Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da Letonya Dışişleri Bakanı Edgar Rinkevics'i konuk etti.
Çavuşoğlu ortak basın toplantısında geçtiğimiz hafta Suriye'de rejimle muhaliflerin uzlaşması gerektiği yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Öncelikle barıştırma değil de uzlaştırma kelimesini kullanmıştım. Sadece Suriye'de değil Türkiye'deki bazıları da bu işi kızıştırmak için sözlerimi çarpıttılar. 2015 yılında BMGK, 2254 sayılı kararı niçin aldı? Oybirliğiyle bu karar alındı. Suriyeliler arasında BM kolaylaştırıcılığında geçiş sürecinin başlaması, yeni anayasa, BM gözetiminde adil ve şeffaf bir seçim. Bu süreç başarılı olmadı. Sonuç çıkmamasının temel sebebi rejimin ayak diremesi yüzünden. Rejim siyasi çözüme inanmıyor, askeri çözüme inanıyor. Bu karar Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğüne de vurgu yapıyor.
Bu süreçlerden bir netice çıkmayınca sivil insanların Halep'ten çıkarılması için Rusya ile bir çalışma süreci başlatmıştık. Daha sonra İran da dahil oldu ve Astana sürecini başlattık. Cenevre sürecini canlandırdık. Rejim ve muhalefet de Astana sürecinde var. Aynı masadalar. Anayasa komisyonunda 50 kişi rejimden 50 kişi muhalefetten 50 kişi de sivil toplumdan. Yeni anayasa ya da mevcut anayasanın tadil edilmesinin amacı da ülkeyi seçime götürmek. Tüm bunlar için rejim ve muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Benim söylediğim bundan farklı bir şey mi? İlk defa rejimle muhalefeti bir araya getirmiyoruz ki. Biz buna katkı sağladık. Muhalefet Türkiye'ye güveniyor. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir. Bunların kim olduğunu da biliyoruz. Bayrağımıza uzatılan elleri de kırarız.
Suriye'de bizi de tehdit eden bir terör örgütü var. Bu teröristlerin, DEAŞ kalıntılarının tamamen bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. Bu güvenliğin tesisi için de Suriye'nin istikrarlı bir ülke olması gerekiyor."
Suriye'de kalıcı bir barışın olması için gerekli adımların atılması gerektiğini söyledik. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması gerektiğini söyledik.