Bursaspor'un Süper Kupa Finaline uzanan öyküsü

Tarihinde henüz Süper Kupa veya eski dönemden bir Cumhurbaşkanlığı Kupası zaferi bulunmayan Bursaspor, bu Süper Kupa’nın finaline Ziraat Türkiye Kupası finalisti unvanıyla çıkıyor.

Bursaspor'un Süper Kupa Finaline uzanan öyküsü

1985-86 sezonunda Türkiye Kupası’nı müzesine taşı yarak Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı oynamaya hak kazanan Bursaspor, o müsabakada lig şampiyonu Beşiktaş’a 2-1 yenilmiş; 2009-10 sezonunda ise lig şampiyonu unvanıyla çıktığı Süper Kupa maçında Türkiye Kupası sahibi Trabzonspor’a 3-0 kaybetmişti. Yeşilbeyazlı ekip, bu büyük kupanın eşiğinde üçüncü denemesini yapacak. Ancak bu defa lig ve kupanın şampiyonu unvanıyla değil, kupanın finalisti olarak bu noktada bulunuyor.

Çünkü çok başarılı bir biçimde, zor yolları aşarak ulaştıkları Ziraat Türkiye Kupası’nın finalinde Galatasaray’a yenildiler ancak rakiplerinin aynı zamanda lig şampiyonu olmasından faydalanarak bugünkü Süper Kupa’nın iki finalistinden biri oldular. Geçtiğimiz sezona usta hoca Şenol Güneş’in yönetimi altında giren Bursaspor, Ziraat Türkiye Kupası kupa mücadelesinde çok zor durumlara düşmesine rağmen bu zorlukları aşmasını bildi ve finale kadar yürüdü.

Yeşilbeyazlılar, Ziraat Türkiye Kupası mücadelesine 3. Tur’da adım attı. 29 Ekim 1994 günü Bursa’daki seyircisiz maçta 2. Lig temsilcisi Tepecikspor’u ağırlayan Bursaspor, ağırlıklı olarak genç ve yedek oyunculardan oluşan kadrosuyla rakibini 2-0 yenerek gruplara kaldı. İlk yarısı golsüz sona eren maçta yeşilbeyazlılara turu getiren golleri 59. dakikada Bakaya Traore ve 90+2’de Cedric Bakambu kaydetti. Bursaspor grup aşamasında Mersin İdman Yurdu, PTT 1. Lig temsilcisi Samsunspor ve 2. Lig’den Centone Karagümrük’ün bulunduğu C Grubu’nda mücadele etti. Grubun zorlu geçeceği, ilk maçta Centone Karagümrük’ün Samsunspor’u deplasmanda 1-0 yenmesiyle ortaya çıkarken, Bursaspor da evinde Mersin İdman Yurdu ile 1-1 berabere kalarak beklediği başlangıcı yapamadı.

Teknik Direktör Şenol Güneş’in beş genç oyuncusuna şans tanıdığı bir on birle Mersin İdman Yurdu’nun karşısına çıkan Timsahlar, 20. dakikada Şamil Çinaz’ın golüyle yakaladıkları avantajı kullanamadı ve 23. dakikada Güven Varol’dan yedikleri golle 1-1’lik beraberliğe razı oldu. Bursaspor, yine beş genç oyuncuyla çıktığı deplasmandaki Centone Karagümrük maçında da beklediğini bulamadı. Centone Karagümrük 5. dakikada Ali Kucik’in golüyle öne geçiyor, Bursaspor beraberliği ancak 80. dakikada Volkan Şen’in ayağından bulabiliyordu. Diğer maçta ise Mersin İdman Yurdu, Samsunspor’u 3-1 yenerek averajla liderliği devralmıştı. Yeşilbeyazlıların puan kaybına artık tahammülü kalmamış ve deplasmandaki Samsunspor müsabakası iyice önem kazanmıştı. Şenol Güneş’in de bu hedefe uygun olarak ideale yakın bir kadroyu sahaya sürdüğü maçta Bursaspor bir kez daha ecel terleri döktü. Samsunspor 12 ve 53. dakikalarda Safa Serbest’in attığı gollerle iki kez öne geçmiş, Joshue’nin 26 ve 57. dakikalardaki golleriyle rakibini iki kez yakalayan Bursaspor, galibiyeti ancak 89’da Fernandao ile bulabilmişti. Mersin İdman Yurdu’nu 1-0 yenen Centone Karagümrük, üçüncü maçların sonunda 7 puanla zirvede yer alıyordu. Bursaspor, gruptaki üçüncü ve son puan kayıplarını, dördüncü haftada evinde oynadığı Samsunspor maçında yaşadı. Yine beş genç oyuncu kadrodaydı ve 35’te Cedric Bakambu ile öne geçen yeşil beyazlılar, 53’te Eldin Adiloviç’in golüne engel olamayınca 1-1’lik beraberliğe razı olmuştu. Mersin İdman Yurdu ve Centone Karagümrük’ün 7’şer puanla ilk iki sırayı paylaştığı grupta Bursaspor 6 puandaydı ve Mersin İdman Yurdu ile deplasmanda oynayacağı maç yeşil beyazlıların kupadaki geleceğini büyük ölçüde etkileyecekti. Bir yenilgi her şeyin sonu anlamına gelebilirdi. Timsahlar, Volkan Şen dışında ideal kadrosuyla çıktığı bu maçta adeta gol şov yaptı.

Kupanın golcüsü Cedric Bakambu’nun 35, 54 ve 90+1’deki gollerine eklenen 51’deki Holmen ve 74’teki Traore golleri, Bursaspor’a 5-0’lık galibiyetle birlikte liderliği de getirdi. Samsunspor’un Centone Karagümrük’ü deplasmanda 3-0 yenmesi, Timsah’a ilk sıranın yolunu açmıştı. Ancak gruptaki dört takımın da son haftada ilk iki şansı sürmekteydi. Centone Karagümrük, deplasmanda Bursaspor’u yendiği takdirde rakibinin önüne geçebilecekti. Hatta Samsunspor, Mersin İdman Yurdu’nu üç farklı yendiği takdirde, Bursaspor’un da Centone Karagümrük’ü mağlup etmesi durumunda ikinci sırada gruptan çıkabilecekti. İşte yeşilbeyazlı takım, evindeki Centone Karagümrük maçını tüm bu ince hesaplar arasında oynadı ve Cedric Bakambu’nun üç golüyle 3-0 kazandı. Ancak Bakambu’nun ilk dakikadaki golünün ardından ikinci ve üçüncü gollerini son iki dakikaya sığdırdığını söylersek, bu farklı galibiyetin o kadar da kolay gelmediğini anlatmış oluruz. Grubunu 12 puanla ilk sırada tamamlayarak son 16 turuna kalan Bursaspor’un yenirakibi, ligin güçlü takımlarından Başakşehir’di.

Bursaspor’un Türkiye Kupası’nırakibine oranla çok daha fazla ciddiye aldığı, sahaya sürülen kadrodan da belliydi. Ev sahibi ekip, stoperlerinden Serdar Aziz dışında ideal kadrosuyla oynarken, Başakşehir’de Epureanu, Uğur Uçar, Rotman ve Mossoro dışında yedek oyuncularforma giydi. Çok yüksek birtempoda oynanan maçın 90 dakikasından gol sesi çıkmadı. Uzatma bölümünde ise Bursaspor, Serdar Aziz’in yerine forma giyen Şamil Çinaz’ın 92. dakikadaki golüyle 1-0 öne geçti. Başakşehir’in cevabı ise gecikmedi. Mehmet Batdal’ın 97. dakikadaki golü çeyrek finalistin belirlenmesini penaltılara bıraktı. Heyecan fırtınası penaltı atışlarında da devam etti. Bursaspor’dan Belluschi ve Başakşehir’den Mehmet Batdal’ın kaçırdığı penaltıların ardından Holmen ve Visca atışları gole çevirdi. Bursaspor’dan Civelli’nin kaçırdığı penaltının sonrasında Epureanu’nun çok klas atışı ibreyi Başakşehir’e döndürdü. Ancak sonrasında Bursaspor Fernandao ve Josue ile fileleri bulurken konuk ekip Alparslan Erdem ve Gençer Cansev’le atışları kaçırınca seri penaltılarda 3-2’lik üstünlük kuran Bursaspor çeyrek finale yükseldi.

Timsahları çeyrek finalde de bir kupa takımı olan Gençlerbirliği bekliyordu. Konuk ekibin 48’de Mervan Çelik’in ayağından bulduğu golle öne geçtiği maçın 59. dakikasında Serdar Aziz’le beraberliği yakalayan Bursasporiçin 1-1’lik skor, Ankara’daki rövanş açısından hiç de avantajlı sayılmazdı. Ama yeşilbeyazlıları Başkent’te bundan çok daha zoru bekliyordu. Rövanşta fırtına gibi bir Gençlerbirliği vardı ve kırmızı siyahlılar 15. dakikada Radoslav Petroviç, 38. dakikada da Mustafa El Kabir’in golleriyle 2-0 öne geçmişti. Bursaspor’un yarı finali görebilmesi için kalan dakikalarda yemeden en az iki gol atması gerekiyordu ki, sahadaki manzaraya bakıldığında bunun gerçekleşmesi hiç de kolay görünmüyordu. Ancak Bursa spor sanki zor yoldan finale yürümeye programlanmıştı. Bu arada Gençlerbirliği’nden Uğur Çiftçi’nin 45’te ikinci sarı karttan oyundan ihraç edildiğini ve Bursaspor’a ikinci yarı için bir umut ışığının yandığını da ekleyelim. Nitekim yeşilbeyazlı takım bu fırsatı iyi değerlendirecek, 59 ve 73’te Volkan Şen’in attığı gollerle skoru 2-2’ye getirip turiçin gereken skoru sağlayacaktı. Fernandao’nun 90+3’teki golü ise kadayıfın üzerindeki kaymak niteliğindeydi.

Bursaspor’un, evinde oynanacak finalle arasında sadece Fenerbahçe vardı artık.

İki takım arasındaki ilk maç Bursa Atatürk Stadı’nda oynandı. Baştan sona müthiş bir heyecanla geçen maça büyük bir baskıyla başlayan Bursaspor’un 10 dakikadaki yoğun presini orta sahada bol pas yaparak kıran Fenerbahçe, 26. dakikada rakip kaleye etkili gittiği ilk pozisyonda Emenike’nin çaprazdan yaptığı vuruşla golü bulup 1-0 öne geçti. Bursaspor çabuk toparlanıp 33. dakikada Belluschi ile karşılık verse de üç dakika sonra Fenerbahçe’nin kazandığı serbest vuruşu büyük bir ustalıkla kullanan Bruno Alves, maçın skorunu 2-1 olarak belirledi.

Bu skor, İstanbul’da oynanacak rövanşta ibrenin Fenerbahçe’den yana oldukça ağır bastığını gösteriyordu. Ancak Bursaspor’un rövanşta söylenecek çok sözü vardı.

Şükrü Saracoğlu Stadı’na ideal kadrosuyla çıkan yeşilbeyazlıların karşısındaki Fenerbahçe’nin kadrosunda Volkan Demirel, Caner Erkin ve Emre Belözoğlu yoktu, Mousso Sow, Diego ve Webo ise yedek kulübesinde oturuyordu. Finali büyük ölçüde cepte gören İsmail Kartal, takımına savunma ağırlıklı bir oyun kurgusunu yerleştirmişti.

Çok fazla pozisyonun yaşanmadığı ilk yarı Fenerbahçe’nin istediği gibi giderken, Bursaspor 33’te Volkan Şen’in bulduğu golle işin rengini değiştirdi. Karşılıklı ataklarla geçen ikinci yarıda sabırla ikinci golü kovalayan Bursaspor, 75’de Fernandao ile aradığını buldu ve final için gereken 20’lık skoru yakaladı. Üç dakika sonra Kadlec’in ikinci sarı kartı görerek oyundan ihraç edilmesi Fenerbahçe’nin ümitlerini iyice azaltırken, Bursaspor 84’te Şamil Çinaz’la bir gol daha bularak 3-0 kazandı ve finale yükseldi.

Yeşil beyazlılar, finaldekirakipleri Galatasaray’a göre küçük de olsa bir avantaja sahipti. Çünkü Ziraat Türkiye Kupası’nın finali, Bursa Atatürk Stadı’nda oynanacaktı. İki takım kozlarını paylaşmak üzere 3 Haziran akşamı Bursa Atatürk Stadı’nın zeminine çıktı. Oyuna iyi başlayan taraf, bu sezon Galatasaray’la oynadı ğı iki lig maçında da olduğu gibi Bursaspor’du. Yeşilbeyazlılar, kaçırdıkları birçok fırsatın ardından, 27. dakikada Fernandao’nun penaltı golüyle öne geçti. 40. dakikada ise Galatasaray Burak Yılmaz’la beraberliği yakaladı. İkinci yarıya hızlı başlayan ise Galatasaray olacaktı. Yıllar önce Genç Millî Takımlarda başlayan ortaklıklarını Trabzonspor’da pişiren ve Galatasaray’da da sık sık sahneleyen Selçuk Burak ikilisinin 48. dakikadaki işbirliği Galatasaray’ı 2-1 öne geçirdi. Pes etmeyen Bursaspor, 58’de beraberliği yakaladı. Bu dakikada Cedric Bakambu, usta işi çalımlarla ceza sahasına taşıdığı topu Belluschi’ye aktarıyor, Arjantinlinin birtopuk pasıyla gördüğü Volkan Şen, kupa finalinin heyecanını zirveye taşıyordu: 2-2. Ancak Bursaspor sevinmeye pek fırsat bulamayacaktı. Beraberlik golünün üzerinden henüz iki dakika geçmişti ki Selçuk İnan, Burak Yılmaz işbirliği bir kez daha sahneye çıktı ve hattrick yapan Burak Yılmaz, kupayı Galatasaray’a getiren gol attı. Bugünkü Süper Kupa maçı, Bursaspor açısından bir nevirövanş anlamını da taşıyor. Bakalım yeşilbeyazlılar, kendilerine tek lig şampiyonluğunu kazandıran ve yeniden göreve dönen teknik direktörleri Ertuğrul Sağlam yönetiminde birilki daha gerçekleştirmeyi başarabilecek mi?