EROL TÜRKÜN: Seçmenin oyu başımızın tacı. Türkiye’nin bu zamana kadar geldiği yer küçümsenemez. Fakat gerek sosyal, gerek ticari ve ekonomik hayatımızda sıkıntıları hissediyoruz. Ümit ediyorum ki yeni çıkacak tablo Türkiye’nin sosyal-ekonomik hayatının gelişmesine yeni bir boyut getirir. Önümüzdeki yıllar ülkemiz için kolay değil. Sıradan işleri bırakıp, ülke ekonomisine ve geleceğine odaklanmamız gerekiyor. Her şeyden önce toplumsal anlayış, barış ve saygı çerçevesinde insanların birbirini anlaması gerekiyor. Yeni yatırımlarla ihracatı artırmak en önemli hedefimiz olmalı diye düşünüyorum. Seçimin tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
HÜSEYİN DURMAZ: Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Biz yıllardan beri seçimler yapıyoruz. İstikrar hiçbir zaman bozulmamıştır, bozulmayacaktır. Son 20 seneden beri güzel bir ivme kazandı ihracatımız. İhracatın verdiği ivme istikrara yansıyacak ve önümüzdeki 4 yıl sürecinde de Türkiye’nin iyi işler yapacağı kanaatindeyim. Biz hem çalışan, hem işverenler olarak morallerimizi bozmadan seçim olup olmadığına bakmadan, milletimizin kalkınması için enerjimizi kullanmak zorundayız.
CELAL BEYSEL: Bir işadamı olarak ülkede istikrar olmasının ne kadar önemli olduğunu biliyorum. 2001’de başlayan Kemal Derviş’in bankacılık felsefesi sayesinde Türkiye’de bankaların ne kadar istikrara kavuştuğu, bu hükümetin o felsefeyi hiç bozmadan yürüttüğü ve o sayede Türkiye’deki bankacılığın istikrara kavuştuğunu, 2008’de dünyada kriz yaşanırken Türkiye’de yaşanmadığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla ekonomik istikrar çok önemli… Ancak son 4-5 yıldır ekonomik istikrar düzgün yürütülürken sosyal barışı koruyamamış görünüyoruz. Ekonomik istikrar mı, sosyal istikrar mı, hukuka saygı mı diye düşündüğünüzde… Seçim çok nettir, seçim hukuktur, sosyal istikrardır, ekonominin sonradan gelmesi gerekir. Bu günlerde maalesef ekonomik istikrardan çok hukuk devleti olmayı tekrar hatırlamamız gerekiyor. Seçimden sonra yeni gelecek olan hükümetin son 4-5 yıldır kaybolan hukuk devleti kavramını tekrar oturtması ve kanunları uygulaması, anayasaya uyması, gerekiyorsa anayasayı değiştirerek uyması ama uymasını diliyorum.
HÜSEYİN ÖZDİLEK: Koalisyon olmasa iyi ama olursa da partiler kendilerine çeki düzen vermelidir. Kesinlikle ülkenin bekasını korumak ve gelişmeyi durdurmamak lazım. Çünkü genç bir nüfusa sahibiz 18’i dolduranlar iş istiyor. İş olabilmesi için işadamlarına da sahip çıkılması lazım. En önemli hadise üretmek… Hizmette, sanayide, tarımda üretim. Bunları geliştirerek ihraç edebilen ülke, gelişmiş ülke oluyor. İhraç edemeyen ülkeler de geri kalıyor. Buna dikkat edeceğiz.
SEDAT ÇAĞLAR: Ülkeyi vatandaş dizayn edecek diye düşünüyorum. O vesileyle biz zaten geçmiş dönemde ekonomik altyapıya önem vermiş olsaydık kalkınma hızımız daha yüksek olacaktı. Bölgesel olaylar da ülkeyi ve ekonomiyi etkiledi. İnşallah 7 Haziran’dan itibaren daha iyi şeyler olacak. Gönlüm ülke istikrarının bozulmaması ve seçimden sonra herkesin ekonomiyi konuşmasından yana. Avrupa’nın emeklediği dönemlerdeki fırsatları kaçırmış olarak görüyorum ülkeyi, bundan sonraki döneme daha umutla bakıyorum.
REMZİ TOPUK: Seçimleri yaşadıkça demokrasimizin daha da oturduğunu hissediyorum, bu da beni mutlu ediyor. Tabii biz işadamları olarak her şeye iyimser bakmamız gerekiyor. Karamsar olma gibi bir lüksümüz yok. Seçimlerden sonra siyasi görüş olarak değil ama iş hayatının beklentileri olarak istikrarın, ekonomi ve barış politikalarının devam etmesini istiyorum. Bu umudumu da sürdürüyorum.