İstanbul
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Özger, Kahramanmaraş ve Adıyaman bölgesindeki fabrikaların iki haftadır tekrar üretime başladığını söyledi.
Fabrikaların işçilerin ihtiyaçlarını gidermek için hem gıda hem barınma anlamında seferber olduğunu aktaran Özger, "Hem oradakiler hem buradakiler bir şekliyle el birliğiyle hepimiz birbirimize yardım ediyoruz. Kendi işçilerimizin en büyük sorunu şu an evleri yıkılanlar var, evlerine giremeyenler var, ağır hasarlı olanlar var. Bunların konteyner sıkıntısı mevcut.
İlk önce verilecek konteynerlerin sanayide çalışan kesime verilmesi gerekiyor ki şehirde sanayi devam etsin göç olmasın, arkadaşların orada yaşam sıkıntısı olmasın. Deprem bölgesinde üretimin devamı için eğitim konteynerleri kurulması gerekiyor. İşçi aileleri çocuklarının eğitimi için şehri terk ediyor." ifadelerini kullandı.
Özger, sektör genelinde Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) tasarısından yararlanan işçilerin çalışmaya devam edeceklerini vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"EYT'liler için emekliliğin bir ek gelire dönüştüğünü görüyoruz. Bu şekilde olursa sıkıntı yok. Ama kırsalda emekli olanlar belki daha rahat bir yaşam için farklı bir yol haritası çizebilirler. O zaman işte sıkıntı başlayabilir. Bunun için bizim sektörde biraz daha makineleşmeye, teknolojiye yatırım yapmamız gerekiyor. Bu da aslında bizim bunları düşünmemizi sağlıyor. Böyle biraz daha bu işlere yatırım yaparsak daha iyi olacağını görüyoruz açıkçası. Ama şu an EYT ile ilgili ustalarımız ya da çalışanlarımızdan 'biz bırakıp gideceğiz' diyenleri daha duymadık. EYT ile firmalara oluşacak finansal yük için KGF'nin açıklanmasını bekliyoruz."
Deprem bölgesi için mutfak paketleri hazırladıklarını dile getiren Özger, "Farklı sektör dernekleri ile başlattığımız kampanya ile mutfak paketi hazırlıyoruz. Paketin içinde tenceresi, tavası, porseleni, camı, cam bardaklar, sürahisi, plastik saklama kapları her şey olacak. İlk hedefimiz 5 bin paket. ihtiyaç sahiplerini bizzat kendimiz ziyaret edip elden teslim edeceğiz." şeklinde konuştu.
Özger, salgının olumsuz etkilerinin, yüksek navlun fiyatlarının gerilediği bir süreci yaşadıklarını belirterek, "Zincir mağazalar salgında artırdıkları stok seviyelerini artık optimum seviyelere çekiyor ve ister istemez Çin in tekrar rekabet gücünü kazanması ve talepteki düşüşe bağlı olarak ihracatımız olumsuz etkileniyor. Buna karşın 2023 yılı ilk iki aylık dönemde değer bazında ihracatımızın yüzde 2.7 artması sevindirici." değerlendirmesinde bulundu.
Sektör olarak ana pazarlarının Avrupa olduğunu anlatan Özger, sözlerini şöyle tamamladı:
"Geçen yıllarda ihracat pazarlarımızı çeşitlendirme adına attığımız adımlar olumlu sonuçlar da vermeye başladı. Özellikle Güney Amerika pazarına yaptığımız ihracat önceki yıllara göre yüzde 100'lere varan artışlar gösterdi. 2023 yılında yine hedefimiz ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek ve birim ihracat değerimizi artırmak olacak."