Bursa Tabip Odası öncülüğünde gerçekleştirilen basın toplantısında;
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Bursa Dişhekimleri Odası, Bursa Veteriner Hekimler Odası, Bursa Barosu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Bursa Şubeleri ve Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Güney Marmara Bölge Temsilciliği katıldı.
Meslek örgütleri adına Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş bir basın açıklaması gerçekleştirdi. BTO Başkanı Dr. L. Tufan Kumaş, “TTB ve tabip odaları olarak, meslek örgütümüze yönelik baskıları kabul etmediğimizi, hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve yöneticileri, bütün baskılara rağmen yaşanan bu süreçten de gücünü ve meşruiyetini artırarak çıkacaktır” ifadesini kullandı.
Hekimliğin yargılanamayacağını belirten BTO Başkanı Dr. L. Tufan Kumaş, basın toplantısına katılan meslek örgütlerine teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Basın açıklamasının tamamı şu şekildedir;
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan ve 10 aydır süren davanın muhtemel karar duruşması 30 Kasım 2023 Perşembe günü Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Büyük olasılıkla bu duruşma karar duruşması olacak. Hukuksal açıdan hiçbir karşılığı ve dayanağı olmayan dava, buna rağmen yaklaşık bir yıldır devam ediyor. Anayasa’dan gücünü alan 70 yıllık meslek örgütünü, kendi denetim mekanizmasının ötesinde somut olmayan gerekçelerle ve son dönemde sıkça başvurulan yargı eliyle etkisizleştirme ve suçlu göstermeye çalışma uygulamasını kabul etmiyoruz.
Nedir aslında TTB davası?
• TTB davası, mesleğimizin değersizleştirilmesine karşı mücadele davasıdır.
• Sağlıkta şiddete karşı etkili yasa talebinin davasıdır.
• TTB davası, güvenli Aile Sağlığı Merkezlerinin davasıdır.
• TTB davası asistan hekimlerin eğitim hakkının savunulması davasıdır.
• TTB davası, kadınların haklarından ve hayatlarından vazgeçmemesinin davasıdır.
• TTB davası, 36 saate varan nöbetlere karşı mücadelenin davasıdır.
• TTB davası, mevsimlik tarım işçiliğinin, kuduza bağlı ölümlerin, erken yaşta gebeliklerin, bebek ölümlerinin engellenmesi davasıdır.
• TTB davası, deprem bölgesinde dayanışmanın örgütlenmesi davasıdır.
• TTB davası, Akbelen ormanlarını yaşatma davasıdır.
• TTB davası, şehir/şirket hastanelerine karşı bilime ve toplum sağlığına uygun hastaneleri savunmanın davasıdır.
• TTB davası, demokrasi davasıdır.
TTB ve tabip odaları olarak etik-bilimsel temellerle savunduğumuz hekimlik değerleri, halk sağlığını önceleyen çalışmalarımız iktidarlarla ters düşebilmiştir. Bu nedenle TTB onların hedefinde olmuş ve olmaya da devam etmektedir. COVID-19 salgınında olduğu gibi bilimsel bilgiyi her daim şeffaf bir şekilde toplumla paylaşmamız, hekimlerin yaşadığı şiddete ve mobbinge karşı sesimizi yükseltmemiz, hekimlerin emeğini ve sözünü meydanlara taşıyarak insanca yaşama ve çalışma koşullarını savunmamız ve sağlıkta yaratılan çöküşü gün yüzüne çıkarmamızın da iktidarın bizleri hedef almasında asıl nedenlerden olduğunu, hem hekimler hem de kamuoyu açıkça görmektedir.
Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri; totaliter rejimlerde yetkileri kısıtlanan, mesleki ve mali özerklikleri daraltılan, halkın ve meslektaşlarının yararına tutum aldıklarında iktidarlar tarafından hedef haline getirilen bir anlayışla karşılaşmaktadırlar. Hekimlik değerlerinin, mesleki bağımsızlığın, halkın sağlık hakkının savunucusu olmuş olan TTB ve tabip odaları, bu değerlerin korunup geliştirilmesi için büyük mücadeleler vermiş, bu nedenle birçok baskıya maruz kalmış ancak hepsinde de haklı çıkmış, bugünkü gücüne ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; TTB hangi iktidar olursa olsun halkın sağlığı, toplumun yararı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmemiştir/ vazgeçmeyecektir. TTB ve toplum için mücadele veren emek-meslek örgütlerini denetim altına almak, öncekiler gibi mevcut iktidar çevrelerinin de siyasi ajandasının üst sıralarında yer alıyor olabilir; ama dün olduğu gibi yarın da toplum, hekimler ve emek-meslek örgütleri sağlığına, emeğine, geleceğine sahip çıkacaklardır.
Bizler, TTB ve tabip odaları olarak, meslek örgütümüze yönelik baskıları kabul etmediğimizi, hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve yöneticileri, bütün baskılara rağmen yaşanan bu süreçten de gücünü ve meşruiyetini artırarak çıkacaktır.
Temel görevi “hekimliğin kişi ve toplum yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” olan TTB, yalnızca hekimlerin değil tüm toplumun örgütüdür. Bütünlüğüne ve bağımsızlığına yönelen bu saldırılar durmalıdır. Bizler, topluma ve hekimlere onların sağlığını, emeğini korumak için söz verdik. Dün olduğu gibi bugün de hiçbir iktidar bize geri adım attıramayacak. TTB, kimlerin iktidarda olduğuna bakmaksızın, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de hekimler için hekimlerle birlikte mücadelesine devam edecektir.
Hekimlik yargılanamaz, TTB susturulamaz!
Basın toplantımızda yanımızda yer alan tüm emek meslek örgütlerine gösterdikleri dayanışma için teşekkür ediyoruz:
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu
Bursa Dişhekimleri Odası
Bursa Veteriner Hekimler Odası
Bursa Barosu
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Bursa Şubeleri
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Güney Marmara Bölge Temsilciliği