İzmir Kent Hastanesi’nden Uzm. Psk. Meral Avcı, disleksinin tanımını yaparak, “Disleksi öğrenme bozukluğudur. Çocukların okumada, yazılı anlatımda ve matematikte yaşıtlarına göre belirgin bir şekilde aldığı eğitimi uygun olmayan bir başarısızlığın olmasıdır” dedi. Avcı, disleksi rahatsızlığı görülen çocuklar için sınıf öğretmenlerinin ve ailelerinin rolünün çok önemli olduğunu belirtti.
“DİSLEKSİ TANISININ KONMASINDA ZEKA TESTİ ÖNEMLİ BİR NOKTADIR”
Disleksinin belirtilerinden bahseden Uzm. Psk Meral Avcı, “Dislekside okumayla ilgili belirtiler, yazmayla ilgili belirtiler ve matematikte belirtiler görülür. Örneğin çocuk okuma yaparken harf atlamaları yapıyorsa, harfleri karışık yazıyorsa veya harfleri ters yazıyorsa bu bize okumayla ilgili bir disleksik durumun varlığını gösterir. Matematikle ilgili çocuğun sayıları algılamasında, basit işlemleri yapabilmesinde bir başarısızlık varsa yine bu durumu düşünebiliriz. Yazılı anlatımda da harfleri eksik yazma, cümlenin sonuna bazı harfleri ilave etme bunun gibi yazılı anlatımla ilgili sorunlar da disleksinin varlığını düşündürür. Bu belirtiler var diye hemen disleksi rahatsızlığı teşhisi koyamayız. Tanı kriterinde zeka testi önemli bir noktadır. Zeka testiyle çocuk değerlendirilir. Zeka düzeyinin normal olması gerekir. Normal zekadaki bir çocuk sınıf ortalamasına göre bir başarısızlık gösteriyorsa sınıf öğretmeni zaten yönlendirir. Ailelerin öğretmenle sürekli irtibat halinde olması ve çocuğu yakın takip etmesi bu yüzden önemlidir” ifadelerini kullandı.
Psikolog Meral Avcı, disleksi tedavisinin özel eğitimle desteklenerek ve çocuğun yönlendirilerek yapılabileceğini belirtirken, çocuğun yeteneğine uygun bir şekilde uzun bir tedavi sürecine alınacağını söyledi.
“SINIF ÖĞRETMENLERİNİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ”
Sınıf öğretmenlerinin disleksi konusundaki rolünün çok önemli olduğunu kaydeden Avcı, şöyle konuştu: “Sınıfın başarısının altında performans gösteren her çocuğu yönlendirmeleri ve aileyi de bilgilendirmeleri gerekiyor. Okulun bağlı bulunduğu rehberlik araştırma merkezleri var. Bu merkezlerde çocuklara tüm zeka testleri ve disleksiyle ilgili temel testler uygulanıyor. Disleksik olup olmadığı belirleniyor. Testin sonucuna göre de yönlendiriliyorlar."
“AİLELER ÇOCUKLARININ ÖZGÜVENİNİ KIRMAMALI VE ONLARI DESTEKLEMELİ”
Disleksi tedavisi olmayan bir çocuk için zihinsel bir engeli varmış gibi düşünülebileceğini söyleyen Meral Avcı, “Bu çocuklar bazı yazıları yazamadıkları için veya dersleri yaşıtları gibi algılayamadıkları için kendi özgüvenleriyle ilgili olumsuz düşünebiliyorlar. Daha sonraki dönemde ‘ben yapamıyorum’ deyip bunu kabul ederek kabuğuna çekilmek gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Eğitim sadece okuma-yazma ve matematikten ibaret değildir. Yaşam çabasıdır aslında. Aileler çocukların özgüvenini kırmamalı ve onları desteklemeli. Çocukların kendilerini yeterli bir birey olarak hissetmelerini sağlamaları gerekiyor” dedi.
‘Dahi Hastalığı’ olarak da bilinen disleksi hastalığından muztarip olan ancak işlerinde başarılı bazı dünyaca ünlü isimler ise şöyle; Albert Einstein, Thomas Edison, Mozart, Wright Kardeşler, Picasso, Stephen Hawking, Sylvester Stallone ve Tom Cruise