Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), geçtiğimiz ay kararlaştırdığı "Tüzük Kurultayı" başladı. CHP kurultayı, Ankara'da bulunan Ata Congresium’da yapılıyor. CHP'de, 81 il başkanı, iki milletvekili ve üç Parti Meclisi üyesinden oluşan hazırlık komisyonu oybirliğiyle tüzük taslağını hazırladı.
NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER BEKLENİYOR
‘İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı'nda CHP tüzüğünde 20’ye yakın maddede değişiklik yapması bekleniyor. Bu kapsamda, Genel Sekreterlik makamının güçlendirilmesi bekleniyor. CHP’nin tüzük taslağına göre, örgüt denetiminde ön seçim, aday yoklaması ve örgüt denetiminde aday yoklamasının da dahil edildiği karma bir sistem öngörülüyor. Bu sayede hâkim denetiminde ön seçim zorunlu olmaktan çıkarılması isteniyor.
Oylamaya sunulacak tüzük taslağında, ilk olarak milletvekilliği olmak üzere bir kişinin parti kurullarında en fazla 3 dönem üst üste görev alabileceği maddesinin ekleneceği biliniyor. Fakat ön seçime giren kişiler için bu koşulun aranmayacağı belirtiliyor. Ayrıca yeni tüzükle birlikte Parti Meclisi'nin(PM) de buna uygun bir şekilde yeniden düzenlenip düzenlenmeyeceği ve Merkez Yönetim Kurulu’nda(MYK) bir değişiklik olup olmayacağı da merak ediliyor.
ÖZGÜR ÖZEL SALONA ESKİ GENEL BAŞKANLARLA GİRDİ
CHP'nin "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı'na" CHP’nin önceki dönem genel başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın katılırken, bir önceki dönem genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılmadı. CHP lideri Özel, salona Öymen, Karayalçın ve Çetin’le birlikte girdi.
Kurultayda açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptı. Özel, kurultayı yönetmesi için divan başkanı olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek'i önerdi. Bu öneri, delegelerin oyları ile kabul edildi.
ÖZEL'DEN AÇIKLAMALAR
CHP Lideri Özgür Özel, kurultayda konuşma yapıyor. Özel'in sözlerinden satır başları şöyle:
"Merhaba. Memleketin dört bir yanında altı oklu bayrağı göndere çekip, orada tutanlara merhaba. 871 ilde baba ocağının kapısını açık tutanlara, 14 yıldır yaptığım gibi 10 aylık genel başkanlığımda da gittiğim her ilde, her ilçede, olağanüstü bir engel, mani yoksa örgütümüze uğradım. Girdiğim her ilçede ve il başkanlığında mutlaka önce onları yanıma çağırdım. Baba ocağını erkenden açıp çayı koyanlara, çorbayı kaynatıp bacayı tüttürenlere, birazdan gelirler deyip bizi bekleyenlere, bu örgütün emekçilerine merhaba. CHP'nin evlatlarına, Atatürk'ün askerlerine merhaba.
'TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİNİN KURULTAYINI İZLEYENLERE MERHABA'
47 yıl aradan sonra belki de ilk kez şu anda Türkiye'nin birinci partisinin kurultayını ekranlardan izleyen milyonlara merhaba. Artık az değiliz, artık daha çoğuz. 31 Mart'ta partimize oy veren, umudunu bize bağlayan 4 milyondan fazla yeni seçmenimize merhaba. Rengini ay yıldızlı al bayraktan alan, siyasi partilerden değil, millettin ittifakıyla kuran aslan sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, Kürt demokratlara, Türkiye'nin bütün demokratlarına, Türkiye İttifakı'na merhaba.
'CHP DEĞİŞECEK, TÜRKİYE DEĞİŞECEK'
Bundan tam bir yıl önceydi; 6 siyasi parti ittifak halinde girdiğimiz seçimlerde çok istediğimiz, çok çalıştığımız, çok hak ettiğimiz bir seçimi maalesef kaybettik. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra toplumda siyasetten uzaklaşmaya ve büyük bir umutsuzluk dalgasına dönüşen bir ruh hali vardı. Gençlerin gözündeki fer sönmüştü. Büyüklerimizin omuzları düşmüştü. Yaşlılarımız Türkiye'de iktidar göremeyecek miyiz derken, gençler biz bu ülkede hayal kuramayacak mıyız, artık bu ülkede yaşayamayacak mıyız diye bizden hesap soruyordu. Oturduk, konuştuk, tartıştık. Hep birlikte bir yol açmak, yeni bir yol almak için yola çıktık. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık ve davranmadık. Ve şunu söyledik; CHP değişecek, Türkiye değişecek. Bizim kurultaylarımız liderlerden talimat alan kurultaylar değildir. Bizim kurultaylarımız liderlere ve kadrolara talimat, görev verirler. Değişim kurultayımızın açılışını 4 Eylül'de Sivas'ta yaptık. Sivas Kongresi, Atatürk'ün tespitiyle bizim ilk kurultayımızdır. Sivas Kongresi, bizlere mandayı ve himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme ve yeni bir ülke, yeni bir demokrasi kurma görevi vermiştir. 1972 kurultayı Bülent Ecevit'i başkan seçmiş, ona ve kadrolarına, partimizi işçilerle, üretenlerle, hak arayanlarla buluşturma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevi vermişti. Bu görevi kurultaydan aldılar ve 1975'te girdikleri 4 seçimden de partimizi birinci parti olarak çıkarmayı başardılar.
'CHP KABİNESİNDE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE YER VERECEK'
Geçen yıl 4-5 Kasım kurultayımız ise bizlere önce yerel seçimlerde, ardından genel seçimlerde partimizi birinci yapma, iktidar yapma görevi vermiştir. Kurultayımızın hemen ardından yaş ortalaması 43 olan gençlerle tecrübeyi bir araya getirdiğimiz parti meclisimizde çalışmaya başladık. Yaş ortalaması 46 olan bir MYK oluşturduk. İki kurulda da siyaset tecrübeleri, akademik tecrübeleri ve yaşları benden yüksek fevkalade değerli isimler de vardır. Onlarla birlikte olmanın da güvenini duyuyorum. İdari MYK ve gölge kabine adıyla iki yapıdan oluşan bir MYK belirledik. Tüm bakanlıklara denk, onları takip edecek, politika üretecek bir gölge kabine oluşturduk. Gölge kabine, iktidarda bulunan partinin kabinedeki tüm bakanlarının karşısına, onları izleyecek, eleştirecek, doğru yönlendirmelerde bulunacak ve millete dönüp 'biz olsak öyle değil böyle yapardık, biz geldiğimizde yol haritamız, siyasetimiz budur' diyecek bakanlardan oluşuyor. Malum Sayın Erdoğan'ın kabinesi 17 bakan ve bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak üzere 18 kişiden oluşuyor. Aramızda bir fark var; Sayın Erdoğan'ın 18 kişilik kabinesinde bir tek kadın vardır, aileden sorumlu bakan. AKP'deki, Türkiye'deki tüm kadın siyasilere, az da oylarını almadığı çok sayıda kadına şunu demektedir; sizi yeriniz ailedir, evdir, çocuk büyütmektir, engelliye bakmaktır. Siz dış politikadan anlamazsınız, iç işleri sizin işiniz değildir, ekonomiyi biz yöneteceğiz. Yerel yönetimlerle ilgili bir karar alınacaksa onu da biz alacağız, adliyeyi de mülkiyeyi de biz yöneteceğiz diyorlar. Ama asla ve asla unutmamamız gereken bir şey var ki; bu ülkenin kuruluş kodlarında bu yoktu. Bu olsaydı, şu anda dünyanın ileri gitmiş, demokrasisiyle övünen ülkeleri ağzına alamazken Latife Hanım'ın yanında kadın haklarının konuşulması, o ülkeler 40 yıl bekleyecekken kadına seçme seçilme hakkının tanınması ve hem toplum, hem de siyaset yaşamında kadınların önünün açılması, belki bugün ülkeyi yönetenler idrak edemez ama bu ülkenin kuruluş kodlarında, Atatürk'ün en ilerici bakış açısında vardı. Bunun bilinciyle CHP bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi, yarın kurulacak Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek kabinesinde kadın erkek eşitliğine yer verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.