Bakan Işık, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bakan Işık, 15 Temmuz darbe girişimi konusunda, “15 Temmuz’da ne olduğunun anlaşılması için gayret var. Bir taraftan Meclis’te bir komisyon kuruldu, diğer taraftan adli süreç devam ediyor, idari araştırmalar yapılıyor. Bu çalışmalar tamamlandığında 15 Temmuz’a giden süreçte neler yaşandı, 15 Temmuz günü neler yaşandı, 15 Temmuz akşamı kim, nerede, nasıl durdu, bu noktada darbeye kim ne kadar müdahil oldu, darbenin yanında durdu. Kıyısında durdu. Bütün bunlar ortayla çıkacaktır. Bunun sıradan bir iktidar mücadelesi olmadığını, emperyalist güçlerin bu noktadaki rolünü araştırılıyor. Ortadaki verdiler bunun tak başına bir meczup tarafından yapılamayacağı bir hareket olduğu ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri içinde nasıl örgütlendiğine ilişkin olarak Işık, “15 Temmuz’dan gerek önce ve yoğun olarak 15 Temmuz’dan sonra bazı itirafçıların ifadeler, elde edilen bilgi ve belgeler bu örgütün 1970’lerin sonundan itibaren Türk Silahlı Kuvvetlere sızmaya başladığını gösteriyor. Ama FETÖ terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde en çok yuvalandığı dönem 1980 darbesinin sonrası ve 28 Şubat hemen arkasında. Burada 1970’lerin sonundan 1980’lerin başından itibaren mütemadiyen Türk Silahlı Kuvvetler’e sızma başlamış” şeklinde konuştu.
AK Parti birçok reformu yaptığını belirten Işık, AK Parti’nin Türk Silahlı kuvvetler konusunda yapısal bir reforma gitmediğini söyledi. Bakan Işık, “Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz siyasetin müdahil olduğu bir alan değil. Prusya modelinin Almanya 1900’lerin başında terk etti. Prusya modelini uygulamaya devam eden sadece Türkiye var. Burada 2000’li yıllarda AK Parti iktidarında bunlar Türk Silahlı Kuvvetlere çöreklendi dersek büyük bir yanlış olur. Çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi işleyişi tamamen kendi içinde” dedi.
Bir kişinin general, amiral olmasının siyasetin verdiği bir karar olmadığını söyleyen Bakan Işık, “Bir kişinin general olması için anketler yapılır. Bu anketlerde kim oy verir, puan verir? Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, general ve amiraller, ondan sonra da kendi birliğindeki komutanlar. Bu notlardan, anketlerden çıkan nota göre, sıralanır. Birinci sırada en çok anket notunu alan birinci sırada terfi eder” şeklinde konuştu.
Silahlı Kuvvetlerin denetim yapısının olmadığını belirten Işık, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokratik denetiminin yeterince yapılmaması. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi eline silahı verdiği bir kurumunu denetimsiz bırakamaz. Denetimi yapmadığımız zaman, başımıza nelerin geldiğini görmek zorundayız. Bu sistematik bir zaaftır. Maalesef 1960 darbesiyle başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sivil otoritenin denetiminin dışında bırakan anlayıştan kaynaklanmıştır” dedi.
381 maddelik Kanun Hükmünde kararnamelerin 225’inin askeri konularda olduğunu söyleyen Bakan Işık, “Bilinmeyen, 15 Temmuz ile birlikte ortaya çıkan şeyler değil. Zaman zaman yazılan, çizilen konular. 2013 yılında önceki Cumhurbaşkanımız Savunma Reform konsepti çalışması yaptı. O çalışmada üç asker, üç sivil var. Maalesef o üç askerden itkisi FETÖ’den tutuklu biri de emekli. Üç sivilin de birlikte yaptığı çalışmalar aslında ortada. Bizim hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin yüzde 90’ından fazlası orada yazılanlar. Ne yapıldığı, ne yapılması gerektiği çok iyi biliniyor. Bu konuyla ilgili maalesef irade birliği oluşmamış. FETÖ’cüler de bu konuda gerekli engellemeleri yapmışlar” ifadelerini kullandı.
(İHA)