Dünya Suriye’yi neden unuttu?

Yanıbaşımızda milyonlarca insan kendi rejimlerinin ve kendilerine Müslüman diyen teröristlerin zulmü altında yaşam mücadelesi verirken, dünya Suriyelilerin yaşadığı insanlık dramını unutmuş gibi davranıyor.

Dünya Suriye’yi neden unuttu?

Ne bir somut tepki, ne bir önlem, ne yaptırım, ne plan program var!

Neden?

İnsanlar için durdukları nokta kendi evrenlerinin merkezi. Hal böyle olunca kendilerini doğrudan etkileyen, çıkarlarına dokunan olaylar da insanların günlük manşetini oluşturuyor.

İşte bireyci dünyanın, bireyci toplumun en belirgin özelliği bu. Çok terleyen ya da yaz ortasında sırılsıklam ıslanan, evini sel basan için “küresel ısınma” manşete çıkıyor.

İki yakası biraraya gelmeyen vatandaş için “ekonomi ve işsizlik” daha önemli. İşe, tatile gidip gelirken trafikte saatlerce hapis kalanlar için ise “trafik” oluyor manşet.

Turizmciler için “Rus ekonomik krizi, rezervasyon iptalleri  ve boş kalan tesisler”den önemli bir konu yok.

PEW Araştırma Merkezi soruşturmuş: “En önemli küresel tehdit nedir?” diye… Sonuç ilginç.

Kuzey Amerika, Avrupa, İsrail ve komşuları ile Avusturalya  ISIS demiş.

Güney Amerika, Afrika, Güneydoğu Asya ve Türkiye’ye göre en önemli tehdit küresel ısınma

Kuzeydoğu Asya ve Rusya ile birkaç Afrika ülkesi için ekonomik istikrarsızlık en büyük küresel tehditmiş.

Konuyu Suriye’den açmamın asıl nedeni küresel tehditlerden bence en önemlisiyle ilintili olması.

Bu sabah ABD Ulusal Halk Radyosu (NPR) bültenlerinde Şam’ın bazı kesimlerinde halkın açlık ve susuzluktan kırıldığı yolundaki bir haber içimi sızlattı bayram arefesinde.

Eldeki, evdeki stoklar erimiş, bitmiş. İş yok, aş yok. Yarına sağ çıkılacak mı belli değil…

İnsanlar bir ekmek, bir şişe şu için ellerinde, evlerinde ne varsa satmaya çalışıyormuş, alan yok.

Elektrik olmadığı için buzdolaplarını 10 dolardan yani 27 TL’den satılığa çıkarıyorlarmış.

Sesli röportajı yapan gazeteci soruyor: “Peki ya yarın elektrik gelirse?”

Şamlı bir vatandaş ağlamaklı bir sesle yanıt veriyor: “Yarına sağ çıkacağımız ne malum? O 10 dolar, ekmek, şu için, bugün hayatta kalmak için lazım.”

Suriye rejimini devirsen, ISIS’İ yok etsen, Suriyeliyi kurtarsan ne olacak? Ucunda trilyonluk petrol rezervleri, altın, elmas madenleri yok ki!

Hem Suriyeliyi kurtarmak masraflı iş. O masrafın geri dönüşü olmayacaksa, yani rahmetli Özal’ın değişiyle “bir koyup üç alınmayacaksa” değer mi?

İşte böyle maalesef! Herşeyin başı kahrolası para, kahrolası çıkarlar!

Bakın farkındaysanız ne müslüman kardeşlerimiz dedim, ne de islamın adını andım bu yazıda.

Çünkü bu tamamen insani bir sorun, bir insanlık dramı!

Dinin bu veya herhangi bir soruna taban oluşturması veya nedenselliğin dine dayandırılması sorunun odağını şaşırtır ve politikleştirir, ondan.

Suriye, Suriye rejiminin zulmü, ISIS’in zulmü, Suriye halkının çaresizliği, toplu ölümlerin çok yakın olması belirliyor benim manşetimi.

Bu bir insalık sorunudur. İnsan isek birey olarak tek tek hepimizin sorunudur. Birey olarak elimizden ne gelir deyip koyvermeyin.

Bu ve benzeri yazıları, haberleri sosyal medyada ya da sözel olarak ağızdan ağıza yayayarak bu insanlık dramını insanların manşetinde tutun…

Tutun ki unutulmasın, iki saat ötemizde ölümle burun buruna yaşayan milyonlarca insanın dramı.

Şeker bayramınız kutlu, ramazan bayramınız mübarek olsun!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...