, Kamboçya ve Myanmar olmak üzere toplam 10 kurucu üyesi bulunan ASEAN'ın Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları, bu bağlamda, finansal işlemlerde dolar, avro, yen ve sterline bağımlılığın azaltılması ve anlaşmalarda yerel para birimlerine geçişi görüşmek üzere 28 Mart'ta Endonezya'da bir araya geldi.
ASEAN Briefing sitesindeki habere göre, Kasım 2022'de Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler ve Tayland arasında ticaretin ulusal para birimleriyle yapılması konusunda anlaşmaya varmıştı.
Öte yandan Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Güney Kore ekonomilerini kapsayan Asya Kaplanları'nın da kendi aralarındaki ticarette yerel para birimlerine yönelmesi, küresel ticarette dolar üzerindeki baskıyı artırıyor.
Dünya dolara güvenini kaybederse ne olur?
Washington, doların küresel hakimiyetinin sarsılmasına yönelik gelişmelere endişeyle yaklaşıyor.
ABD, gelişmekte olan ülkelerin çoğunun ekonomisine verdiği zarara bakmaksızın enflasyonu dizginlemek için üst üste dokuzuncu kez faiz artırımına gidiyor.
Dolara yönelik küresel talep düşerse, doların değeri zayıflayacak, enflasyon da yükselecektir. Ancak ABD Merkez Bankası faiz oranlarını sonsuza dek yükseltemez ve daha büyük miktarlarda "yeşil kağıt" basamaz. Aksi takdirde ülke ekonomisi zayıflayabilir, enflasyon yükselebilir ve hatta 1929 Büyük Buhranı'nda olduğu gibi ekonomide durgunluğa hatta krize yol açılabilir.
ABD'nin borcu geçen yılın sonunda 31,4 trilyon dolara ulaştı. Bu, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 125'ine denk geliyor. Eğer dolar küresel talebini kaybederse ve dünyadaki büyük ekonomiler dolara alternatifler getirirse bu durum çok fazla ABD tahvilinin satışına yol açacak ve borçları ödenemez bir noktaya gelecektir.
Bu, özellikle 1971'de doların altına dönüştürülebilirliğini kaldırılmasıyla ABD ekonomisinin artık eşdeğer sağlam değere sahip olmamasından sonra ABD'nin endişe ettiği en kötü senaryo.
Doların gücü, ülkenin askeri ve ekonomik gücü ile siyasi etkisiyle bağlantılı "manevi" bir temel üzerine kurulu.
Ülkelerin, şirketlerin ve bireylerin ABD ekonomisinin gücüne "güvenleri" onları dolara güvenmeye yönlendirir ve krizler karşısında doları ihtiyati bir para birimi haline getirir.
Washington, bu güç ve nüfuz aracılığıyla 1971'de Körfez ülkelerini petrolü dolar üzerinden fiyatlandırmaya ikna etti ve bu dünyanın ABD para birimine güvenini pekiştirerek onu bir ticaret ve rezerv para birimi haline getirdi.
Ancak dünya ABD'nin ekonomik ve askeri gücüne, siyasi etkisine "güvenini" kaybederek ticaret ve rezerv için alternatif para birimlerine yöneldiği anda dolar parlak günlerini kaybedecek, yıldızı sönmeden önce belirli bir dönem küresel ticarete hakim olan sterlin ya da diğer para birimleriyle benzer kaderi paylaşacak.