Bursa yerelinde ise 577 bin öğrenci ve 30 bin öğretmenin sömestr tatile girdiğinin altını çizen Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, Türkiye genelinde 17 milyonu aşkın öğrenci ve 896 bin öğretmenin 2015-2016 eğitim-öğretimde ilk yarıyılı tamamladığını belirterek; “Başta öğretmenlerimiz olmak üzere sendika olarak bütün eğitim çalışanlarını, emeklerinden dolayı tebrik ediyoruz. Karnelerin öğrencilerin şahsında aynı zamanda veliye de verildiği gerçeğini hatırlatarak, velilerin hiçbir şekilde çocuklarına karne nedeniyle baskı yapılmamalıdır. Tatil, bilme ve öğrenme sürecinin kesintiye uğraması değildir. Tüm öğrenciler tatili iyi değerlendirmelidir” dedi.
“KILIK KIYAFET DAYATMALARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR”
Açıklamasında kılık kıyafet yönetmeliğine karşı sivil itaatsizlik eyleminde bulunan üyelerine yönelik bazı vali ve kaymakamların açtığı soruşturmaları kınayan Başkan Numan Şeker, soruşturmaların hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmelidir. Eylem kararının hiçe sayılarak, serbest kıyafet eylemine uyan sendika üyelerinin, haklarında soruşturma boyutunu da aşan hakaretamiz uygulamalara maruz bırakılmalarını bir kez daha kınıyor; hukuk sınırları içinde sendikal hak ihlallerine gereken cevabı vereceğiz” diye konuştu.
“ŞURA KARARLARI HAYATA GEÇİRİLMELİ”
İkinci döneme sorunsuz başlamak için eğitim-öğretimdeki mevcut sorunların bir an evvel çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyen Numan Şeker, “Sorunların çözümü noktasında eğitim şûrasında alınan kararların gereği artık yerine getirilmelidir. Özellikle öğretmenlere 3 bin 600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlere 4 yıla bir yıpranma payı mutlaka hayata geçirilmelidir. Şûra kararınca merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemi artık sona erdirilmelidir. 64’üncü hükümet programında da olan tüm okul türlerinde, okul bazlı bütçeleme yönetimine de geçilmelidir” diye konuştu.
“EĞİTİM MİLLİ OLMALI”
Eğitimin milli olması gerektiğini vurgulayan Şeker, “Sendika olarak baştan beri Milli Eğitim müfredatının geciktirilmemesi gereken bir mesele olduğunu ifade ettik. Müfredat milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmelidir” dedi.
“ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ KALMAYACAK ŞEKİLDE ATAMALAR YAPILMALI”
30 bin öğretmen atamasının yeterli olmayacağını belirten Şeker, “Şubat ayında 30 bin öğretmen ataması beklenmektedir. Ara dönemde 30 bin öğretmen ataması azımsanmayacak bir rakamdır. Fakat yeterli değildir. Atamalar öğretmen ihtiyacına kalmayacak şekilde gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.
“EK DERS ÜCRETLERİ ARTIRILMALI”
10 yıla yakın bir süredir uygulanan ek ders ücretlerinde artırılmaya gidilmesi gerektiğini ifade eden Numan Şeker, “Ek ders ücretlerinde adaletsizlik 2006 yılında yapılan değişiklikten beri devam etmektedir. Hala 10 TL olan ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden artırılmalıdır” şeklinde konuştu.
“TELAFİ EĞİTİMİNE HEMEN BAŞLANMALI”
“Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde devam eden çatışmalar sebebiyle ara verilen eğitim-öğretim faaliyetlerine bir an önce başlanmalıdır” diyen Şeker, “Güven ortamı tesis edilerek, öğretmenlerin görevlerinin başına dönmesi sağlanmalı, çatışmalar nedeniyle eğitim-öğretim hakkında mahrum kalan öğrenciler için telafi eğitimleri verilmelidir. Özellikle 8 ve 12’inci sınıf öğrencilerine yönelik kapsamlı eğitimlere, süre gözetilmeksizin derhal başlanmalıdır” dedi.
“EĞİTİM ÇALIŞANLARI AÇISINDA İLK YARIYIL ÜMİT VERİCİ BİR DÖNEM OLDU”
2015-2016 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin eğitim çalışanları açısından ümit verici gelişmelerin de yaşandığına dikkat çeken Şeker, “2015-2016 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, angaryaya son verilerek nöbete ücret ödenmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılması, 159 TL ek ödemeyle 4/C’li personele ilave artış sağlanması, YURTKUR’da fazla çalışma ücretinin yüzde 100 artırılması, akademisyenlere yükseköğretim tazminatının kazandırılması, takviye kurslarında görevlendirilen memur ve hizmetlilere fazla çalışma ücreti ödenmesi, 2005 yılından sonra göreve başlayan kamu görevlilerine ‘ilave bir derece’ verilmesi, Cuma namazı konusunda yaşanan mağduriyetin giderilmesi gibi sorunların çözüme kavuşturulması dolayısıyla eğitim çalışanları açısından ümit verici gelişmelerin yaşandığı bir dönem olmuştur” şeklinde konuştu.