Gündem

Bahçeli’nin hedefinde Moody’s vardı

Moody’s’i eleştiren MHP lideri Bahçeli, “Vakit kaybetmeden not kırarak Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke olmadığına dair yaygara koparmaları finans oligarşisinin son iki asırda olduğu gibi yine işbaşında olduğuna kanıttır. Silahla başaramayanlar; faiz, kur, finansal varlıklar üstünden yeni bir alan açmanın peşindedir” dedi.

Bahçeli’nin hedefinde Moody’s vardı
29-09-2016 18:31

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündeme ilişkin basın açıklamasında bulundu. Türkiye’nin, milli varlığını doğrudan hedef alan alçak bir suikastla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “15 Temmuz FETÖ kalkışmasından itibaren milletçe yaşadığımız korku ve kâbus dolu günlerden dolayı Türkiye tanınmaz, tarif edilemez haldedir. Güvenlik duvarlarımız delik deşiktir. Ümit kapıları kırık döküktür. Milli birlik ve kardeşlik ortamı yara bere içindedir” dedi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kalkındırma Programı hakkında bilgi veren Bahçeli, konuya ilişkin olarak şunları söyledi:

“FETÖ’nün 15 Temmuz ihaneti nesiller geçse de unutulmayacak, hafızalardan çıkmayacak bir düşmanlıktır. Ülke olarak hala kapkara o meşum Temmuz akşamının sarsıntılarını göğüslemekle uğraşıyor, tonlarca ağırlığındaki enkazı kaldırmakla meşgul oluyoruz. Türkiye güçlü, muktedir ve egemen bir devlettir. Elbette bu badirenin de üstesinden gelecek, özlemle beklenen huzur ve güvenceye kavuşacaktır. Ne var ki, yama küçük yırtık büyüktür. Hasar fazla, tamirat eksik ve yetersizdir. Devletin bir tarafı doğrulurken, diğer bir tarafı inişe geçmektedir. Fetullahçı Terör Örgütü’nün tahrip etmediği, sızıp fitne aşılamadığı, yuvalanıp aşındırmadığı hiçbir kurum ve kuruluş neredeyse yok gibidir. Türkiye FETÖ’yle yatıp PKK’yla kalkmaktadır. Bu hazin ve hüsran verici bir kısır döngüdür. Yaşadığımız şiddetli buhrana yeni bir Fetret Devri tanımı getirmek bile maksadı izahta noksan kalacaktır. Türkiye düşmanı çevreler, FETÖ ve müzahir terör örgütleri vasıtasıyla Türk milletini dize getirerek emperyalizmin dayatmalarına boyun eğmesini hedeflemiştir. Bu nedenle ülkemiz hem içten hem de dıştan çembere alınmıştır. Küresel nifak masalarında yapılan görev dağılımına göre; PKK, IŞİD, PYD-YPG, DHKP-C bildik terör yöntemleriyle üzerimize saldırmış, bunun yanında FETÖ devlet içinde paralel bir kulvar açarak gün be gün palazlanmış, güçlenmiş, hareket kabiliyetini arttırmıştır. Siyasi, ekonomik ve askeri tüm imkânları iğrenç emellerine alet edecek kıvama gelen FETÖ, Türkiye’nin etnik ve mezhep temelli iç savaş ve bölünme ortamına mahkum olması için 15 Temmuz’da acımasızca devreye girmiştir. Cebinde veya evinde bir dolar bulunduran, bylock sistemiyle haberleşen, anayasa, yasa ve yönetmeliklerin dışında bir hiyerarşik sisteme dahil olan FETÖ’cüler, Türk devletini kanser hücresi gibi sarmışlardır. Her meslek grubundan, siyaset ve toplum hayatının her kesiminden FETÖ’nün yaşaması, kanlı ve hain niyetlerini gerçekleştirmesi için ortak cephe hattı kurulmuştur. FETÖ; ilk aşamada yüce dinimizin içine saklanarak, hizmet ve himmet kisvesi altında uzun bir örgütlenme dönemi geçirmiş, hayatın her alanına hızla nüfuz etmiştir. FETÖ, zulmün ağırlık merkezleriyle, Türk ve İslam düşmanı odaklarla yumuşak ilişki kurmuş, hatta zamanla işbirliğini yoğunlaştırmıştır. Sözde herkese el uzatmışlar, gerçekte her pis işe, her kirli amaca, her alçak plana hevesle, heyecanla ortak olmuşlardır. Takiye ustası şarlatanlar, Pensilvanya mukimi sanal ve sahte hocalar Türkiye’ye kim hasımsa onlarla bir olmuş, entrika kardeşliği yapmışlardır. Bunlar oluyorken, iktidarla iyi diyaloglar geliştirerek paralel devlet yapılanmasına kan ve kadro takviyesi yapmışlar, inatçı engelleri kolaylıkla aşmışlardır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, FETÖ, Anadolu’nun istilası amacıyla özel eğitimden geçirilip kılıktan kılığa sokulan, herhangi bir kök ve kimlik hassasiyeti taşımadığı gibi, vicdan ve imana da yabancı olan soysuz ve hıyanet temelli bir çetedir. Yargıdan eğitime, siyasetten ekonomiye, TSK’dan emniyet teşkilatına kadar FETÖ her yere zehrini akıtmış, her tarafa kirini bulaştırmıştır. Türk devleti, bünyesinde gayri meşru bir yapılanmayı taşımak, hatta büyütmek durumunda kalmıştır ki, bu vebal ismini saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok kişinin sırtındadır. FETÖ, ikinci aşamada, silaha, bombaya müracaat ederek ülkenin yönetimini efendilerinin nam ve hesabına doğrudan ele geçirmek istemiştir. 15 Temmuz’da yaşananlar tam da budur.”

“SİLAHLA BAŞARAMAYANLAR; FAİZ, KUR, FİNANSAL VARLIKLAR ÜSTÜNDEN YENİ BİR ALAN AÇMANIN PEŞİNDEDİR”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürme kararı vermesini de değerlendiren Bahçeli, “Vakit kaybetmeden not kırarak Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke olmadığına dair yaygara koparmaları finans oligarşisinin son iki asırda olduğu gibi yine işbaşında olduğuna kanıttır. Silahla başaramayanlar; faiz, kur, finansal varlıklar üstünden yeni bir alan açmanın peşindedir. FETÖ ve benzeri yapılanmalar görüntüde besmele çekip Efendimize salavat getirirken, kalben haç çıkarıp Kilise çanlarıyla avunmakta, emperyalizmin ayinlerine katılmaktadır. FETÖ, işbirlikçidir, haindir; vatan, millet ve din nefretiyle malul şeytan uşağıdır. PKK neyse FETÖ odur. IŞİD kimse FETÖ tıpkısının aynısı, belki de bir gömlek üstüdür. Çok şükür 15 Temmuz darbe ve istila teşebbüsü binbir güçlük ve fedakarlık örneğiyle bastırılmıştır. İkinci bir darbe olacağını söyleyerek karamsarlık ve kriz tacirliği yapanlar da hadlerini aşmaktadır. Maskaralığa dönen bu kahinlik tutkusundan muhatapları derhal vazgeçmelidir. Yeni bir darbeye yeltenen, aklından geçiren kim ya da kimler varsa, bilsinler ki, önce bizim bedenimizi çiğnemek mecburiyetinde kalacaklardır. Darbecilerin geleceği varsa, Allah’ın izniyle görecekleri de vardır. Kulun hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır ve hepsinden, her şeyden kudretlidir. Türk milleti dağılmanın eşiğindeyken yeni bir destan yazıp birliğini korumuştur. Gerekirse aynısını daha şiddetle tekrarlayacaktır. İhanet ve melanet cephesine karşı Türkiye etten bir duvar örmüş, parlayan dehşetengiz ateşi demokrasi kahramanları adeta nefesleriyle söndürmüşlerdir. Türk milleti tarihe geçen bir mücadele azmi göstermiştir. 174 sivil vatandaşımız, 62 polisimiz, 5 askerimiz olmak üzere 241 evladımız 15 Temmuz ve sonrasında şehit olmuştur. 2 bin 194 kardeşimiz de yaralanmıştır. FETÖ karşısında Çanakkale ruhuyla hayata veda eden şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, yaralı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ FETÖ’NÜN TÜM KALINTI VE TORTULARINDAN ARINMAK ZORUNDADIR”

FETÖ’yle mücadelenin her boyut ve düzeyde sürdüğünü kaydeden Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu doğal olduğu kadar doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti FETÖ’nün tüm kalıntı ve tortularından arınmak zorundadır. Bizim buna desteğimiz ise tamdır. Yenikapı ruhuna bağlılığımız da tartışmasızdır. İstiklal ve istikbalimiz bakımından başka bir seçenek yoktur. Bugüne kadar 8 adet KHK çıkarılmış, çok sayıda asker ve sivil nitelikli kamu personeli ihraç edilmiş veya açığa alınmıştır. Devletteki dip bucak temizliği devam etmektedir ki, bunun da kısa zamanda sonuçlanmasını beklemek aşırı iyimserliktir. Ancak FETÖ’cüleri devlet ve toplum hayatından ayıklarken, hiçbir suçu olmayan, hiçbir günahı bulunmayan vatandaşlarımızın mağdur olduğuna yönelik çok sayıda şikayet ve müracaatın varlığı da gizlenemeyecek denli ortadadır. 12 Eylül 2016 tarihli yazılı basın açıklamamız da vurguladığım gibi, Yurtta Sulh Konseyi isimli ihanet yapılanmasının ana ve tepe kadrosundan henüz bahseden yoktur. Bu hain ve haysiyetsizlerin kimlerden oluştuğu açıklığa kavuşmuş değildir. En alt düzeyde memur, işçi veya diğer mesleklerden kişilerle uğraşıldığı kadar; 15 Temmuz’un sevk ve idaresini yapan lider kadrosunu konuşan da pek görülmemektedir. Adil Öksüz isimli hain hala kaçak, ama hakkında en ufak şikayet olan veya FETÖ’cülükten suçlanan herhangi bir kişi gözaltına alınmaktadır. Bu tutarlı ve adaletli bir durum olamayacaktır. Hepsinden önemlisi, mahkeme kararı olmadan hiç kimseye suçlu muamelesi de yapılamayacaktır. Zira Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır ve de Türkiye merdiven altı lobilerin, koridor köşelerinde kurulmuş kulislerin eseri olmadığı gibi; lütufla, bağışla, ikramla Türk milletine sunulmuş yeni yetme icazetli bir devlet hiç değildir. Suçun sabit olması için mahkeme kararını beklemek şarttır. Bu bahisle Türkiye’nin FETÖ kamburundan kurtulması amacıyla yürütülen çok yönlü mücadelenin tavsamaması için masumların hak ve taleplerine duyarsız kalınmamalıdır. Aksi halde gittikçe büyüyen sosyal maliyet çığ gibi ülkemizin üzerine düşecektir. Mesela bylock kullanan bir memur tutuklanırken, aynı eylemin içinde yer alan siyasetçi veya yüksek kademeli bir bürokrat görmezden geliniyorsa, bu adaletsizlik ve fahiş yanlış tsunami etkisi yaratacak, toplum ve devlet hayatını içten içe çürütecektir. Hukuk karşısında herkes eşittir. Hiçbir imtiyazlı kişi veya kesim dikkate alınmaksızın, adaletin terazisi hakkında yoğun kuşku ve delil olan kim varsa tartmalıdır. Adalete güvenelim, hukuka inanalım. Peşin hükümlerle, sırf asılsız ihbar ve kara çalmalarla da hiçbir vatan evladının saygınlığına, itibarına, aile ve toplumsal bütünlüğünün bozulmasına müsaade etmeyelim, göz yummayalım. Şimdilerde 15 Temmuz FETÖ-PDY darbe girişimi ana dosyasına dahil edilen Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk Davalarında bir dönem yaşanan rezaletlerin tekrar etmemesi için herkesi sorumluluğa davet ediyorum.”

“MHP HÜKÜMETİ TERÖRLE MÜCADELEDE MİLLİ TAVIR İÇİNDE KALDIĞI SÜRECE DESTEKLEYECEKTİR”

FETÖ’nün, 15 Temmuz’dan sonraki bir amacının da mağdur kitlesinin büyüyerek soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin sekteye uğraması olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Son derece uyanık olunması gereken bu risk nedeniyle, 15 Temmuz’un arkasındaki asıl isimlerin deşifre edilmesi halinde, diğer ayaklarının çorap söküğü gibi geleceğini bilmek ve görmek lazımdır. Türkiye’yi bu kabus ve korku dolu günlerden süratle çıkarmak hepimizin boynunun borcudur. Tereddütleri en aza indirmek, tedirgin ve endişelere son vermek siyaset müessesinin başlıca görevidir. Milliyetçi Hareket Partisi dün, bugün ve yarın ölçeğinde milletin yanında, hakkın yolunda, devletin arkasında olacak; hükümeti terörle mücadelede milli tavır içinde kaldığı sürece destekleyecektir. Aynı zamanda partimiz, mağdur ve mazlum vatandaşlarımız yararına elini taşın altına koymaktan, inisiyatif üstlenmekten, sorumluluk almaktan ve haklarını savunmaktan da asla çekinmeyecek, kaçınmayacaktır” ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli, partisin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı. "Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınması söz konusu bu konudaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Mini Anayasa düzenlemesi önümüzdeki dönemde anayasada kapsamlı bir değişikliği olarak yorumlanabilir mi?" soruları üzerine MHP lideri Bahçeli, ”Cumhuriyet Halk Partisi’nin işi kendisinindir, bizi ilgilendirmez. Faaliyetlerini devam ettirmesi en tabii hakkıdır. Mini anayasa için 7 Maddede uzlaşı sağlanmıştır. 3-4 Madde üzerinde liderler seviyesinde bir tercihe veya tedbire gerek kılınmıştır. Önümüzdeki günlerde eğer liderler toplantısı yapılır, bu anayasa; mini anayasa dediğimiz konu üzerinde bir görüş birliğine varılırsa 1 Ekimde yeni açılacak meclis döneminde gündeme gelebilir” değerlendirmesinde bulundu.

"BİZİ POLEMİĞE ÇEKMEYİNİZ"

"CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı Ruhu’nu sarsan bazı açıklamalar yaptı, Bu konuda ne düşünüyorsunuz" sorusuna ise Bahçeli, “Sorularına saygı duyuyorum. Ama bugün üzerinde durduğumuz bu konulardan çok daha önemli ve öncelikli olan konulardır. Onun için polemiğe bizi çekmeyiniz. Kim ne yapıyorsa yapsın, biz herkesi takip ediyoruz. Yenikapı Ruhu’nu benimseyen benimser, benimsemeyen farklı ruhlar peşine düşebilir. Allah yollarını açık etsin” cevabını verdi.

(İHA)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER