Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Değerli basın mensubu arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Riyad ve Bakü’ye yaptığımız iki günlük seyahatimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Birliği İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesi’ndeki konuşmamızda Gazze ve Lübnan’daki soykırıma değindim. Acil ateşkes ilanı öncelikli olmak üzere, insani yardımların kesintisiz ve düzenli şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerekliliğine dikkat çektim. Malumunuz İsrail üzerindeki baskıyı canlı tutmak ve uluslararası hukuk temelinde bu ülkeye karşı zorlayıcı tedbirler alınması için yoğun gayret gösteriyoruz.
İsrail mezalimine dünyada en güçlü tepkiyi veren, bu konuda ticaretin durdurulması dahil en somut adımı atan ülke hiç tartışmasız Türkiye’dir. Gazze’ye gönderilen insani yardım miktarında da en üstte yine biz varız. İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının engellenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler’de başlattığımız girişime 52 ülke ve 2 uluslararası kuruluş desteğini bildirdi. Bu girişimimize dair mektubumuzu geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne ilettik. Riyad’daki zirvemizde de tüm teşkilat ve Arap Birliği üyelerini mektubumuzu imzalamaya davet eden bir karar alındı. Ülkemizin, katliamın durdurulması için attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından sitayişle bahsedildi. Zirve vesilesiyle ikili görüşmeler yapma imkanı da bulduk. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la bir araya geldik. Verimli bir görüşme oldu. Ayrıca Ürdün Kralı Abdullah ve Filistin Lideri Mahmud Abbas’ın yanı sıra Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Irak, Gana, Burkina Faso, Çad, Gine Bissau, Senegal ve Maldivler devlet, hükümet başkanı ve diğer yetkililerle temas ve görüşmeler yaptık.
Ziyaretimin ikinci ayağında Bakü’de düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi’ne katıldım. Şahsıma ve heyetime gösterilen hüsnü kabulden ötürü zirveye ev sahipliği yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşime bu vesileyle tekrar teşekkür ediyorum. Birleşmiş Milletler çatısı altındaki en önemli iklim etkinliği olan zirveye 80 ülke devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etti. Zirvede beklentinin en yüksek olduğu müzakere başlığı, iklim değişikliğinin finansmanıydı. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu mali kaynağın ne şekilde oluşturulacağı ele alındı. 2009 yılında Danimarka İklim Zirvesinde açıklanan yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı hedefinin 2025 yılı sonrası için teyidi ve ilave mekanizmalarla desteklenmesini değerlendirdik. Zirveye hitabımda ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele yolundaki gayretlerini anlattım. Küresel iklim eğilimine katkı sunmaya devam edeceğimizi vurguladım. Eşim Emine Erdoğan’ın girişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel ölçekte bir projeye dönüşen Sıfır Atık Hareketi’nin önemini ifade ettim. Ayrıca ağaçlandırma, su idaresi ve yenilenebilir enerji başlıklarında kaydettiğimiz ilerlemelere işaret ettim. Yenilenebilir enerjide Avrupa’da beşinci, dünyada 11’inci sırada yer alıyoruz. Su verimliliği seferberliğimize ilave olarak, her 11 Kasım gününü “Milli ağaçlandırma günü” ilan ettik. Dünden itibaren milyonlarca fidanı halkımızın desteğiyle toprakla buluşturmaya başladık. Liderler Zirvesi’ne katılan muhataplarımla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Bu kapsamda İngiltere Başbakanı Sayın Keir Starmer, Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, Moldova Cumhurbaşkanı Sayın Maia Sandu, Karadağ Cumhurbaşkanı Sayın Yakov Milatovic ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldik. Bu görüşmelerimizde ikili münasebetlerimizle birlikte bölgesel gelişmeler hakkında istişarelerde bulunduk. Her iki zirvede alınan kararların hayırlara vesile olmasını diliyor hem Suudi kardeşlerimize hem can Azerbaycan’a, bilhassa İlham kardeşime nazik ev sahiplikleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Şimdi sözü sizlere devrediyorum.
"ABD İLE TÜRKİYE ARASINDA YENİ FIRSATLAR OLUŞTURABİLİRİZ"
Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık yarışında ipi göğüsleyen Sayın Donald Trump oldu. Kendisiyle bir telefon görüşmesi de yaptınız. Yeni dönemde Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri ile fırsatlar açısından ve riskler bağlamında Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrini, bu yeni dönemi değerlendirmenizi rica edeceğim.
Yeni dönemde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi yaptığımız bir telefon diplomasisiyle sağlanmaz. Biz Sayın Trump’la inşallah uluslararası toplantılar ya da ikili görüşmelerde bir araya gelmek suretiyle bundan sonraki süreci nasıl değerlendireceğimizi çok daha iyi bir şekilde tespit edeceğiz. Şu anda Sayın Trump’ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor. Bir de Sayın Trump’ın kabinesi, benim kabinemdeki arkadaşlarla yapacakları görüşmelerle birbirlerini çok daha yakından tanıyacak, bilecek ve ona göre de adımlarımızı inşallah atacağız. Bu noktada Başkan Yardımcıları ve Dışişleri Bakanları önem arz ediyor. Bu bakanlarımız bir araya gelmek suretiyle birbirlerini tanıyıp, istişare edecekler. Temennimiz odur ki; Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında çok daha farklı bir süreç başlamış olsun. Şüphesiz iki ülke arasında fırsatlar her zaman mevcuttur. Bu fırsatları değerlendirme iradesi ve iki ülkeye de kazandıracak adımların atılması temel beklentimizdir. Biz konuya her liderin yaptığı gibi ülkemizin çıkarları perspektifinden yaklaşıyoruz. Trump yönetimi, ekonomiyi öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Türkiye de stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusu ile yatırım fırsatları sunan bir ülke. İki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz. Özellikle enerji, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni iş birliklerini geliştirmemiz mümkün.
"BEN ESED'DEN UMUTLUYUM"
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesinde aile fotoğrafında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ile yer almanız dünden bu yana özellikle ülkemizde en çok konuşulan konu haline gelmiş durumda. Zirve marjında Suriye tarafıyla herhangi bir temasınız oldu mu? Suriye ile normalleşme sürecinde son durum nedir?
Beşar Esed’in konuşmasını dinleme imkanım olmadı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile görüşme için çıktım. Ben hala Esed’den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var. Çünkü bizim Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Suriye’de adil ve kalıcı barışın zemini vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da bellidir. Biz Suriye tarafına normalleşme konusunda elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü çoğu ülkelere dağılmış Suriyeliler de tehdit etmiyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Çevredeki ateşin istikrarsız topraklarda hızla yayılacağı unutulmamalıdır.