Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, TGRT Haber’de İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın ‘Gündem Özel’ programına katıldı. ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ile ilgili konuşan Özlü, “Orada bir insanlık dramı yaşanıyor. 60’tan fazla şehit, 2 binden fazla yaralının olduğu bir hadise söz konusu. Ölenler, yaralananlar Müslüman değil de bir başka dinden de olsa bu haksızlığa karşı çıkmamız gerekir. Türkiye, dünyanın neresinde bir haksızlık varsa sesini yükselten, buna karşı duran, dosdoğru olan bir ülke. Türkiye küresel bir güç olma yolunda bir oyuncu. Dünyanın sessiz kalması çok hayret verici, sadece İslam ülkeleri değil, dünyanın sessiz kaldığı bir durum. BM Genel Sekreteri, dünyanın güvenlikle ilgili teşkilatları ortada hiç yok. Bunlar şu anda ortada olmayacaklarsa ne zaman ortada olacaklar. Dünyada huzur ve güvenin sağlanması noktasında mevcut teşkilatların yetersiz olduğunun bu hadise bir ispatıdır. Hem BM’nin hem de diğer güvenlik örgütlerinin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Biz her zaman mazlumun, ezilenin yanındayız. Bu tavrımızı sürdüreceğiz, her zaman doğruların yanında olacağız” ifadelerini kullandı.
“32 AY ÇOK YANLIŞ”
New York’ta tutuklu olarak yargılanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın 32 ay hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Özlü, “Ortada bir suç yok. 32 ayda çok yanlış. Bunlar oluşturulmuş belgeler, dokümanlar. Bunun arkasında Türkiye’yi mahkum etmek isteyen, Türkiye’yi uluslararası ortamda zor durumda bırakmak isteyen FETÖ yapılanması var. Hakan Atilla davasının arkasında FETÖ yapılanmasının gayretleri vardır. Ben amaçlarına ulaşamadıkları kanaatindeyim. Onların amaçları daha büyük bir ceza verdirtmek ve akabinde Halk Bankası ve Türkiye’yi mahkum etmek vardı” diye konuştu.
“UÇAKLARIN VERİLMEMESİ ÇOK YANLIŞ OLUR”
ABD’nin F-35’leri teslim etmeyeceği iddialarının gündeme gelmesi hakkındaki soruya Özlü, “Çok büyük bir program. 4 uçak, eğitimlerinin de tamamlanması lazım. İlk parti Türkiye’ye verilecek olan. 9 ülke var, içinde Türkiye’de var. Başından beri programın içindeyiz. Uçakların verilmemesi çok yanlış olur. Uçakların verilmemesi gibi bir söylemi ciddiye almıyorum. Her konuda yurt dışında bulunan FETÖ mensuplarının Türkiye aleyhine faaliyetleri var. Sadece F-35 uçaklarında değil, diğer bütün programlarda ulaşabildikleri her şeyde Türkiye’ye karşılar” cevabını verdi.
“BU SÖYLEMLER SANDIKTA KARŞILIĞINI BULMAYACAKTIR”
“24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanına oy verin ama AK Parti’ye oy vermeyin” söylemlerinin ortaya atılmasına yönelik Özlü şunları söyledi:
“Böyle bir söylem var. AK Parti demek Recep Tayyip Erdoğan demektir, Recep Tayyip Erdoğan demek AK Parti demektir. Bu ikisini birbirinden ayıramayız. Ne AK Parti’siz Cumhurbaşkanımızı düşünebiliriz, ne de AK Parti’yi Recep Tayyip Erdoğan’sız düşünebiliriz. Bu o kadar iç içe bir durum ki. Bu söylemin sandıkta bir karşılık bulmayacağı kanaatindeyim. Bizim yaptırdığımız anketlerde milletimiz diyor ki; ‘benim partim kimi aday gösterirse ben partime oy veririm.’ Büyük bir çoğunluk partiye oy verdiğini ifade ediyor. AK parti’de 2002’den beri oluşan bir siyasal kültür var. AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu bir partidir, AK Parti’lilerin tek lideri vardır o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Seçimden umudunu kesmiş olan, seçimlerde bir ikbal, başarı görmeyen partilerin söylemleri, AK Parti’yi içerden çökertebilir miyiz acaba diye düşünüyorlar ama AK Parti sapasağlam ve liderinin peşinden giden bir partidir AK Parti. Bunun sandıkta karşılığı olacağını düşünmüyorum.”
“MUHARREM BEY DERSİNE İYİ ÇALIŞMIYOR”
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin dün katıldığı bir televizyon programında “Özal nasıl gittiyse Erdoğan da öyle gidecek” sözünün sorulması üzerine Özlü, “Ne maksatla söylediğini bilmiyorum. Kasıtlı ve maksatlı söylediyse büyük bir skandal ama her iktidarın bir sonu vardır, AK Parti’nin de mutlaka bir sonu olacaktır gibi bir maksatla söylediyse de çok yanlış. Muharrem Bey’in çok iyi çalışmadığı kanaatindeyim. Muharrem Bey dersine çok iyi çalışmıyor, yüzeysel konuşuyor. Geçenlerde, ‘İktidara gelirsem veterinerden TÜBİTAK Başkanı yapmayacağım’ dedi. 63’te kuruldu TÜBİTAK ve o günden beri hiçbir TÜBİTAK Başkanı veteriner hekim değil. Kaldı ki iyi bir akademisyense bir veteriner hekim de TÜBİTAK Başkanı olabilir. Hiçbir TÜBİTAK Başkanı veteriner hekim değil, ikincisi ise veterinerlere hakaret ediyor. Veterinerden niye TÜBİTAK Başkanı olmasın. ‘Sonu Özal gibi olacak’ söylemleri çok yanlış, yakışıksız söylemler” dedi.
Bakan Özlü, CHP’den 15 milletvekilinin istifa ettirilip İYİ Parti’ye geçirilmesi ve CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin ittifakına ilişkin ise şunları söyledi:
“Bunlar ilkesiz davranışlar. 15 vekilin istifa ettirilip, paketlenip gönderilmesi ve tekrar partiye alınması. İkincisi; 4 partinin hangi değerler üzerine birleştiğini bilmiyoruz. CHP ve SP’yi yan yana koyduğunuzda ne kadar birbirine benziyor. Tamamen farklı dünyaların insanları. CHP düşüncesi ile SP düşüncesi tamamen birbirine zıt. Tek ortak yanları, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı. Tayyip Erdoğan olmasında ne olursa olsun, ülke batsın, ülke yıkılsın. Üzerinde mutabık kaldıkları bir değerler zemini yok. İlkesiz hareketler bunlar.”
Doların 4.50 seviyelerini görerek rekor kırdığının hatırlatılması üzerine Özlü, bunun geçici bir durum olduğunu belirterek, “Seçim ortamındayız, Orta Doğu’da bazı gelişmeler var, hem dışarıdaki gelişmeler hem de seçim ortamından dolayı spekülatif dalgalanmalar. Seçimden sonra Türkiye’nin istikrarlı bir sürece gireceğini, önümüzdeki 5 yıl seçim olmayacağı için bu süreçte kurun dengeleneceği kanaatindeyim. Merkez Bankası piyasaları gözlemliyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu var, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcımız var. Bunlar anlık, günlük gözlemlenen hadiseler” dedi.
SANAYİ ÜRETİM RAKAMLARI
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,8 artmasını değerlendiren Özlü, “Çarklar çok iyi dönüyor. 9,8 demek aslında yüzde 10 demek. Yani 2018 yılı ilk çeyrekte Türk sanayisi yüzde 10 büyüyor. Bu bir rekordur. Eskiden bu tip büyümeleri Çin’de duyardık. Türkiye’nin ortalama büyümesi her zaman sanayi büyümesinden bir puan altta olur. Geçen 3 çeyrek 9,8 ise sanayi büyümesi ortalaması, bu ilk çeyrekteki büyümenin 7’nin üzerinde bir büyüme olacaktır diye düşünüyorum. Sanayide yüksek teknolojiye geçiş programı yürütüyoruz ve 9 sektörle bunu beraber çalışıyoruz. Geçen ilk çeyrekte imalat sanayi içerisinde yer alan yüksek teknolojili ürünlerin üretimindeki artış ilk çeyrekte yüzde 17’dir. Bu oran Mart ayında yüzde 21,3 oldu. Dolayısıyla sanayide yüksek teknolojiye geçiş süreci hızlandırdı” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 2018 yılında odak sektörlere yoğunlaşacağını ve Türkiye’nin sanayi devrimini başlatacaklarına dikkat çeken Özlü, “Bunun yol haritası hazır. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin kendi sanayi devrimi programını başlatacağız ve 2018 sanayimiz için bir atılım döneminin başlangıcı olacak” açıklamasını yaptı.
“SEÇİMDEN SONRA TÜRKİYE’NİN SANAYİ DEVRİMİ PROGRAMINI AÇIKLAYACAĞIZ”
İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın “Almanya Sanayi 4.0, Japonya ise 5.0 diyor. Biz ne diyeceğiz?” sorusunu yanıtlayan Özlü, “Burada bir tartışma var. Alman endüstrisi diyor ki; birinci sanayi devrimi, ikinci, üçüncü ve bu dördüncüdür diyor. Bundan dolayı Endüstri 4.0 diyor, yani sanayiyi esas alıyor. Japonya ise toplumların dönüşümünü esas alıyor. Avcı toplum, tarım toplumu, sanayi toplumu gibi Toplum 5.0 diyor. Biz ne 4.0 diyeceğiz ne de 5.0 diyeceğiz. Bizim programımızın adı Türkiye’nin sanayi devrimi. Biz kendi özgün teknolojilerimizi oluşturacağız. Kendi sanayimizin dijital dönüşümlerini kendi şartlarımız içinde gerçekleştireceğiz ve bunu da yaparken küresel pazara entegre olacağız. Bizim isimlendirmemiz Türkiye’nin sanayi devrimidir. Programımız hazır. Seçimden hemen sonra bunu açıklayacağız. Birbiriyle konuşan makineler geliyor, sıfır stokla üretim yapacak fabrikalar geliyor, karanlık fabrikalar geliyor, robotlarla üretim geliyor, yapay zeka geliyor. Dolayısıyla bütün bu teknolojilerin ele alındığı, bu teknolojilerde Türkiye’nin atılım yapacağı bir program hazırladık ve 6 bileşenden oluşuyor. İlk bileşen insan. Dijital dönüşüm merkezleri kuracağız. Seçimden hemen sonra Türkiye’nin sanayi Devrimi programını açıklayacağız” cevabını verdi.
“GELECEK HAFTA BAŞINDAN İTİBAREN CEO’YU AÇIKLAMAYA HAZIRIZ”
Yerli otomobilde CEO’nun gelecek hafta başından itibaren açıklanabileceğini vurgulayan Özlü, konuya ilişkin olarak şunları dedi:
“Teknik ve mali analiz sonucu bir takım rakamları konuşuyoruz. Mesela diyoruz ki; toplam yapacağımız yatırım 3.2 milyar euro olacak, bunu 15 yılda yapacağız, 15 yılda ulaşacağımız üretim kapasitesi 175 bin araç, 5 modelde üreteceğiz gibi bir takım sonuçlara ulaştık. Şirketimizin olması gerekiyor. Bu şirket 5 ortaklı bir şirket. Buna TOBB’da küçük bir hisseyle katıldı ve şu anda 6 ortaklı bir şirket. Yapacağımız şey şuydu: Şirket ana sözleşmesini imzalayalım ve seçtiğimiz CEO’yu açıklayalım. Şirketin ortak avukatları; bizim süreye ihtiyacımız var, anlaşmaları bitiremedik dediler. Salı gününe kadar süre verdik, dün itibariyle bitti, bu hafta sonuna kadar şirketler arasındaki ortaklık sözleşmesini bitiriyoruz. Gelecek hafta başından itibaren bunu açıklamaya hazırız. Sadece avukatların süreye ihtiyacı vardı. 2021 yılında yerli otomobil piyasaya çıkacak ve elektrikli olacak.
"2019’DA ANTARTİKA’YA BİLİM ÜSSÜNÜ KURMUŞ OLACAĞIZ"
Antartika’ya "Türkiye Bilimsel Araştırma Üssü" kurulması ile ilgili çalışmaların sürdüğünü ve 2019 yılında Antartika’da bilim üssünün kurulmuş olacağını belirten Özlü, “Antartika’dan bilim heyeti geldi. Şu anda bir fizibilite raporu hazırlıyorlar. Nereye üs kuracağımızın projesini yapacağız bu ay. 2019’da yapacağımız 3. seferin hazırlıklarını yapacağız ve 2019’da gittiğimizde Antartika’ya bilim üssünü kurmuş olacağız. Yani orada bir binamız, yerleşkemiz olacak. Türkiye’nin Antartika üzerinde söz sahibi ülkeler statüsüne geçmesi için başvurumuzu yapacağız ve Türkiye 29 danışman ülkeden birisi olacak” diye konuştu.
“19.6 MİLYAR DOLARLIK BİR YERLİLEŞTİRME PROGRAMI YÜRÜTÜYORUZ”
Yerlileştirme Yüksük Kurulu ile ilgili de bilgi veren Özlü, “Son derece önemli ve kritik. Çok ciddi bir cari açık veriyoruz ve bunu kapatmanın tek yolu yerlileştirmeden geçiyor. Küresel pazara entegre, yerlileştirme yapacağız. 43 ürün grubu belirledik. Yaklaşık 19.6 milyar dolarlık bir yerlileştirme programı yürütüyoruz. 3 ile 5 yıl arasında 19.6 milyar dolarlık ürünü yerlileştirmiş olacağız” açıklamasını yaptı.
(İlker Turak/İHA)