Şahin, Karabük’te gazetecilere yatığı açıklamada, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da yaşayan ana dili Kürtçe olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının PKK terör örgütünün iç yüzünü görmüş olmalarının ve terörle mücadele bakımından gelinmiş olan bu noktanın son derece önemli olduğunu söyledi.
Yakın bir zamana kadar bir takım annelerin farklı yerlerde PKK terör örgütü ve HDP’ye destek amacıyla bir araya geldiğini, şimdi iş bunun tersine döndüğünü ifade eden Şahin, "Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin özellikle AK Parti iktidarının PKK terör örgütüyle ve diğer örgütlerle mücadelede almış olduğu mesafenin orada yaşayan vatandaşlarımıza vermiş olduğu cesaretin sonucudur. Artık onlarda gördüler ki, bu terör örgütü Türkiye’ye zarar veriyor, Türk insanına zarar veriyor ve aynı zamanda o bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımıza da zarar veriyor. Bunu gördüler. Ailelerinden söküp aldıkları, kandırdıkları çocuklar dağa götürülüyor. Ne oluyor sonra onlar? Ya ölüm haberi geliyor veya baka nedenlerle o çocuklar aileleri için kayıp telakki ediliyor. Aileler, özellikle anneler ve babalar da bu işe artık isyan etmeye başladılar. Bu terörle mücadelede devletimize verilmiş olan en önemli destektir. Bunu kıymetini bilmeliyiz ve terörden çok çekmiş olan bu millet de bu annelerin soylu başkaldırışına destek olmalıdır diye değerlendiriyorum” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılandığı davada 5 ayrı suçtan 9 yıl 8 ay 20 gün hapse çarptırılmasıyla ilgili sorulan soruya da cevap veren Şahin, "Ben iki yıla akın Adalet Bakanlığı yapmış hemşehrinizim dolayısıyla yargı kararlarınızı hiç tartışmadım. Yargı bir karar verir ve bu kararı beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama yargının bir kararıdır. Yargı karı herkesi bağlar. Gerçek kişileri de tüzel kişileri de bağlar. Bu kararı beğenmeyenler, temyiz edeceklerdir, istinafa gelecektir. Orada değerlendirilecektir henüz kesinleşmiş bir şey yoktur. Birçok değerlendirmeler yapılabilir ben onlara girmek istemiyorum. Yani uzun yıllar önce atılmış olan twitlerdir bunlar, aradan 5-6 yıl geçmiş, niye bu kadar süre bekletildi de sonra dava açıldı falan bir değerlendirme yapılıyor. Bu yine hukuk çerçevesi içerisinde değerlendirilmeli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları Türkiye açısında da bağlayıcıdır. Çünkü biz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf ülkeyiz. Daha sonra yapmış olduğumuz bir anlaşmayla da mahkeme kararlarını tanıyoruz. Dolayısıyla bu çerçeveden de mahkemelerimiz konuya yaklaşırlarsa özellikle istinafta bu dosyaya bakacak olan yargıçlarımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları açısında da konuyu değerlendirirlerse daha isabetli bir karar ortaya çıkar diye düşünüyorum" diye konuştu.
(İHA)
