Bursa'da yaşayan inşaat mühendisi A.P.Y., kendisi gibi inşaat mühendisi olan U.Y. ile 2016 yılında evlendi. Bursa dışında yaşayan çiftin 2020 yılında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Çift, çocukları 4 aylıkken ayrılma kararı alınca A.P.Y., kızını da alarak Bursa'daki ailesinin yanına geldi. Burada anne ve babasıyla birlikte yaşamaya başlayan A.P.Y., Uludağ Üniversitesi'nde doktora yapmaya başladı. Boşanma süreci devam eden A.P.Y., aile mahkemesinin kızının, her ayın 2'nci ve 4'üncü haftalarındaki cumartesi günleri babasıyla görüşmesi kararı üzerine ilk olarak 8 Nisan 2023'te kızını babasına teslim etti. 1 gün sonra babasının geri getirdiği çocuğunun tavırlarında tuhaflık fark ettiğini söyleyen A.P.Y., aynı ayın 4'üncü haftasındaki cumartesi günü, kızının babasının yanına gitmek istemediğini belirtti.
'NE OLUR ANNE, BENİ ONA VERME' DİYE ÇOK AĞLADI'
Kızının, babasına gitmemek için ağladığını söyleyen A.P.Y., yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Kızım 2023 Nisan ayının başında babasına yatılı olarak gitti. İkinci gidişinde gitmek istemedi. 'Kötü baba, kurda benziyor. Ne olur anne, beni ona verme' diye çok ağladı. İkna ederek teslim ettim. Hep benim yanımda kalıyor, belki ilk yatılıdan sonra böyle bir tepki oluşmuş olabilir diye ikna edip, gönderdim. Kızımı teslim aldığım gece banyo yaptırdıktan sonra özel bölgesinin kıpkırmızı, böyle ciğer gibi kırmızı ve şiş olduğunu fark ettim. O gece Bursa Şehir Hastanesi'ne götürdüm. Muayene olmak istemedi, çok da korkmuştu. Kucağımda bakabildiği kadarıyla doktor, 'Pişik olmuş gibi görünüyor' dedi. Kremler verdi. Akabinde kızım ertesi gün, 'Anne acıtan parmak varmış. Acıtmayan parmak varmış' şeklinde bir şeyler söylemeye başladı. Eve gelişinden itibaren zaten, 'Benim bir sırrım var. Sana söyleyemem' şeklinde cümleler kuruyordu. Sonrasında, babasının ismi geçince koltuğun arkasına saklanma, masanın altına saklanma gibi korkma tepkileri veriyordu."
''ACITAN PARMAK OYUNU OYNADIK' DEYİNCE ADLİ SÜRECİ BAŞLATTIK'
Çocuğunu hastaneye götürdüğü süre içinde, il dışında yaşayan ayrılma aşamasındaki eşinin, e-Nabız sistemine girerek kayıtları takip ettiğini belirten A.P.Y, "Babasının bana teslim ettikten sonra, 10 dakikada bir e-Nabız'a girip, kontrol ettiğini sonradan fark ettim ve bana mesaj atmaya başladı. 'Hiçbir şey olmayan çocuğu, neden doktora götürdün' diye mesajlar atmaya başladı. İyice şüphelendim. Kızım, 'Baban gelmiş, kapıda bekliyor' dediğim anda söyledi. 'Acıtan parmak oyunu oynadık' dedi ve özel bölgesini işaret etti. Bu şekilde de öğrendikten sonra adli süreci başlattık" dedi.
'ÇOCUĞUMU ONA TESLİM EDEMEM Kİ'
Kızının Çocuk İzlem Merkezi'nde (ÇİM) verdiği ifadeyi de anlatan A.P.Y., kızını o günden sonra bir daha babasına vermediğini, bu yüzden de kendisine dava açıldığını belirterek, "O olay gerçekleştiği andan itibaren kızımı bir daha babasına teslim etmedim. 1 yılı geçti. Sürekli çocuğun teslim edilmemesinden itibaren bana yer yer dava açtı. O kadar çok dosya var ki dava açılan, disiplin hapsi cezası almam için, teslim etmediğim için. Hepsiyle mücadele ettik bu süre zarfında. Hapsi de göze aldım. Her şeyi göze aldım. Çocuğumu babası istismar etmiş, ona teslim edemem ki. Nasıl edeyim, nasıl edebilirim?" diye konuştu.
'İZ BIRAKMADAN İYİLEŞMİŞ OLABİLİR'
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 25 Nisan 2023'te verilen doktor raporunda, hymende yırtık saptanmadığı belirtilerek, 'Olay üzerinden zaman geçmiş olduğundan, olay anında yüzeysel herhangi bir bulgu oluşmuşsa bile muayene tarihimize kadar iz bırakmadan iyileşmiş olabileceği' kanaati bildirilirken, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Cinsel Suçları Soruşturma Bürosunun yürüttüğü soruşturma kapsamında, N.Y.'nin tedavi gördüğü pedagogun da ifadesine başvuruldu. Pedagog ifadesinde, oyun terapisi uyguladığı N.Y.'nin, travma belirtisi olarak donma tepkileri ve ani seslerden korkma davranışı sergilediğini, babasından ismi ile bahsederek ona gitmek istemediğini, odadaki çadırın içine saklanıp, 'Burası güvenli, buraya giremez. Burada annem, dedem ve anneannemle güvendeyim' dediğini belirtti. İfadede, küçük kızın görüşmelerde sıklıkla babasının ona zarar verdiğini ve canını yaktığını ifade ettiği, ayrıca resimlerde babasını kötü kişi olarak resmettiği de belirtildi.
2 KEZ KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ
N.Y. ile annesi, anneannesi ve pedagogun ifadelerinin de yer aldığı soruşturma dosyası, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, tarafından iki kez kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek reddedildi. Savcılığın, 2 Haziran ve 11 Temmuz tarihlerinde verdiği takipsizlik gerekçesinde, "Müşteki ile şüpheli arasında boşanma nedeniyle bir husumetin bulunması, olaya ilişkin dosyaya yansıyan görgü tanığı, ses kaydı, kamera görüntüsü vs. bir delil bulunmaması, mağdurun vajinal muayenesinde hymende bir yırtık tespit edilmemesi ve şüphelinin daha öncesinde herhangi bir suç kaydı bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin, üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğini gösterir soyut iddia dışında hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli şüphe oluşturan delil bulunmadığı" ifadesine yer verildi.
'CİNSEL SUÇLAR, FAİLLE MAĞDUR ARASINDA TANIK OLMADAN GERÇEKLEŞİR'
Savcılığın takipsizlik gerekçesine tepki gösteren ve cinsel suçlarda mağdurun beyanının esas olduğunu ifade eden Avukat Seyrani Demir, "Çocuk İzlem Merkezi'nde mağdure çocuk, kendi dilinde, çocukça bir dilde yaşadığı tüm istismarı ayrıntılı bir şekilde anlattı. Bunlar kayıt altında hem video CD'si olarak hem rapor olarak. Keza yine annenin beyanları var, anneannenin beyanları var, küçük çocuğun ağzından duydukları. Ayrıca bu süreçten sonra terapi gören çocuğun psikolog raporu var. Psikoloğun çektiği video var. Bunların hepsini dosyaya delil olarak sunduk ve dava açılmasını bekledik. Fakat çok ilginç bir şekilde, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin bir karar verildi. Gerekçe gerçekten enteresan, şöyle bir gerekçe sunmuş Sayın Savcılık makamı. Demiş ki, 'Görgüye dayalı tanık yok dosyada.' Şimdi, cinsel suçlar, niteliği itibarıyla faille mağdur arasında tanık olmadan gerçekleşir. Ve bu yüzdendir ki Yargıtay uygulamalarında mağdurun ve müştekinin beyanı esastır. Şimdi siz Türkiye'de bir dosya görebiliyor musunuz ki böyle bir cinsel istismar dosyasında tanık önünde gerçekleşsin. Maalesef savcılık bunu aramış, bu enteresan" dedi.
'BUNU BİR ÇOCUĞA ÖĞRETMENİZ MÜMKÜN DEĞİL'
Savcılığın gerekçesinde, N.Y.'nin ÇİM'deki ifadesinin yönlendirmeye açık ve manipülatif olma ihtimaline de vurgu yapıldığını söyleyen Demir, "ÇİM raporuna baktığınız zaman çocuğun söylemleri, o kadar çocukça ki o kadar kendi diliyle, masumane anlatıyor ki bunu bir çocuğa öğretmeniz mümkün değil. Böyle bir olasılık yok. Çünkü bir yetişkinin anlatabileceği şeyler değil. Çocuk yaşadıklarını kendi dünyasında, kendi diliyle anlatıyor" diye konuştu.
'CİNSEL SUÇLARDA MAĞDURUN BEYANI ESASTIR'
Bursa Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazda bulunacaklarını belirten Demir, "Bursa Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazımızı yapacağız. Oradan gelecek sonucu bekleyeceğiz. Ama buradan da bir olumsuz sonuç gelirse Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru dahil tüm hukuki sürece başvuracağız. Cinsel suçlar niteliği itibarıyla diğer suçlardan biraz daha farklı. Kesin deliller bulamazsınız. Somut deliller bulamazsınız. Onun içindir ki mağdurun ve müştekinin beyanı esas tutulur. Uygulama da bu şekildedir. Şimdi bu dosyaya baktığımızda daha ne olması gerekiyor diyorsunuz. Bakıyorsun ne olması gerekir. 3 yaşındaki mağdurenin ÇİM beyanı var, her şeyi anlatmış. Doktor raporu var, özel bölgelerinde kızarıklık ve tahriş olduğuna ilişkin. Bu süreçte çocuğun etkilenmesinden dolayı yaşanan, psikoloğun verdiği bir rapor var. Bu davanın açılabilmesi için dosyada başka ne gibi bir delil olması gerekiyor. Olay anını gösteren kamera kaydı mı gerekiyor" dedi.
'İSTİSMARINA MARUZ KALDIĞI BABAYLA YAŞAMAK ZORUNDA KALACAK'
Müvekkilinin kızını babasına göstermemesi nedeniyle hapis cezasıyla da karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Demir, şöyle konuştu;
"Sulh ceza hakimliğinin itirazımızın reddine yönelik karar vermesi durumunda, olağan yasal yollar tükenmiş oluyor. Bu durumda karşı taraf velayetin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle velayetin kendisine verilmesini isteyebilir. Anneyle olan kişisel ilişkinin kaldırılmasını isteyebilir. Bu, şu anlama geliyor. Sulh ceza hakimliğinin itirazımızı reddetmesi durumunda mağdur küçüğün ömür boyunca babanın yanında kalıp, anneyi göremeyeceği anlamına geliyor. Kendi psikolojisini bozan, istismarına maruz kaldığı babayla devamlı yaşamak zorunda kalacak maalesef öyle bir durumda." DHA muhabirinin telefonla ulaştığı U.Y. ise kendisine ayrılık sürecinde olduğu eşi tarafından iftira atıldığını söyleyerek, suçlamaları kabul etmedi.