Debi Cansın Keskin-Ayhan Kırık/İzmir(Ege Ajans)
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, kanda dolaşan şeker miktarının yüksek olması anlamına geliyor. Kandaki şeker seviyesini normal sınırlarda tutan insülin hormonunu 1921’de bulan Fredrick Banting’in doğum günü olan 14 Kasım, 1991’den beri Dünya Diyabet Günü olarak kutlanıyor. Diyabet hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Hulusi Sam, “Günümüzde insanlar dışında tüm dünyada geçerli olmak üzere, daha fazla et ve süt ürünleri alabilmek için hayvanlara yüklenen hormonlardan dolayı, hayvanlar bile metabolik sendrom yani diyabet” diye konuştu.
AĞIR SPOR DEĞİL DÜZENLİ EGZERSİZ
Genel olarak genetik kaynaklı olduğu bilinen diyabetin, aslında yüzde 10’luk kısmının böyle olduğunu söyleyen Dr. Sam, “İnsanlar çarşı-pazarda gezmeyi egzersiz sanıyor, ancak egzersiz düzenli ve sistematik olmalıdır. İnsanların egzersiz dışında beslenmeye de dikkat etmesi gerekiyor” diye konuştu.
BÜTÜN VÜCUDU ETKİLİYOR
Diyabetin sinir hücrelerinin çalışmasını engellediğini söyleyen Dr. Sam, sinirler arasında en hassasının optik sinir olduğunu ve bu nedenle göz hastalıklarına yol açtığını söyledi. Damar sinirlerini etkilediği zaman ise kalp ve böbrek hastalıklarına yol açtığını belirtti. İki tip diyabet olduğunu söyleyen Dr. Sam; “Bunlardan Tip-1; genetik olup insüline bağımlıdır, Tip-2; genellikle çocuk yaşlarda ya da hastalık sonrası ortaya çıkan tiptir. Her iki tipin tedavisi olmasa da kontrol edilebilir” dedi.
BELİRTİLERİ VE YAPILMASI GEREKENLER
Fazla yemek yeme ve su içme ihtiyacı, ağız kuruluğu, sık sık idrara çıkma, hızla kilo alıp vermeyi diyabetin belirtileri olarak gösteren Dr. Sam, laboratuvar ortamında kontrolün iki yılda bir; ancak 50 yaşından sonra daha sık yapılması gerektiğine parmak bastı.