Bursa

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının "Stratcom Afet İletişim Forumu" sona erdi

14 ülkeden stratejik iletişim alanında uzmanların katıldığı forum kapsamında düzenlenen panellerde, afet hikayelerinde görsel anlatım ile afet dönemlerinde dezenformasyonla mücadelenin önemi ele alındı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının
26-04-2023 22:32
Ankara

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca düzenlenen Stratcom Afet İletişim Forumu sona erdi.

İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda, 14 ülkeden stratejik iletişim alanında uzmanlar, liderler, akademisyenler, kamu ve özel sektör temsilcileri ile medya profesyonellerinden oluşan konuşmacıların katıldığı 2 gün süren forum, 9 panel ile 7 ayrı konuşmadan oluştu.

Forum kapsamında düzenlenen "Afet Hikayelerinde Görsel Dil ve Anlatım" panelinde, Anadolu Ajansı (AA) Görsel Haberler Yayın Yönetmeni Fırat Yurdakul, Grafik Tasarımcısı Abrar Sabbah ve TRT dron pilotu Mikail Sevinç konuştu.

AA Görsel Haber Yayın Yönetmeni Yurdakul, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı 6 Şubat tarihinde sabah saatlerinden itibaren AA personelinin hızla harekete geçtiğini belirtti.

AA Hatay Muhabiri Burak Milli'nin depremde hayatını kaybettiğini hatırlatan Yurdakul, Milli'yi, habercilik alanındaki başarılarından bahsederek andı.

Görsel anlamda duygunun iletilmesinin önemine işaret eden Yurdakul, "Görsellerinizi sunarken duygu başlığını içine koymak zorundasınız. İnsanları rencide etmeden, acılarını yaşamalarına müsaade ederek... O acıyı yaşarken onlara mikrofon uzatarak değil tabii ama bir şekilde bunu da insanlara göstermemiz gerekiyordu ve gerçekten ekiplerimiz bazen paylaşmakta, abonelerimize sunmakta zorlandığımız çok acı kareleri de bizlere gönderdi." dedi.

Depremde enkaz altından çıkarılanlar arasında çocukların da bulunduğunu belirten Yurdakul, Hatay'da, Aytuğ Can Sencar tarafından çekilen, 6 aylık bebeğin enkazdan kurtarılma anlarına ilişkin fotoğrafı hatırlattı. Fırat Yurdakul, "Bu kadar büyük acılar yaşanırken bizi hayata bağlayan, gazetecilik yapmamızı sağlayan, insanların umutla ekran karşısına depremle ilgili haberi takip etmelerini sağlayan böyle görüntüler ve fotoğraflardır." diye konuştu.

Gazeteciliğin en önemli başlıklarından birinin de "sıra dışılık" olduğunu vurgulayan Yurdakul, "Sıra dışı olayların peşinde koşmak durumundasınız. Kurtuluşlar devam ediyordu, dronla canlı yayın yaparak ilk kez bir kurtarma hikayesini abonelerimize, halka sunmaya çalıştık. İnanılmaz görüntülerle karşılaştık." ifadelerini kullandı.

Charlie Hebdo'ya kendi çizimiyle cevap veren karikatürist

Fransız Charlie Hebdo dergisinin, Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili provokatif karikatürüne karşı yaptığı çizimle dikkati çeken Filistinli karikatürist ve illüstratör Abrar Sabbah da depremlerin ardından Charlie Hebdo'nun provokatif karikatürünü ilk gördüğünde tepki gösterdiğini ve bir şey yapmak zorunda hissettiğini söyledi.

Buna bir cevap vermek istediğini belirten Sabbah, şöyle devam etti:

"Onların çizdiği karikatürü alıp revize edip, üzerinde değişiklikler yaparak kendi anlatmak istediğim mesajı ekledim. Bu karikatür, 'tank göndermeye gerek yok' mesajıyla paylaşılmıştı. Bu sözlerin ortadan kalkması gerektiğini hissettim. İfade etmek istediğim sözleri, görsel hale çevirerek bayrak tutan bir yumruk çizdim. Bu yumruk Türk halkının gücünü simgeliyor."

"Asrın felaketinin büyüklüğünü gösteren görüntüleri paylaştık"

Panelde konuşan TRT dron pilotu Mikail Sevinç ise çok sayıda afet olayında görev almasına rağmen 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından bölgeye gittiğinde zorlandığını ve daha önce görülmeyen türden bir afet yaşandığını kaydetti.

Deprem bölgesinde yaşadıklarını anlatan Sevinç, "Elektrik ve iletişim yoktu. Karanlıkta görüntü vermemiz zor. Kameranın görüntü alabilmesi için ışık olması lazım. Bir süre çevrede gözlem yaptık. Kahramanmaraş'ta ekipler dağıtıldı. Pazarcık'a gittim ve gider gitmez AFAD'ın arama kurtarma çalışması yaptığını gördüm." dedi.

Afetin ardından zorlu durumlara şahitlik ettiklerini belirten Sevinç, "Asrın felaketinin büyüklüğünü gösteren görüntüleri paylaştıktan sonra insanların mücadelesini, bekleyişini, çalışma şekillerini yani canı pahasına bunları hem yaşadım hem çektim. Arama kurtarma çalışmalarının ardından barınma ihtiyacı doğdu. Çadırlar kuruldu, onların çekimlerini de yaptık. En dikkat ettiğimiz şey, insanları rahatsız etmeden çekim yapmak oldu. Ne olursa olsun orada yaşam devam ediyor." diye konuştu.

"Afet Dönemlerinde Hakikat Mücadelesi"

Forumun, "Afet Dönemlerinde Hakikat Mücadelesi" başlıklı panelinde ise AA Teyit Hattı Editörü Ömer Faruk Görçin ve Bursa Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı deneyimlerini paylaştı.

Doç. Dr. Darıcılı, sosyal medyanın, propaganda ve dezenformasyon yapılması için uygun bir zemini olduğunu ve terör örgütlerinin sıkça bu mecrayı kullandıklarını söyledi.

Sosyal medyada harcama yapmadan kitlelere ulaşılabildiğini kaydeden Darıcı, "Bu terörist için de böyle, o da ulaşabiliyor, Türkiye'de 10-12 milyon Twitter kullanıcısı olduğu söyleniyor. 5-6 milyonu aktif. İşte bu kitlelere çok önemli oranda ulaşabiliyorsunuz, korku ve dehşet meselesini çok net bir şekilde hedef kitleye ulaştırabiliyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de belirli bir sistematikle her gün bir konunun ya da kişinin gündemde birinci sıraya taşınabileceğini belirten Darıcı, "Türkiye'deki gündem de aslında çoğu zaman Twitter'da, çoğu zaman gerçek gündem değil. Şişirilmiş gündemler. Bu, terör örgütleri tarafından da büyük önem arz ediyor." dedi.

AA Teyit Hattı Editörü Ömer Faruk Görçin de dezenformasyonun, afet sonrası dönemlerde olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti.

Depremin ardından "Hatay'da barajın patladığı" iddialarıyla ilgili yapılan paylaşımları hatırlatan Görçin, şunları kaydetti:

"Bedavaya atılan 280 karakterli bir paylaşım, Hatay'da, bütün bir şehrin bir anda galeyana gelmesine, halkın şehri boşaltmak için yola dökülmesine neden oldu ve kurtarma çalışmaları da sekteye uğradı. Dezenformasyonun, afet anlamında yaraları sarma çalışmalarını sekteye uğratabileceğini görüyoruz. Öte yandan toplumun psikolojisini bozabiliyor. Deprem bölgesinde linç olayları ya da tartaklama olayları meydana gelmişti, bunların bir kısmında da halkın galeyana geldiği aslında suçsuz olan kişilere de tepki gösterdiği, kimi zaman bu tepkinin fiziksel şiddet noktasına ulaştığını görüyoruz."

Dezenformasyona karşı, AA Teyit Hattı olarak, yüzlerce içeriği doğruluk kontrolüne tabi tuttuklarını söyleyen Görçin, "Dezenformasyonu, yalanın yayılmasını engellemeye çalışıyoruz. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden bir iddiayı, bir siber suçu ele alıyoruz. Doğru mu, yanlış mı bunu kamuoyu ile paylaşıyoruz." diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER