Gündem

Erdoğan’dan ABD’ye sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur. Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum. Amerika’nın Hansı ile Corcu ile mi ben kendimi koruyacağım?” dedi.

Erdoğan’dan ABD’ye sert tepki
16-06-2017 03:15

Ankara Devlet Protokolü ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son Amerika ziyaretinde PKK’lı ve FETÖ’cü teröristler tarafından yapılan gösterilere Türk vatandaşlarının ve koruma polislerin müdahale etmesi olayına ilişkin 2 vatandaşın gözaltına alınması ve 12 koruma polisi için tutuklama kararı çıkartılmasına ilişkin, “PKK terör örgütü, FETÖ’cüler hep birlikte birleştiler, 40-50 metre mesafede şahsıma karşı gösteri yapıyorlar. Amerikan polisi dokunmuyor. Hiçbir şey yapmadıkları gibi onlara karşı müdahalede bulunan bizim soydaşlarımızdan, vatandaşlarımızdan iki tanesini içeriye almışlar. Böyle şey olabilir mi? Diğer taraftan da benim korumalarımdan 12 tanesi için tutuklama kararı çıkartmışlar. Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur. Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum” açıklamasında bulundu.

“Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum”

Son Amerika ziyaretinde PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlerin kendisine yönelik yaptıkları gösterilere Türk vatandaşlarının ve korumaların müdahale ettiği olayı hatırlatan Erdoğan, “Amerika’daydım, son ziyaretim, PKK terör örgütü, FETÖ’cüler hep birlikte birleştiler, 40-50 metre mesafede şahsıma karşı gösteri yapıyorlar. Amerikan polisi dokunmuyor. Acaba benzer bir şey Türkiye’de yapılmış olsa tavır ne olur? Hiçbir şey yapmadıkları gibi onlara karşı müdahalede bulunan bizim soydaşlarımızdan, vatandaşlarımızdan iki tanesini içeriye almışlar. Böyle şey olabilir mi? Diğer taraftan da benim korumalarımdan 12 tanesi için tutuklama kararı çıkartmışlar. Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur. Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum. Amerika’nın Hansı ile Corcu ile mi ben kendimi koruyacağım? Amerika’nın liderleri ülkeme geldiği zaman bırakın Türk şoförünü, Türk polisini bile arabaya oturtmazlar. Biz oraya gittiğimizde ‘hayır, illa biz kendi koruma polisimizi buraya oturtacağız.’ Benim polisim var, istemiyorum, ‘yok, biz kimseye emanet edemeyiz.’ Bir de böyle caka satıyorlar. Tabi bunun çeşitli siyasi, hukuki mücadelesini vereceğiz ama bu tür gerçekleri anlatmak istiyorum. Dünyada kanun denince, hukuk denince neyi, nasıl anladıklarını çok iyi bilmemiz lazım. İsimlerimizi tarihe altın harflerle yazdırmakta, suya yazılan yazı misali kaybolup gitmek te bizim elimizdedir. Gelin Ülkemizin bu yeni kurtuluş savaşını hep birlikte verelim. Her birimiz kendi cephemizde milletimize zaferlerin en büyüklerini armağan edelim” dedi.

“Benzer bir niyetin ülkemiz için de geçerli olduğu açıkça görülmektedir”

Milletlerin tarihlerinde çok önemli karar dönemleri ve yol ayrımları olduğunu hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin üzerinde oynanmaya çalışan oyunlara dikkat çekerek, “Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği şu fırtınalı dönem de bizde böyle tercihle karşı karşıyayız. Çevremize baktığımızda son 10 yıldır kimi zaman ekonomik, kimi zaman siyasi, kimi zaman toplumsal zeminde, kimi zaman da hepsinde birden yürütülen bir dizi yeniden yapılandırma faaliyetlerine şahit oluyoruz. Maalesef bu faaliyetlerin hiç biri uygulandığı ülkelere huzur, güven, refah getirmemiştir. Tam tersine bu girişimler çok yıkıcı ve can atıcı çatışmaların fitilini ateşlemiştir. Bugün bölgemizde yaşanan çatışmaların ve ortaya çıkan büyük yıkımın da gerisinde aynı oyun vardır. Benzer bir niyetin ülkemiz için de geçerli olduğu açıkça görülmektedir. Özellikle son 4 yıldır neredeyse kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırıların tesadüf olmadığını daha sonra yaşanan gelişmeler ortaya çıkartmıştır. Zirvesini 15 Temmuz darbe girişiminin oluşturduğu tüm bu saldırıları milletimizin desteği ile ve buradaki heyetin gayretleri ile boşa çıkartmayı başardık. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası uğruna bu güne kadar yaptığınız tüm hizmetler için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.

“Ülkemizin güvenlik konseptinde köklü bir değişikliğe gitmemiz şart olmuştur”

Türkiye’nin bundan sonra sorunlara doğrudan kaynağında müdahale edeceğinin altını çizen Erdoğan, “Siyasi, sosyal, ekonomik fay hatlarımıza yönelik saldırıların bundan sonra da devam edeceği açıktır. Zira kıskanılan bir ülkeyiz. Kıskanılan bir milletiz. Bu sebeple ülkemizin güvenlik konseptinde köklü bir değişikliğe gitmemiz şart olmuştur. Saldırıları kendi sınırlarımız ve mahremiyet alanlarımız içinde karşılamanın ağır maliyetini yeteri kadar ödedik. Bundan sonra sorunlara doğrudan kaynağında müdahale edecek, çözümleri orada arayacağız. Fırat Kalkanı Harekatı bu anlayışın ne kadar isabetli ve netice verici olduğunu bize göstermiştir. Silahlı Kuvvetlerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye terör örgütleri ile kuşatmaya çalışanların oyunlarının ilk perdesini inşallah bozduk. Bu millet demek ki isterse yapar. Öyleyse gecikme olmadan birçok şeyi yapmamız gerekiyor. Gecikirsek bunlar aleyhe tecelli eder. Adımları anında atmamız lazım. Şimdi bu oyunu tüm sınırlarımız boyunca işlemez hale getirmenin hazırlıklarını yapıyoruz” diye konuştu.

Ekonomide Türkiye’de uygulanan gizli kuşatmanın kırılışının işaretlerinin alınmaya başlandığına ifade eden Erdoğan, “Büyüme oranımız bunun son örneğidir. İlk çeyrekte yüzde 5 büyüme bütün oyunları bozmuştur. OECD rakamlarına baktığınız zaman dünyada biraz önümüzde Çin var, arkasında Hindistan, onun arkasında yüzde 5 ile iki Müslüman halkı olan ülke var, Türkiye ve Endonezya. Bu böyle devam edecek. İstihdam rakamları açıklandı, yüzde 1 gibi bir düşüşü söz konusu. Daha da aşağıya inecek. Şimdi mevsimsel güçlenme var ki, bununla beraber istihdamda artış, işsizlikte eksilmenin olduğunu göreceğiz. Türkiye büyümeye devam edecek. Onlar Türkiye’nin kapılarının kapandığını zannettiği anda bize çok kapılar açıldı. Bu böyle devam edecek. Çalışıyoruz, koşuyoruz, daha çok çalışacağız. Yeter ki toplum kesimlerini etnik, mezhebi ve ideolojik farklılıkları kullanarak çatıştırmaya yönelik girişimlerde bu başarısızlığın devamını sağlayalım. Bunu başarmamız lazım. Büyük ölçüde de başarısız oldular.

Bölücü örgütün çukur eylemlerinde, FETÖ meselesinde, DEAŞ konusunda milletimizin gösterdiği feraset taktire şayandır. Bütün bu gelişmeler bize bundan sonra geleceğimizi güvence altına almaya yönelik politikalarımızı çok daha rahat, çok daha güçlü hayata geçirme imkanına sahip olduğumuzu gösteriyor. Ne yazık ki, gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayan ve gönülleri mühürlü olanlar var. Bugün parlamentoda bir parlamenter konuşuyor, diyor ki, ‘bu iktidar DEAŞ’ı terör örgütü olarak ilan edememiştir.’ El insaf. DEAŞ’a gerek Suriye’de, gerek topraklarımızda bu kadar can kaybı vermesini dünyada örneği var mı, bunu tek başaran ülke Türkiye olmuştur. Bu iktidar olmuştur. Her zaman, her yerde gerek şahsım, gerek Başbakanımız, gerek bakanlarımız DEAŞ’ın nasıl bir örgüt olduğunu hep anlattık. Bu akşam yine söylüyorum. Ama kulağı var duymuyor ne yapacaksın. Bu gerçekleri göreceğiz, bu mücadeleyi veren biziz. Ama onlarla kapı arkalarında koalisyon kuranları da biliyoruz. Bizim tek arzumuz var, yeter ki milletimizin desteğini kaybetmeyelim, yeter ki yasama, yürütme, yargı erkleri olarak uyumumuzu, dayanışmamızı ve hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı koruyabilelim. Yeter ki, eski hastalıkların bünyemize yeniden sirayet etmesine izin vermeyelim. Bu konuda burada bulunan siz değerli arkadaşlarıma çok önemli görevler düşüyor. Her birimizin kendi alanımızda en üstün performansı ortaya koymamız gerekiyor. Türk milletinin yakın tarihimizde ‘yıkıldı’ denilen, bir daha ayağa kalkamaz sanılan dönemlerde nasıl bir şahlanış ortaya koyduğunu çok iyi biliyoruz. Milletimiz 15 Temmuz’da en somut örneğini gördüğümüz şekilde bugün yine böyle bir şahlanış içindedir. Bu gücü, bu dinamizmi, bu imkanı değerlendirecek ve neticeye ulaştıracak olan ise burada bulunan bizleriz. Bunu hep birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.

“Anayasanın 138. maddesini hiçbir zaman unutmasınlar”

Yasaların arkasından dolanarak adım atmak isteyenlere anayasanın 138. maddesini hatırlatan Erdoğan, “Bir taraftan ‘hukuka saygı’ denilip, diğer taraftan hukuku çiğneme yoluna gitmek kimseye bir şey kazandırmaz. Bir taraftan ‘yasalara uymalıyız’ deyip, öbür taraftan yasaları birçok taraftan dolaşmak suretiyle ayaklar altına almak kimseye bir şey kazandırmaz. Ben bu akşam buradan bir şeyi seslendirmek istiyorum, bu alanda, hukukta, yasalarla ilgili birçok alanda adım atmak isteyenler anayasanın 138. maddesini hiçbir zaman unutmasınlar. Bu maddeyi onlara hatırlatıyorum. Onun için herkes konumunu iyi bilsin, o konumunda, oradan bir güç alarak bir yerlere baskı yapma yoluna da gitmesin. O onlara hiçbir şey kazandırmaz, kaybettirir. Bir başka şey daha söylüyorum, sorumluluğumuz sadece kendimize, sadece başında bulunduğumuz kuruma değildir, bununla birlikte asıl gelecek nesillere karşı büyük bir sorumluluğumuz vardır” ifadelerini kullandı.

“Nereye giderlerse peşindeyiz”

Tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse bu vatan topraklarında operasyon düşünmesin. Bu operasyonları düşünenler bedellerini ağır ödüyorlar, ödemeye devam edecekler. Cudi’de de öderler, Bestler Deresi’nde de öderler, Kandil’de de öderler. Nereye giderlerse peşindeyiz. Kato’nun tepesinde de ödediler, onun mağaralarında da ödediler, Aydoğan Paşamız ve yanında şehitlerimiz oldu. Ama ‘şüheda fışkıracak bu toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ derken işte o şehitlerimizin yoğrulduğu o topraklar bize vatan oldu. Bunu kararlılıkla da sürdüreceğiz” diye konuştu. 

İHA

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER