Alexandria Troas Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe başkanlığında 2011 yılında başlayan kazıların 8’inci sezonu yapıldı. 16 Temmuz’da başlayan kazılar 5 Ekim tarihinde sona erdi. M.Ö. 4. yüzyılın sonunda Ege Denizi’nden başlayarak, geriye doğru yükselmekte olan teraslar üzerine kurulmuş olan kentte, 30 kişilik akademik ekip tarafından yapılan kazı çalışmalarında, içerisinde demir ve bronzdan imal edilmiş pek çok tarım ve marangozluk aletinin bulunduğu bin 500 yıllık pithos gün yüzüne çıkartıldı.
Ankara, Isparta Süleyman Demirel, Eskişehir Osmangazi, Anadolu, Gazi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi gibi farklı üniversitelerden gelen yaklaşık 30 kişilik akademik bir ekiple yürütülen 2018 yılı kazı ve araştırmalarında Helenistik Stoa, Güney Portiko ve Roma Caddesi gibi sektörlerde kazı çalışmaları yapıldı. Antik kentin sembol yapılarından olan Herodes Attikus Hamamının kemerleri de bu yıl gerçekleştirilen çelikten destekleme projesi ile yıkılma tehlikesine karşın güvence altına alındı. Kazı ve araştırmaların yanında 2018 yılında ortaya çıkmış olan küçük buluntuların temizliği ve korunması gibi çalışmalarla, yapılardaki duvar sıvalarının ve taş derzlerinin sağlamlaştırma çalışmaları da tüm sezon boyunca devam etti.
Alexandria Troas bölgesi kazı alanında incelemelerde bulunan İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Dokuz, “Alexandria Troas, ilimizde yürüyen 8 kazıdan en önemlilerinden birisidir. İnanç turizmi açısından da önemli bir antik kenttir. Aziz Pavlus (Paul) bu kentte kalmıştır. Hristiyan dünyası açısından da Efes gibi önem arz eden bir şehirdir. Kültür ve Turizm Bakanlığımız son 5 yılda Alexandria Troas kazılarına 1 milyon TL para harcamıştır. Son zamanlarda bölgede yaptığımız kamulaştırmalarda 20 bin 500 metrekare alan kamulaştırılıp kazı alanına dahil olmuştur. Kamulaştırma bedeli olarak 257 bin 850 TL mülkiyet sahiplerine ödenmiştir” dedi.
2018 yılının en ilginç bulgularının gün yüzüne çıkartıldığına vurgu yapan Alexandria Troas Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe, buluntuların antik kentin suru içerisinde özel mülkiyete ait bir alanda tarla sahibi tarafından tesadüfen tespit edildiğini, insan ölçülerine yakın yükseklikteki pithosun içerisinden çıkarılan ve bronzdan imal edilmiş tarım ve marangozluk aletlerinin Geç Roma-Erken Bizans dönemi çiftçisinin ahşap işlerle uğraştığını ve ihtiyacı olan aletler olduğunu söyledi.
Erken Bizans döneminde antik kentin ekonomisinin ve tarımsal faaliyetlerin bir göstergesi olan demir tarım aletleri ve beraberinde ele geçmiş olan marangozluk aletleri üzerine geçekleştirilecek çalışmaların Alexandria Troas’taki ve yakın bölgelerdeki tarımsal yaşamın tanınmasına olanak sağlayacağını ifade eden Öztepe, “Yakın geçmişe kadar Ege yöresinde depolama amacıyla kullanılan pithosların, antik dönemde bakliyat türü gıda maddelerinin yanında mezar olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Ancak nadiren de olsa bu yıl kazı sezonunda karşılaşıldığı gibi tarım aletleri gibi başkaca objelerin de saklandığı görülmektedir. Pithos içinde ele geçen demir tarım aletlerine bakıldığında orak, toprak kazıyıcı çapa, yabani otların kesilmesini sağlayan pala, düzleştirici çapa, otların atılmasını sağlayan diğren, karasabanın toprağı kazıyan demir kalın uçları gibi çeşitli aletler oldukları görülmektedir. Bu aletlerin yanında ele geçmiş olan koşum takımı, sabanı çeken hayvanların birbirine bağlanmasını sağlayan tahta parçaya bağlantıyı sağlayan uzun çiviler de ele geçmiştir. Bu aletlerin yanında marangozluk aletleri olarak da adlandırılabilecek olan testere, el rendesi, ahşap delici ve kazıyıcı spatula gibi el aletlerinin varlığı M.S. 5. yüzyıla dayanmaktadır” dedi.
(İpek Güney/İHA)