CHP'ye sadece Atatürk'ün Bursa nutku yetmez.
Daha fazlasına ihtiyacı var.
Bugünlerde belki bir sakal traşı, belki ince göndermelerle kurultaya hazırlanıyor parti ama siyasal, sosyolojik çok ciddi hamleler yapmalı.
Mutlaka kurultay sorası yol haritasını göreceğiz.
Ne var ki... Afrin operasyonu...
CHP üzerinde ki algı..
İktidara göre terör örgütü Fetö ile, HDP ile yanyana yürüyor.
Cumhurbaşkanı Afrin operasyonu sürerken meydanlarda sürekli bunu gündemde tutuyor..
Yani seçim ateşinin altına sürekli odunu atıyor.
Çok net bir gerçeği var ana muhalefetin...
O da bugünün rakamlarıyla tek başına ülkeyi yönetemeyeceği...
İktidar, MHP ile hem seçim ittifakı ve Milli mutabakat uzlaşısına girerken yarına erken hazırlanıyor.
Oyu düşüyor düşmüyor..
İYİ Parti MHP'yi bölüyor bölmüyor...
CHP hepsinin ötesine bakabilmeli.. Ya blok daralırsa, bölünürse..?
Bakıyor mu?
Her şeyden önce 'neci' olduğunu iyi anlatabilmeli..
Neyi savunduğunu... Neyi yapacağını...
Kurultay bildik geçer...
Birileri çıkar söyler, sonra liderin dediği olur...
Her seçim sonrası bol bol kadrolar revize edildi.
PM'leri,MYK, A takımları, genel başkan yardımcıları...
Peki sonuç..
3 genel seçim...
Bir yerel seçim.
Cumhurbaşkanlığı...
İki referandum...
Eğer siyaseti rakam stratejisi üzerine yapacaksak hep hezimet..
En son 'hayır bloğu' oluşmasaydı, 3 partinin oyu iktidar oyu kadar etmeyecekti...
Aslında net söylemek istediğim şu...
KURULTAY SONRASI PROFİL NASIL OLACAK?
Parti kendini gerçekten iyi bir sorgudan geçirecek mi?
Yoksa günün hesabına, delege ağalığına, 'küçük olsun benim olsun' mantığına teslim mi olunacak.
Bugün partinin hani ilinde ki seçimine baksanız hep klikleşme, ayrıştırma,sen-ben görüşü hakim.
Herkes genel başkan olmuş... Herkes kendi başına çok şeyi yapıyor...
Ama.. Hiçbir şey son 7-8 yılda yönetme yetisini kazandırmadı... Nerede başarı..?
Kılıçdaroğlu'nunda işi partide kolay değil..
Birbirini savan-savana... Baykalcısı, o'cusu, şu'cusu, bu'cusu...
Öyle tv kanallarında adres gösermekle, gazete köşelerinde isimlerden söz ettirmeyle iktidar kazanılacak olsa..
Ooooooooooooooo neler neler olurdu..
Az önce dedim ya...
Profil nasıl olacak profil..Sonra ki vitrin, vizyon...
İktidar il il dolaşıp konuşuyorsa, sen iki katını yapabilmelisin...
Profilin düşük değil de yükse tuttuğun anda Beyaz Saray'da Trump'la İngilizce, Kremlin'de Putin'le Rusça, Merkel'le Almanya'da Almanca, Macron'la Fransa'da fransızca konuşursun..
Aynı dili konuşup dokunabildiğin sürecede çok şeyi aşarsın...
Ama bunların hepside kaliteli insan kaynağıyla olur..
Bunu aştığınızda da bırakın Kardak krizini Çipras'la Yunanca konuşmayıverin.
O anlar zaten ne demek isteyeceğinizi.. Kaç kişi parti içinde bu dediklerimi yapacak. CHP parti içinde kendi dilini konuşabilecek mi?
Bir elin 5 parmağı eder mi? Sanmam..
Şimdi duyar gibiyim..
'Yahu kardeşim sana mı kalmış. Ona buna akıl veriyorsunda üniversiteden atılma sen, kime ne diyorsun' dediğinizi..
En azından şunu çok iyi biliyorum ki...
Düşük profile, yüksel promille yaklaşmayıp günün hesabı ve adamı olmadığım için rahatlıkla aklımda ki söylüyorum...
İster aklıma yaslan, ister alnımı karışla...
Kılavuz ve karga hikayesine dönmeden yarını iyi planlayın...
Mesela..
Şehirler alınacak..
İstanbul, Ankara,Bursa, Antalya.. Vs vs vs vs..
Peki nasıl olacak bu? Şehirlerde vekillerin, il başkanlarının belediyelerle hesap kitapları hassas rakamları konuşulmamalı.
Ardından genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı...
Ya o nasıl olacak?
Muhafazakar tabanlı diye birini aday gösterince şehirli oy vermiyor. Yarında vermez.
Belediye meclis seçimlerinden başlayıp şehir vizyonları iyileştirilmeli. Başkan adayları bölgelerini sürükleyebilmeli.
Halkın dilini kullanan güven verecek insanlarla yola çıkılmalı.Sokak sokak kapı kapı dolaşmadan olmaz bu işler.. Ne zaman yapılacak...
