İran'da 1 Mart tarihinde yapılan Parlamento ve Uzmanlar Meclisi seçimlerinde sağlanan katılımın yüzde 41 oranında olması birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Yaklaşık 61 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede 1 Mart seçimi, 1979'da gerçekleştirilen İran İslam Devrimi'nden sonra en düşük katılımlı seçim oldu.
Etnolog Efsane Afşar'a göre, Güney Azerbaycan şehirlerinde 7 Kürt adayın meclise girmesi ile Suriye ve Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen "Türksüzleştirme Politikası"nın İran’da denendiğini kaydetti.
"Urmiye’de Kürt sayısı çok az olmasına rağmen iki Kürt aday sandıktan çıktı"
İran’da yaklaşık 50 milyon Türk’ün yaşadığını fakat kendilerini temsil edecek siyasi partinin olmadığını ve aday çıkaramadıklarını belirten Afşar, "Seçimlere gidilmedi ve İran’ın genelinde katılım çok düşüktü. 1979’dan bu yana en düşük katılım sayılıyor. Güney Azerbaycan’a gelince, muhaliflerin de dışardan boykot etmeleri söz konusu oldu. Dışarıdaki muhalifler, insanlara, ‘gitmeyin, oy vermeyin, belki yeterli oy almazlarsa güçlerini kaybeder’ dediler. Bizim halkımız da onlara aldandı. Bu sebeple de Güney Azerbaycan’ın batı bölgesi Urmiye’de Kürt sayısı çok az olmasına rağmen iki Kürt aday sandıktan çıktı" ifadelerini kullandı.
Afşar, "Seçim öncesi de Urmiye Gölü’nü kurutarak bölgeyi Türklerden arındırmak istediler. Batı Azerbaycan’ın birçok şehrine Ermenistan’dan getirilen Ermeni ve Kürtleri yerleştirdiler. Bir şekilde Türkleri o bölgeden göç etmeleri için zorluyorlar. Güney Azerbaycan bölgesi içinde olan Soyuqbulaq gibi birçok şehir tamamıyla Kürtleşmiş. Türkler gidip o bölgelerde kesinlikle yaşayamazlar. Ama onların Türklerin içine sızması çok kolay. Rejim de onlara imkan sağalıyor. Türkler göç ettiriliyor onların yerlerine Kürtler ve Karabağ’dan gelenler yerleştiriliyor. Bunlardan birisi de Türkiye’nin hemen sınırında bulunan Maku şehridir. Maku’da bir tane Kürt yokken aniden oraya Farsça konuşan bir sürü insan yerleştirildi. Maku’da Kürt yokken seçim sonucunda Kürt aday çıktı" diye konuştu.