Kahramanmaraş
AÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özmete'nin saha başkanlığında çalışan 32 kişilik ekip, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonu, AFAD desteğiyle ve "TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı" kapsamında görev yapıyor.
Yaklaşık 10 gündür Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde bulunan ve "vaka-buluculuk" sistemi oluşturan ekip, Kümbet, Gariplik ve Cumhuriyet mahalleleri ile konteyner kentler, Millet Bahçesi ve Pınarbaşı çadır kentinde aileleri ziyaret etti.
Afetzedelerin, yaşadıkları duygusal zorluklarla başa çıkma kapasitesini güçlendirmek için yürütülen çalışma doğrultusunda çocuk, ergen ve kadın grupları oluşturan ekip, her gün belirli saatlerde ve konular üzerinde, çeşitli müdahale yöntemleri kullanarak çalışmalarını yürütüyor.
Gerekli durumlarda kişilerin tıp hizmeti almalarını ve kurumsal kaynaklarla buluşmasını sağlayan ekip, çalışmalarını günlük olarak resmi kurumların görevlilerine rapor ediyor. Bu bilgiler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı psikososyal destek verilerine dahil ediliyor.
"Sosyal iyileşme sürecini bilimsel kanıtlarla gözlemleyebiliyoruz"
Prof. Dr. Emine Özmete, AA muhabirine, depremi yaşayan çok sayıda insanın psikoloji olarak etkilendiğini ve olağanüstü duruma olağan tepkiler verdiğini belirtti.
İnsanların yakınlarını ve yıllardır emek verdikleri mallarını kaybettiğine değinen Özmete, "İlk başta yaşam hakkının korunması, arama ve kurtarma çalışmaları önemliyken, sonraki aşamada barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanması. Şimdi acıları azaltmak üzere psikososyal destek çalışması aşamasına gelindi. Biz de bu aşamada destek hizmetine başladık." dedi.
Özmete, çalışmalarının sonuçlarını gün geçtikçe almaya başladıklarını anlatarak, "Örneğin üçüncü gün grup çalışmasına katılan kadınlar, 'artık uyuyabiliyorum' diye geldiler. İlk gün hiç iletişim kuramayan ergenlerimiz, kendileri gruplarımıza dahil oluyorlar. Aralarındaki sosyal etkileşim de arttı. Sosyal iyileşme sürecini bilimsel kanıtlarla gözlemleyebiliyoruz." diye konuştu.
Saha çalışmalarında depremzedelerde görülen ruhsal durumlara ilişkin gözlemlerini dile getiren Özmete, şunları kaydetti:
"Ev hasarlı olmasa bile eve girememe, kaygı ve endişenin yükselmesi, özellikle ergenlerde ve gençlerde gelecekle ilgili kaygılar ve belirsizlikler, uykusuzluk, uyku ve beslenme durumunda bozukluklar, ya çok iştahsızlık ya da sürekli yeme ihtiyacı, temel ihtiyaçlar karşılandığı halde sürekli sahip olma ihtiyacı, kendisinin enkazdan kurtarılmış olması ve yakınların kaybı nedeniyle yas gibi konular var."
Yaklaşık 550 hanede 3 bin kişiye ulaşıldı
Yaptıkları çalışmaları örneklendiren Özmete, yas danışmanlığı yaptıklarını, vatandaşların evlerine girebilmeleri için maruz bırakma tekniğini tavsiye ettiklerini, uyku bozuklukları için nefes egzersizi, günlük yürüyüş ve hareketleri önerdiklerini ve bunlarla ilgili ödevler verdiklerini aktardı.
Akran etkileşimini hem ergenlerde hem kadınlar da gerçekleştirdiklerine işaret eden Özmete, "Bunun için gruplar ve ortamlar oluşturuyoruz. Grup çalışmalarında bu duyguları sadece kendilerinin değil aslında birçok kişinin yaşadığının görmelerini ve duygularını ifade etmelerini sağlıyoruz." diye konuştu.
Özmete, bir kişiyle birçok kez görüşmede bulunduklarını vurgulayarak, yaklaşık 550 hanede 3 bin kişiye ulaştıklarını, konuyu detaylı şekilde raporlayıp ilgili kurumlarla paylaşacaklarını sözlerine ekledi.