Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen 11. Çalışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Gündeminde ’istihdam politikalarının’ yer aldığı toplantıda konuşan Davutoğlu, çalışma hayatının temsilcileri ile bir yıldır detaylıca görüştüğünü belirterek, hükümet programı yazımında da istişarelerde bulunduklarını ifade etti. Emek ve alın terinin barış ve hoşgörüyü beraberinde getirdiğini anlatan Davutoğlu, sosyal politikalarımızın her kaleminde görüleceğini gibi bizim birinci önceliğimiz her zaman insandır, insana hizmettir. Bu yüzden AK Parti, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütüdür. İstişareleriyle gelecek siyasi kararların alındığı bir sivil toplum örgütüdür" dedi.
Toplumun bütün kesimleriyle en üst düzeyde hukukun geliştirileceğini anlatan Davutoğlu, "İşçi ve işverenin alın teri bizim meselemizdir. Yeter ki birlikte çalışalım, yeter kavgayı değil ,barışı, adaleti esas alalım. Yeter ki bütün ülke meselelerinde bir olalım, milli meselelerde el ele gönül gönüle olalım. Karşılaşılan her sorun, her kesimin görüşünü aldığımız süreç sonunda çözüme kavuşturuyoruz, kavuşturmaya da kararlıyız. Yaptığımız her düzenlemeyi ortak duyarlılık içinde ve uzlaşma zemini içinde gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz. Şartlar sürekli değişiyor ve Türkiye’nin birçok alanda reforma ihtiyaç var" dedi.
Her düzenlemeyi siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyuyla şeffaf bir zeminde paylaşmayı istediklerine dikkati çeken Davutoğlu, çalışma dünyasının beklenti ve önerilerini dinlediklerini ifade etti. Türkiye için herkesin ortak bir akıl zemininde buluşulması gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Bu doğrultuda, dün siyasi partilerimizden randevu talep ettim. Bu görüşmede muhataplarımız da sadece yeni dönemde gerçekleştireceğimiz reformları değil aynı zamanda nasıl daha uyumlu siyasi ortam oluşturabileceğimizi de konuşmak amacındayım. Böyle güzel bir geleneği de bu vesileyle başlatacağımızı ümit ediyorum. Yani, her seçim sonrasında yeni göreve başlayan Başbakanın, muhalefet liderleriyle hizmete başlamadan görüşme geleneği. Şu ana kadar böyle bir gelenek yoktu, ümit ederim ki bundan sonra dün yaptığımız davetle birlikte böyle bir gelenek başlar ve siyasal hayata toplumsal hayatın beklentileriyle birlikte ahenk, karşılıklı saygı, eleştirmekle birlikte bu eleştiriyi saygı ve yapıcı bir inşa faaliyetinin parçası olacağı bir süreç gerçekleşir" diye konuştu.
"YENİ DÖNEMDE KARŞILIKLI HASSASİYETLE BU UZLAŞI ZEMİNİNİ TESİS EDEBİLİRİZ"
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu randevu taleplerine olumlu geri dönüşler oluyor. İnşallah önümüzdeki hafta bu görüşmeleri gerçekleştireceğiz. Türkiye’de siyaset artık suni gerilimleri aşarak yapıcı eleştiri dönemini başlatmalıdır. Bunlar Türkiye’nin meseleleri ve bunların çözümünde her parti yapıcı gayretini ortaya koymak zorundadır. İnşallah, yeni dönemde karşılıklı hassasiyetle bu uzlaşı zeminini tesis edebiliriz, bundan Türkiye mutlaka kazançlı çıkacaktır".
Türkiye söz konusu olduğunda, etrafımızdaki ateş çemberi içinde bütün siyasi partilerin görüş ayrılıklarını kenara koyarak ateş çemberinin içinde Türkiye’nin birliği beraberliği, teröre karşı verilen mücadeleyi, dışarıda Türkiye’ye dönük olarak yürütülen faaliyetlere karşı ortak tutumun benimsenmesi gerektiğine işaret eden Davutoğlu, bugün bu toplantıyla fikirlerin, birikimlerin Türkiye için ne kadar değerli olduğunun bir kez daha gösterildiğini ifade etti.
"ARAMIZA HENDEK KAZANLAR, KUCAKLAŞMAMIZA ASLA ENGEL OLAMAYACAKLAR"
Hiçbir ayrımcılığa, ötekileştirmeye kesinlikle izin vermeyeceklerini anlatan Davutoğlu, çalışma hayatının demokratik istikrarın en çok hissedildiği alan olduğunu ifade etti. Davutoğlu, "Türkiye, demokratik istikrar ve güven zeminini sağlam temeller üzerine yeniden ikame etmiştir. Toplum olarak hedefler üzerinde demokrasimizin gücünü pekiştirmiştir. Güçlü hükümetimiz, milletimizin hizmetindedir. Gücümüzü kırmak, çalışma azmimizi gölgelemek isteyenler beyhude bir çaba içindedirler. Umduklarına asla nail olamayacaklar. Türkiye’yi durdurmak isteyenler asla başaramayacaklar. Sosyal barışımızın önüne hendek kazanlar, barikat kuranlar kazdıkları hendeklere kendileri düşecek. Biz, 78 milyon olarak kucaklaşacağız. Provakatörler değil, bütün vatandaşlara aynı gözle bakan bizler kazanacağız. Ayrım yapan hiçbir hain mihrakla yol yürümeyeceğiz. Biliyoruz ki bu tür teröristler, maceraperestler gürültü çıkarırlar ama kitleleri zehirleyemez. Emin olun ki bu puslu hava dağılacak. Umut, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da parlayan bir güneş gibi yükselecek. Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkari, İstanbul, Ankara’ya da aynı ölçüde huzur, emek, üretim ve istikbal davası hakim olacak. Aramıza hendek kazanlar, kucaklaşmamıza asla engel olamayacaklar" dedi.
Davutoğlu, "Hiçbir vatandaşımız kimsesiz ya da sahipsiz olduğu hissine kapılmayacak. Biz daima bir, diri, beraber olacağız. Savaşı çatışmayı değil, barışı ve adaleti koruyacağız. Biz, hiçbir zaman emekten, ihracattan, yatırımdan çalışma barışından gözümüzü ayırmayacağız. Başkalarını felaket senaryoları yazsa da biz insanlarımızın huzurunu esas alacağız" şeklinde konuştu.
Terörün bütün Türkiye’yi, istikrarı, birliği, dirliği hedef aldığını anlatan Davutoğlu, terörün en büyük kurbanının bölge halkı olduğunu ifade etti.
ÇALIŞMA DÜNYASINA DUYARLILIK ÇAĞRISI
Türkiye’nin pek çok problemle aynı anda mücadelede ettiğini belirten Davutoğlu, "Toplumsal dayanışmanın da güçlü bir şekilde devreye girmesi gereken durumlar var. İş dünyamızın, çalışma dünyamızın bu konuda duyarlı olmasını bekliyoruz. Bunlar Türkiye’nin meseleleri ve bu ülke hepimizin. Hepimizin işbirliği elbirliğiyle hayalini kurduğumuz yarınlara hep birlikte yürüyeceğiz. Güneydoğu’daki yaraları hep birlikte kapatmak, bu ülkenin teröre karşı birliği, kardeşliği için topyekün bir savunma halinde, bir ortak kader bilinci içinde hareket etmek gerekiyor. İnşallah bu dayanışma ortamı kısa zamanda oluşacaktır" diye konuştu.
İŞÇİ VE İŞVEREN KESİMİNE, ’TERÖRE KARŞI MÜCADELE’ İÇİN BİRLİK ÇAĞRISINDA BULUNDU
Türkiyenin ekonomik kalkınmasının tek yolunun, demokrasi, hukuk ve adalet olduğunu anlatan Davutoğlu, "Demokrasiden, hukuktan geriye atılacak her adım ekonomi, üretim, emek için felakettir. Dolayısıyla hiçbir suretle demokrasiden hukuktan adaletten geriye doğru tek bir adım atılmayacak. Teröre karşı mücadele en kararlı tutumu sergilerken, özgürlüklerin, demokrasinin, hak ve hukukun korunmasında aynı ilkesel tavrı göstermekte hiç tereddüt etmedik. Bu konuda yapılacak her türlü eleştiri başımızın üstündedir. Temel ve milli meselelerde güç birliği içinde olduğumuzu bize daha çok hissettirin, moral ve motivasyon konusunda Türkiye’nin gücüne güç katın, özgüvenimizi pekiştirin. Türkiye’nin önümüzdeki günlerde en çok ihtiyaç hissettiği temel güç kaynağı özgüvenidir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, 7 Haziran ile 1 Kasım arasında özgüvenin sarsılmasını bekleyenlerin hep beraber yanıltıldığını ve önümüzdeki 4 yılın karşılıklı anlayış ve diyalog içinde birlikte inşa edileceğini söyledi.
HDP’Lİ BULDAN, BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NU TELEFONLA ARADI
Öte yandan, HDP’li Pervin Buldan, Meclis Genel Kurulu’nu yönetiyor. HDP’lilerin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ile görüşme taleplerinin karşılık bulmadığı yönündeki iddiası üzerine, HDP’lilerden Başbakan Davutoğlu’nun aranılması yönünde bir talep geldi. Bunun üzerine Buldan, Başbakan Davutoğlu’nu arayacağını söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun programı dolayısıyla Davutoğlu ile iletişime geçemeyen Buldan, bu sırada Davutoğlu’nun özel kalemi müdürüyle irtibata geçti. Buldan’ın bu isteği, Başbakan Davutoğlu’na özel kalem müdürü tarafından iletildi.
Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile işçi ve işveren kesimi de katıldı.