Gündem

Deprem bölgesinden acı bir haber daha: Kızını, damadını ve torununu bulamıyor!

Antakya'da depremde yıkılan İlke Apartmanı'nda Semih ve Ayşenur Canan Koyuncu çifti, ikiz kızları İpek ve Duru'yla birlikte enkaz altında kaldı. Koyuncu ailesinin canlı çıkarılamadığı enkazda, cenazelerine de ulaşılamadı. Ayşenur Canan Koyuncu'nun babası Ali Yurdakul, Diyanete sordum, cevap bekliyorum. Enkazdan bir torba doldurup dördüne mezar yaptırmayı düşünüyorum" dedi.

Deprem bölgesinden acı bir haber daha: Kızını, damadını ve torununu bulamıyor!
03-03-2023 09:36
03-03-2023 09:41

Hatay Antakya’da depremden sonra enkaza dönen İlke Apartmanı’nda eşi Semih, ikiz çocukları İpek ve Duru’yla yaşayan Ayşenur Canan Koyuncu yapılan arama kurtarma çalışmalarında bulunamadı. 25 gün geçmesine rağmen çocuklarına ulaşamadıklarını anlatan Koyuncu’nun babası Ali Yurdakul, “Gece gündüz enkazın başındaydık, kızım, damadım ve torunlarım bulunamadı. Bütün hastaneleri aradık, resimlere baktık yoklar. Bu saatten sonra çok da umudum kalmadı. Yeni ev aldılar bize yakın olmak için orada oturmadılar. O ev değil kirada oturdukları yıkıldı. Diyanet’e yazdım, cevap bekliyorum. Enkazdan bir torba doldurup dördüne mezar yaptırmayı düşünüyorum" dedi.

Çok şiddetli bir depremle uyandıklarını söyleyen Yurdakul, “Durmasını bekledik ikinci kez bir daha vurdu. Bizim binanın çöktüğünü zannettim, kızımla da komşuyduk. Onun oturduğu binanın çöktüğünü gördük hemen bağırıp, çağırarak binanın etrafında dolaşmaya başladık. Telefonla da arıyorduk, bir türlü ulaşamadık. Hava aydınlanırken AFAD ekipleri geldi. Birkaç canlı insana ulaşıp çıkardılar. Belediyeden kepçe, vinç istediler, ‘veremeyiz’ demişler başka enkaza gittiler. Vinç ve kepçe akşam geldi. 6-7 gün arama yaptılar, çıkanlar oldu ama kızım, damadım ve torunlarım bulunamadı" diye konuştu.

“ÇALIŞMALAR YAPILIRKEN BİNADAKİ YANGIN HİÇ SÖNMEDİ"

Gece gündüz enkazın başında olduklarını anlatan gözyaşlı baba Yurdakul, “Damadım polisti, bütün hastaneleri araştırdık. Emniyet güçleri sağ olsun çok ilgilendi. Parmak izinden gömülenler varmış onlara, resimlere baktık yok. En son DNA örneği verdik henüz bir uyuşma çıkmadı. AFAD çalışanları ile görüştük depremden hemen sonra binada yangın çıkmıştı. Enkaz kaldırma çalışmaları yapılırken yangın hep devam etti, söndüremediler. Enkazdan çok fazla yanık kemik çıktı. Ailemin de yandığı kemiklerinin kaldığı, kepçenin baskısıyla kırılıp enkaza karıştığı düşünüldü. Artık ben de buna inanmak durumundayım ne yapayım bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

İSTANBUL’DA YAŞIYORDUK, BURAYA DÖNMEMİZ İÇİN GÜN SAYDILAR

Bir sürü dedikodunun çıktığını aktaran Yurdakul, “Yok bir kişi gelmiş 15 kişiyi hastaneye götürmüş. Biri bizi arıyor 30 kişiyi götürdüm. Gelin hangi hastaneye götürdüyseniz bize yardımcı olun diyorum. Ama oyalayıp durdular. Moralimizi daha da bozdular. Bu saatten sonra çok da umudum kalmadı çünkü torunlarım, kızım aklı başında insanlardır. Torunlarım anaokuluna gidiyordu ama isimlerini, numaralarımızı verebilecek kadar akıllılardı. İstanbul’da yaşıyorduk, buraya dönmemiz için gün saydılar. 1 ay önce taşındık demek ki bunun için çağırmışlar" dedi.

HİÇ DEĞİLSE BİR MEZARLARI OLSUN İSTİYORUM

Yurdakul, “‘Dedecim’ sesleri hep kulağımda, bulutlara baktığımda hep resimlerini görüyorum, sanki bana doğru geliyorlar. Hiç değilse bir mezarları olsun istiyorum. En son Diyanet’e yazdım, cevap bekliyorum. Enkazdan bir torba doldurup dördüne bir mezar yaptırmayı düşünüyorum. Kolay değil artık hayatımızı köyde idame ettireceğiz" diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER