TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet partiler olağanüstü hal tepkilerini dile getirdi. Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel, bugün toplanacak Bakanlar Kurulu’na işaret ederek, "Bugün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında, kamuoyunda konuşulan olağanüstü hâl ilan edilmesi gibi, Meclisin yasama yetkisini alıp yürütmeye, Bakanlar Kuruluna taşıyacak, dolayısıyla Meclisi güçsüzleştirecek, zayıflaştıracak bir uygulamayla ilgili çok ciddi endişeler var. Bakanlar Kuruluna katılan tüm bakanlara, Meclisin böyle bir muameleyi hak etmediğini, eğer böyle bir şey yapılacaksa bunun da -tırnak içinde yarın konuşulacak şekliyle söylüyorum- bu kez bu Gazi Meclise sivil bir darbe olarak algılanacağının altını çizmek isteriz. Paradoksal bir iş olur" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM’de demokrasiye sahip çıkan konusunda olumlu bir atmosfer oluştuğunu belirterek, “Demokrasi, hukuk, Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî iradeye sahip çıkmak konusunda ülkemizde dalga dalga yayılan çok olumlu bir atmosfer oluşmuştur milletimizin bu tür darbelere, fiilî durumlara karşı bütün milletimiz, iktidarı muhalefeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi, sivil toplum kuruluşları, medya çok büyük ölçüde bir mutabakatla, kararlılıkla durmuştur. Aman bunu heba etmeyelim Sayın Bakan. Bu olumlu fırsatı uhuvvetle yayarak, maksadımız da elbette üzüm yiyip bağcı dövmek olmamalı. Bu olumlu atmosferi daha da geliştirecek tedbirleri de hep birlikte, el ele almamızda fayda var diye düşünüyorum. 15 Temmuz gecesi iktidarıyla, muhalefetiyle hep birlikte demokrasiye nasıl sahip çıktıysak bu tutumu devam ettirmemiz gerekiyor. Sayın Bakan, asıl başarı da -bütün samimiyetimle ifade ediyorum- bu ortak duruş çerçevesinde gerçekleştireceğimiz mücadeleyle ve birlikte alacağımız kararlarla olacaktır. Birlikte Meclise bir darbeyi önledik, bu darbeyi önleyelim derken Meclise farklı bir darbe imajı verecek tutumlardan da zinhar uzak durulacağına ben inanıyorum" şeklinde konuştu.
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkanvekili İdris Baluken, olağanüstü hal ilan etmenin yanlış olduğuna işaret ederek, "Biz buradan çıkışın demokrasi olduğunu düşünüyoruz, demokrasi, demokrasi, demokrasi. Bunun dışında diğer baskıcı ya da antidemokratik uygulamaları çağrıştıran her zemin, sorunu daha fazla çözümsüzleştirme, toplumsal gerilimi artırma dışında hiçbir işe yaramayacaktır. Özellikle darbe kurumlarının, Millî Güvenlik Kurulu, YÖK gibi darbe kurumlarının bugün kilit tartışma noktalarında hâlâ referans alınıyor olmasını da doğrusu son derece yanlış ve tehlikeli buluyoruz. Bu darbe kurumlarının bir an önce kaldırılması, bu ülkenin de bir an önce darbe Anayasası’ndan kurtarılması gerektiğini düşünüyoruz. Demokrasi, adalet, hukuk, hakkaniyet, bunlar hepimizin ortak normları" diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı şunları kaydetti:
"Bu tedbirler ne ölçüde gereklidir, ne zaman, nasıl kullanmak gerekir, bunlara ilişkin şartlar söz konusudur ve siyaset bütün bunları tartışabilir ancak demokrasi, hukuk dediğimiz kavramlar soyut kavramlar değildir. Türkiye bir hukuk devleti, Türkiye’de demokrasi var ve bunun sınırlarını Anayasa ve yasalar çiziyor. Eğer Anayasa’nın ve yasaların dışında yapılacak herhangi bir iş olursa buyurun, hep beraber karşı çıkalım. Anayasa ve yasalar çerçevesinde işler yapılıyorsa bunları elbette siyaseten tartışalım, fikirlerimizi söyleyelim, kanaatimiz eleştirmekse eleştirelim ama Anayasa’nın, yasaların dışında demokrasiye, özgürlüklere, hukuka aykırı işler olduğuna ilişkin eleştirilerde de lütfen dikkatli olalım. Mesele, soyut kavramları somut kurallara dönüştüren Anayasa’ya ve yasalara uygun bir şekilde götürebilmektir. Anayasa’dan memnun olmayabiliriz, -hepimiz memnun değiliz- beraber değiştirelim -inşallah değiştiririz de- ama elimizdeki bu, buna uygun bir tarzda demokrasi ve özgürlükler kendini korumak durumundadır."
(İHA)