İzmir'de yaşayan Gülseren Bintaş (74), gençlik döneminde Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi yakınlarındaki bir kuru temizlemecide çalışırken, o sıralarda fakültede eğitim gören İbrahim F. ile duygusal ilişki yaşadı. Çift bir süre sonra ayrılınca, Gülseren Bintaş Almanya'da işçi olarak çalışmak için başvuru yaptı. Gülseren Bintaş, Almanya'ya gitmek için prosedür gereği kendisine yapılan tetkiklerde, hamile olduğunu öğrendi ve durumu İbrahim F.'ye bildirdi. İddiaya göre İbrahim F. bu durumla ilgilenmedi. Karnının büyümeye başlaması üzerine ailesinin tepkisinden çekinen Gülseren Bintaş, İzmir'e yerleşti. Bir süre sonra doğan bebeğe de 'Kenan' ismini vererek kendi nüfusuna kaydettirdi. Nüfus kayıt işlemleri sırasında oğlunun nüfusundaki 'baba adı' kısmına Mithat Bintaş yazdırdı ve ona da soy ismini babasından aldığını söyledi. Anne Gülseren, "Baban askerdi ve çatışmada öldü. Seni hiç istememişti, sevmiyordu ve ben de bu yüzden tüm fotoğraflarını yaktım" diyerek büyüttüğü oğlu Kenan Bintaş'a, yıllarca gerçeği söylemekten çekindi.
E-DEVLET'TEKİ HİZMET İLE ORTAYA ÇIKTI
Matbaacı olan Kenan Bintaş, geçen şubat ayında e-devlet sistemi üzerinden başlatılan 'alt soy-üst soy sorgulama' hizmetinden faydalandı. Bintaş, burada yaptığı sorgulamada, baba tarafından kimseye rastlayamayınca şüpheye düştü ve durumu annesine söyledi. Annesinden kaçamak cevaplar alan Kenan Bintaş, şüpheleri artınca nüfusa kayıtlı olduğu Balıkesir'in Karesi ilçesindeki kırsal Tatlıpınar Mahallesi'nde 'Mithat' ismindeki babası hakkında araştırma yaptı. Burada da babasının izine rastlayamayan Bintaş, eve gelip annesinden doğruyu söylemesini istedi. Israrları üzerine Gülseren Bintaş, oğluna, babasının İbrahim F. adında emekli bir öğretmen olduğunu söyledi. Bunun üzerine Kenan Bintaş, babasıyla yüzleşmek için tekrar Balıkesir'e gitti. Ayvalık ilçesinde bulduğu İbrahim F. ile sahil kenarında konuştu. Ancak İbrahim F., iddiaya göre Kenan Bintaş'a, "Seni resmi olarak kütüğüme alamam. Benim bir ailem ve 2 çocuğum, kurulmuş bir düzenim var. Kullandığım arabayı sana vereyim, bir tane de daire alayım. Sana ancak maddi olarak yardım edebilirim, ama kütüğüme alamam" dedi.
BABASIZ GEÇEN HER YIL İÇİN 10 BİN TL
Bunun üzerine Bintaş, İzmir'de avukat Varol Turbay'a başvurdu ve İbrahim F.'ye, geçen 10 Mayıs'ta, İzmir 12'nci Aile Mahkemesi'nde babalık davası, İzmir 5'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ise 'babalığın benimsenmemesi' nedeniyle, babasız geçirdiği her yıl için 10 bin TL olmak üzere 530 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Avukat Varol Turbay, Anayasa Mahkemesi'nin, kendisinin başvurusu sonrasında 2013 yılında verdiği bir iptal kararı ile soy bağı davalarındaki zaman aşımı sınırlandırmasının tarihe karıştığını belirterek, "Yürürlükteki yasaya göre 18 yaşını doldurduktan itibaren 1 yıl içinde, haberdar değilse de 1 ay içerisinde babalık davası açılması gerekiyor. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde yer alan, 'Her çocuk doğduğu andan itibaren anne ve babasını bilme hakkına sahiptir, soy bağı davaları zaman aşımı ile sınırlanamaz' maddesi gereğince, 2013 yılında, yasalardaki bu hükmü iptal etti. Dolayısıyla Kenan Bintaş'ın davasında, zaman aşımı gibi sınırlama söz konusu olamaz" dedi.
'BANA, 'SEVDİM' DİYEREK SÖZE BAŞLADI'
Kenan Bintaş, annesinin kendisine gerçeği itiraf ederken, "Sevdim" diye söze başladığını belirterek, "Annem, yıllarca türlü türlü işlerde çalışarak, binbir zorlukla beni büyüttü. Onun iyi niyeti benim yaşam kaynağım oldu. Onu hiçbir şekilde suçlamıyorum, bilakis ona beni büyüttüğü için müteşekkirim" dedi.
Babasının kendisini çok kaba şekilde karşıladığını öne süren Bintaş, "Ben bu yaşıma kadar babasız büyüdüm. Bu yılların hesabını kim verecek? Kim benim çektiğim acıları dindirecek? Amacım para, pul değil. Bu dava sonuçlandıktan sonra, eğer tazminat almaya hak kazanırsam, paranın bir bölümünü LÖSEV'e ya da başka bir hayır kurumuna bağışlayacağım" dedi.
İHA