Bursa Barosu BaÅŸkanı Avukat Gürkan Altun ile komisyon üyelerinin de hazır bulunduÄŸu ve Bursa Barosu BaÅŸkanlık Makamındaki açıklamayı Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu BaÅŸkanı Av. Nazlı Ceren ÅžendoÄŸan yaptı.
Ä°ÅŸte o açıklama:
"Kadınlara ÅŸiddet uygulanması bir insan hakkı ihlalidir. Demokrasinin yolu cinsiyet eÅŸitliÄŸinden geçer. Kadınların ÅŸiddet yaÅŸadığı, hak ve fırsat eÅŸitliÄŸinden yararlanamadığı toplumlarda kalkınmadan söz edilemez.
5 Kasım 1960’ta diktatörlüÄŸe karşı mücadele eden üç kadının (Mibarel kardeÅŸler ) tecavüz edilerek vahÅŸice öldürülmesinin ardından 1999 da 25 Kasım tarihi BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından “ Uluslararası Kadına Karşı Åžiddete Hayır Günü “ ilan edildi.
Peki aradan geçen onca zamandan sonra ne deÄŸiÅŸti?
Kadınlar hala hayatlarının her alanında ÅŸiddete maruz kalıyor, ölüm ve ÅŸiddet gerekçeleri farklı görülmekle birlikte, kadınların pek çoÄŸu sadece kadın oldukları için ve kendilerine tanınan cinsiyet rollerinin dışına çıktıkları için öldürüldüler. Kadının maruz kaldığı ÅŸiddeti nasıl hak ettiÄŸini anlatmak üzere kurulmuÅŸ olan eÅŸitsiz, adaletsiz, cinsiyet körü sistem varlığını sürdürdüÄŸü ve kadına yönelik ayrımcılığın sona ermesi için gereken önlemler alınmadığı sürece de cinayetler ve kadına yönelik ÅŸiddet sürecektir.
Uluslararası normlar kadınların insan haklarını, insan hakları yelpazesinin bütünü üzerinden tanımlamakta, kadınların insan haklarının korunması, bütün insan haklarının kadınlar için erkeklerle eÅŸit biçimde tanınması korunması ve ihlallerin önlenip cezalandırılması demektir. Bu anlayış yalnızca, kadınlara karşı ÅŸiddeti deÄŸil, kadınlara karşı toplumun ekonomik, siyasal ve sosyal tüm alanlarında yapılan ayrımcılığa karşı durmayı gerektirir.
Kadınlara yönelik yasal haklar konusunda önemli geliÅŸmeler kaydedilmekle birlikte, kadına yönelik ÅŸiddet ve kadın cinayetleri konusunda günümüzde maalesef ki önemli artış gözlenmektedir. Dünya üzerindeki kapitalist, ataerkil ve militarist yaklaşımlar kadınların zaman ve yer kavramı olmadan maruz kaldığı ÅŸiddetin boyutu her geçen gün arttırmaktadır.
Devletin tüm kurumlarıyla sorunu çözme görevi vardır. Anayasamızın ilgili maddesini devletin her kademesinde yer alanlara hatırlatmakla birlikte md.10 “ herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düÅŸünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunda önünde eÅŸittir.
Kadınlar ve erkekler eÅŸit haklara sahiptir. Devlet bu eÅŸitliÄŸin yaÅŸam geçmesini saÄŸlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eÅŸitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” demektedir.
Her yıl tekrar ettiğimiz gibi bu yıl;
-“toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi “ anaokulundan baÅŸlayarak yaÅŸamın her alanında bireylerin eÄŸitiminin içerisine alınmalıdır.
-kadına yönelik ÅŸiddetin tüm biçimleri için (ensest, taciz, tecavüz, iÅŸkence, dayak, ucuz iÅŸ gücü, emek sömürüsü, eÄŸitim hakkının elinden alınması…..) etkin bir mücadele mekanizması oluÅŸturulmalı
-Kadını bir eÅŸya-meta-mal gibi gören yönetimsel sistemler ve bakış açıları deÄŸiÅŸtirilmeli, çıkarılacak veya çıkarılmaya çalışılan yasalarda bu konulara özellikle dikkat ve özen gösterilmeli
-Åžiddet maÄŸdurlarının soruÅŸturma ve yargılama aÅŸamasındaki karşılaÅŸtığı güçlükler yeniden kiÅŸinin maÄŸduriyetine yol açmayacak ÅŸekilde düzenlenmelidir.
-Medyada kadına yönelik ÅŸiddet, taciz, tecavüz haberlerinin kamuoyuna aktarılırken ve görsel basında “evlendirme programları “ adı altında yayınlanan programları etik davranmaya, kadının maÄŸduriyetini arttıracak, haberi erotize eden, kadının yaÅŸam biçimine ve özelliklerine odaklanan ve yaftalayıcı, küçük düÅŸürücü ve ÅŸiddeti meÅŸrulaÅŸtırıcı haber ve yayın dilinden kaçınılmalıdır. Bu konuda RTÜK’ün de harekete geçirilmesi etkin bir ÅŸekilde saÄŸlanmalıdır.
Kadına yönelik ÅŸiddet karşısındaki sıraladığımız bu taleplerin tamamen sona ermesini istiyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün bu konudaki sözleriyle “ Bizim sosyal toplumumuzun baÅŸarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiÄŸimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. YaÅŸamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diÄŸer bir organı iÅŸlemezse sosyal toplum felçlidir “.
“Kadına Yönelik Åžiddete Hayır “diyoruz."