Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'e, 1967'de Filistin topraklarında başlattığı işgale son vermesi çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin 29. oturumunda işgal altındaki Filistin topraklarında insan hakları ihlallerine ilişkin karar tasarısı oy çokluğuyla kabul edildi.
Karar tasarısında bütün taraflara sivillerin korunması gerektiği çağrısı yapılarak, Gazze'de 2014'teki çatışmalarda Filistin'de 551'i çocuk, bin 462 sivilin, İsrail'de ise 6 sivilin ölümü kınandı.
İşgal altındaki Filistin topraklarında savaş suçu sayılabilecek ciddi insan hakları ihlallerinden derin endişe duyulduğu ifade edilen karar tasarısında, işgal altındaki Filistin topraklarında "eşi benzeri görülmemiş" ve artık yaygın hale gelen yıkım, ölüm, acı ve insan hakları ihlalleri "dehşet verici" olduğu belirtildi.
İsrail'e "işgale son ver" çağrısı
Karar tasarısında İsrail'e 1967'de başlattığı işgale son vermesi çağrısı yapıldı.
BM Gazze Bağımsız Araştırma Komisyonu'nun, Gazze'de 2014'teki çatışmalarda yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin raporunun memnuniyet verici olduğu belirtilen karar tasarısında, İsrail'in raporun hazırlaması aşamasında, komisyona erişim sağlamaması ve işbirliği yapmaması kınandı.
Karar tasarısında ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail'in Gazze'de işlediği insan hakları ihlallerine yönelik başlattığı ön incelemede ve açılması muhtemel bir soruşturmada taraflara UCM ile işbirliği yapması çağrısında bulunuldu.
Tasarı, ABD'nin 1 ret oyuna karşılık 41 lehte oyla kabul edilirken, 5 ülke çekimser kaldı
Karar tasası kabul edilmeden önce verilen teknik arada, tasarıda değişikliklik yapılarak "İsrail'in 2008, 2009 ve 2014 yıllarında Gazze'deki askeri operasyonlarında işlediği insan hakları ihlallerinden "derin endişe duyulduğu" ve "özellikle de Gazze'de savaş suçu sayılabilecek insan hakları ihlalleri" ifadeleri karar tasarısından çıkarıldı.
Karar tasarısının ana sunucusu Pakistan'ın sunduğu ilk taslakta İsrail'in Gazze ablukasının son bulması çağrısının yeni tasarıda yer almaması, yeni tasarıda "şiddetle kınıyoruz" yerine "kınıyoruz" kelimesinin kullanılması ve tasarının dilinin yumuşatılması dikkati çekti.