Birleşmiş Milletler (BM) 72. Genel Kurulu 120’den fazla devlet ya da hükümet başkanının katılımıyla başladı. BM Kuruluna hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye ve Irak’taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içinde olduğunu belirtti. Erdoğan, “Bunun yanında, ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle de mücadelesi devam ediyor. DEAŞ’ın sınırlarımıza yönelik saldırılarına karşı Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatı’yla, 243 meskun mahali ve 2 bin kilometrekarenin üzerinde toprağı örgütten temizledik. Bu operasyon sırasında 3 bine yakın DEAŞ militanının etkisiz hale getirdik. Teröristlerden temizlenilen bölgeye 100 bine yakın Suriyelinin geri dönerek yerleşti” dedi.
“DEAŞ’A KARŞI MÜCADELE VERDİĞİNİ SÖYLEYEN GÜÇLERİN, BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜN KESİNLİKLE BÖYLE BİR AMACI YOK”
Fırat Kalkanı Operasyonu’nun, bölgenin işgalinden bu yana DEAŞ’a karşı elde edilen en büyük başarı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şu gerçeği huzurlarınızda ifade etmek durumundayım, Bölgede, DEAŞ’a karşı mücadele verdiğini söyleyen grupların ve güçlerin, büyük bir bölümünün kesinlikle böyle bir amacı yoktur. Bu gruplar ve güçler, DEAŞ’ı kendi gündemlerini hayata geçirmek için bir araç olarak kullanıyor. PYD-YPG’nin, Suriye’de ele geçirdiği bölgelerde demografik yapıyı değiştirme, halkın mallarına el koyma, kendisine karşı çıkanları öldürme veya sürgün etme yönündeki çabaları insanlık suçudur. DEAŞ’la mücadele meşru bir zeminde yürütülmediği takdirde, dünyanın yeni DEAŞ’ların tehdidi altına girmesi kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
“IKBY’Yİ GİRİŞİMİNDEN VAZGEÇMEYE DAVET EDİYORUZ”
Irak’ın da toprak bütünlüğü temelinde varılacak uzlaşmalara ve ortak gelecek inşa etme ideallerini hayata geçirmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bağımsızlık talepleri gibi, bölgede yeni krizler, yeni çatışmalar ortaya çıkartabilecek adımlardan uzak durulması gerekiyor. Buradan, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni, bu doğrultuda başlattığı girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz. Türkiye’nin bu konudaki çok açık ve kararlı tavrını görmezden gelmek, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni elindeki imkanlardan da edecek bir sürecin önünü açabilir. Yeni çatışmaların fitilini ateşlemek yerine, hep birlikte bölgede huzuru, barışı, güvenliği, istikrarı tesis için çalışmalıyız.”
“Suriye ve Irak’ın yanında Libya ve yemen gibi terör örgütlerinin etkinlik kurma çabası içinde bulunduğu bölgeleri de yakından takip ediyoruz” diyen Erdoğan, “Libya’daki meşru yönetimin uluslararası toplum tarafından desteklenmesi ülkenin istikrarına önemli katkı sağlayacaktır. Suriye ve ırak’ta yapılan yanlışların Libya’da tekrarının Avrupa başta olmak üzere tüm dünyayı çok daha büyük tehditlerle karşı karşıya bırakacağı unutulmamalıdır” dedi.
“KUVEYT EMİRİ ŞEYH SABAH’IN KRİZİN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN ARABULUCULUK ÇABALARINI DESTEKLİYORUZ”
“Üzerinde durduğumuz başka bir mesele de Körfez bölgesinde baş gösteren ihtilafın bir an önce çözümüdür” diyen Erdoğan, “Bunun için öncelikle Katar halkının hayat şartlarını olumsuz etkileyen yaptırımların kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah’ın krizin çözümüne ilişkin arabuluculuk çabalarını desteklediğimizi burada ifade etmek isterim. Temennimiz bu gayretlerin olumlu sonuç vermesidir. Körfez bölgesinin abisi olarak gördüğümüz Suudi Arabaistan’ın da sorunun çözümünde samimi irade göstereceğini umut ediyoruz” diye konuştu.
Filistin meselesine değinen Erdoğan, “Temmuz ayında haremi şerifte yaşanan kriz sorunun ne kadar hassas olduğunu göstermiştir. Barış sürecinin devamı ancak İsrail’in yasadığı yerleşim faaliyetlerini derhal durdurması ve iki devletli çözüm doğrultusuyla adım atmasıyla mümkündür. Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazzede’ki Filisitinli kardeşlerimize Filistin devleti mücadelelerinde destek olmaya davet ediyorum” dedi.
“YUKARI KARABAĞ ABHAZYA VE GÜNEY OSETYA İHTİLAFLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇOK DAHA FAZLA GAYET GÖSTERMELİYİZ”
Balkanlardaki krizi de değinen Erdoğan, “Her ne kadar çatışma ortamı yoksa da hala çok ciddi sınamalarla karşı karşıya bulunan bir coğrafyadır. Balkan ülkelerinin Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşmelerine büyük önem veriyoruz. Dünyanın u müstesna bölgesinde barışın istikrarın ve refahın hakim olması için üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Güney Kafkasya’da Azerbaycan ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması bölgesel istikrarın özellikle anahtarıdır. Bu nedenle Yukarı Karabağ Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının çözümü için çok daha fazla gayet göstermeliyiz” dedi.
Türkiye’nin dünya gündemini giderek daha yoğun şekilde meşgul eden nükleer silahların her çeşidine karşı olduğunu belirten Erdoğan, "Dünyayı nükleer silah belasından tümüyle temizlemeden bu tür sorunların üstesinden gelemeyeceğimiz açıktır" dedi.
"Kıbrıs’ta 2008 yılında başlayan kapsamlı müzakere sürecinin Rum tarafının anlaşılma tutumu sebebiyle sonuçsuz kalmasından üzüntü duyuyoruz" diyen Erdoğan, Doğu Akdeniz’de son yıllarda keşfedilen doğal kaynakların bölgenin barışına istikrarına ve refahına hizmet etmesi için elimizden geleni yapıyoruz yapacağız. Kıbrıs Türklerinin haklarına saygı gösteren çözüm tekliflerini değerlendirmeye hazırız" diye konuştu.
(İHA)