Dünya çapında 1 milyardan fazla kullanıcısı bulunan anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın geçtiğimiz Nisan ayında uygulamaya başladığı "Uçtan uca şifreleme" sayesinde iki tarafın yapmış olduğu mesajlaşma 3. bir kişi tarafından hiç bir şekilde görüntülenemiyor. Böylesi bir şifreleme yöntemiyle de iki tarafın konuşması tamamen güvenli hale getiriliyor. Yeni bir sohbete başlandığında ekrana gelen "Bu sohbete gönderdiğiniz mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçta uca şifrelemeyle korunmaktadır. Yani WhatsApp ve üçüncü kişiler bunları okuyamaz veya dinleyemez." yazısıyla da bu şifrelemenin bilgilendirilmesi yapılıyor. Bilişim uzmanları, 15 Temmuz’daki darbe girişiminde bulunan askerlerin de Whatsapp üzerinde iletişim kurmalarının darbe girişiminin gizliliğini arttırdığı görüşünde birleşti.
“KONUŞMA FREKANSLARI DEŞİFRE EDİLEMİYOR”
WhatsApp’ın en çok tercih edilme sebeplerinden birisinin kullanılan uçtan uca şifreleme sistemi olduğunu vurgulayan Hedza Ajans Genel Müdürü ve Bilişim Uzmanı Hamza Taşer, "WhatsApp uçtan uca şifrelemeyle A telefonu ve B telefonu arasında olan yazışma, resim, fotoğraf gönderme, belge gönderme, konum paylaşma gibi ileti transferlerinin şifrelenip sunucudan karşı telefona gönderilerek, telefonda açılması yönetimin adına denir. İnsanlar ve bir çok kurum da o yüzden WhatsApp’ta gruplar halinde kitleyle görüşmeyi buradan sürdürüyorlar. Arada herhangi bir frekansın deşifre olmamasından dolayı insanlar WhatsApp’ın şifreleme sistemine güveniyorlar. Uçtan uca şifreleme sistemini kullanan eğer ki iki telefon varsa bu iki telefon arasındaki bilgiyi yalnızca telefona el koymak suretiyle alabilirsiniz" dedi.
KRİPTOLU TELSİZE DEĞİL, WHATSAPP’A GÜVENDİLER
Darbe girişiminde bulunan askerlerin 15 Temmuz akşamı WhatsApp’ta kurdukları "Yurtta Sulh" isimli grup üzerinden birbirleriyle iletişim halinde oldukları dikkat çekti. Bilişim uzmanları, darbeci askerlerin WhatsApp’ın uçtan uca şifrelemeyle korunması nedeniyle kriptolu telsizlerden daha çok WhatsApp üzerinden birbirleriyle iletişime geçmiş olabileceğini düşünüyor. Konuyla ilgili Taşer, "Hepimizi derinden yaralayan ve üzen bir darbe girişimi oldu. Bu darbe girişiminde de haberlerden bütün bu koordinasyonun WhatsApp gruplaşma sistemi üzerinden gerçekleştiğini gördük. Aslında uçtan uca şifrelemeye güvenip de yapılmış olabilir. Bir telefonun ele geçirilmesinden sonra bütün yazışmalar deşifre edilebilir" tespitinde bulundu.
"EMNİYETİMİZ BU KONUŞMALARI ORTAYA ÇIKARTABİLECEK DONANIMA SAHİP"
Bir suç unsuru taşıyan konuşma yapıldığı takdirde telefonu kırmanın bir öneminin bulunmadığını sözlerine ekleyen Taşer, "WhatsApp’ta bir suç unsuru taşıyan bir yazışma varsa, yazışmayı silmenizin, telefonu kırmanızın hiç bir anlamı yok. Bizim devletimiz, bizim emniyet teşkilatımızdaki gerekli birimler bu konuda hassaslar. Son teknoloji sistemlerle bunlar gayet rahat bir şekilde ortaya çıkartılabilirler" diye konuştu.
’DURUM ÇOK CİDDİ’ YAZISININ BİR HÜKMÜ YOK
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başta Facebook olmak üzere sosyal medyada hızla yayılan ’Durum çok ciddi’ başlıklı ve sözde Jandarma Genel Komutanlığı Bilişim Suçları Sosyal Ağ Bildirgesi’ne dayandırılan metnin hiç bir geçerliliği olmadığı konusunda uyarıda bulunan Hedza Ajans Genel Koordinatörü Bilişim Uzmanı Enis Kuyucu ise "Sosyal paylaşım sitesinden yaptığımız paylaşım ve buraya gönderdiğimiz yazılar, paylaşımlar ve yorumlar birer veridir. Bu veriler bizim sorumluluğumuzdadır. Bu verilerin mülkiyet hakkı bize aittir. Biz herhangi bir paylaşım yaptığımız zaman bunun sunucudan başka bir bireye ya da başka insanlara ulaştığında bunun sorumluluğu paylaşan kişiye aittir. Facebook’a kayıt olduğunuzda ’Burada yapılan bütün paylaşımların mülkiyet hakkı size aittir’ ifadesi yer alır. Son zamanlarda yapılan ’Resmileşti. Dikkat! Çok ciddi durum’ gibi yazışmaların aslen hiç bir geçerliliği yoktur. Bu tür paylaşımlar birilerinin öne sürdüğü ve size zorla kopyala yapıştır yoluyla dayattığı asparagas paylaşımlardan öteye geçen bir yazışma değildir" dedi.
(İHA)