Acıbadem Bursa Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik, sık karşılaşılan hipertansiyonun geliştikten sonra birçok hastalığa da davetiye çıkardığını söyledi.
Hipertansiyon sadece kan basıncı yüksekliği anlamına gelmiyor. Bu rahatsızlığı; kan basıncı yüksekliğinin de içinde bulunduğu ve kardiyovasküler riskin artışıyla seyreden kan dolaşımı ve metabolik süreçler topluluğu da oluşturuyor. Halk arasında hipertansiyonun kan basıncı yüksekliği olduğuna dair yanlış bir algı bulunuyor. Ancak kan basıncı yüksekliği, hipertansiyon hastalığında yalnızca bir bulgu olarak yer alıyor. Dr. Hüseyin Çelik, kan basıncının yükselmesiyle ilgili şunları söyledi: "Vücut dokularına gerek duyulduğunda gerektiği kadar kanın iletilmesi olarak tanımlanan kan basıncı, günlük yaşamda sürekli aynı seviyelerde seyretmiyor. Ayrıca bilinçsizce kullanılan doğum kontrol hapları, ağrı kesiciler, iştah kesiciler, kortizon içeren ilaçlar veya meyan kökü, ginseng, deniz üzümü gibi bitkisel ürünler de kan basıncının yükselmesine sebep oluyor."
GEBELER VE ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLÜYOR
Yaş, sigara, obezite, diyabet, yüksek tuz alımı, alkol, stres, genetik faktörler, diyette yüksek doymuş yağ, düşük doğum ağırlığı ve çalışma koşullarının hipertansiyona yol açan faktörler olduğunu belirten Dr. Hüseyin Çelik, "Gebelik seyrinde de hipertansiyona yüzde 6-12 oranında rastlanıyor. Önceden hipertansiyonu olmayan kişilerde gebeliğe bağlı olarak gelişebiliyor. Bunun yanı sıra hipertansiyon çocuklarda da böbrek hastalığı, önceden görülmüş bir kalp ve damar hastalığı, iç salgı bezleriyle ilgili bir problem, düzensiz ve gereksiz ilaç içilmesi, merkezi sinir sistemine ait hastalıklar sebebiyle görülebiliyor." dedi.
DÜNYANIN ÜÇTE BİRİ HİPERTANSİYON HASTASI OLABİLİR
2005 yılında yapılan çalışmalara göre dünyadaki erişkinlerin yüzde 26,4'ünde hipertansiyon görüldüğünü belirten Dr. Çelik, 75 yaş civarında bu oranın yüzde 90'a ulaştığını ifade ederek, "Bu rakamlar, Türkiye'de her 3 kişiden 1'inde hipertansiyon olduğunu gösteriyor. Hastalığın, popülasyonun giderek yaşlanması ve devamlı artan obezite sebebiyle 2025 yılında dünya nüfusunun üçte birini kapsayacağı öngörülüyor." diye konuştu.
Dr. Hüseyin Çelik, hipertansiyonun kalp, beyin, böbrek, damar ve göz hastalıklarına yol açtığına dikkat çekerek, bu hastalığa bağlı ölümlerin en sık nedeninin koroner arter hastalığı ve inme olduğunu ifade etti. Çelik'in verdiği bilgiye göre; her ikisi de kardiyovasküler risk faktörü barındıran hipertansiyon ve diyabet hastalıklarının, bir arada görülmesi tehlikeli bir tablo oluşturuyor. Bu durumda risk 2 katına çıkıyor. Bunun yanı sıra hipertansiyon hastalarında koroner kalp hastalığı olarak bilinen kalp damarlarının tıkanma riski, sağlıklı insanlara göre 2 kat daha fazla görülüyor. Ancak hipertansiyonun tedavisi ile bu risk yüzde 25 oranında azalıyor.
BÖBREK YETERSİZLİĞİNE DAVETİYE ÇIKARTIYOR
Diyabetten sonra böbrek yetersizliğinin en sık sebebinin hipertansiyon olduğunu belirten Dr. Hüseyin Çelik, tedavi olunmadığı durumlarda böbrek tutulumunun en sık ölüm nedenleri arasında yer aldığını kaydetti. Dr. Çelik, "Hipertansiyon ve böbrek hastalığı arasındaki iki taraflı ilişki bulunuyor. Hipertansiyon, böbrek hastalığının en önemli sebepleri arasında yer alırken, böbrek hastalıkları ve damarsal hastalıklar da hipertansiyona yol açıyor." ifadelerini kullandı.
SİGARAYI BIRAKMAK ŞART
Hipertansiyon, primer ve sekonder olarak 2 çeşide ayrılıyor. Görülme sıklığı yüzde 90 olan primer tansiyonda ömür boyu ilaç kullanılması gerekirken; böbrek ve böbrek üstü bezine bağlı patolojilerden kaynaklanan sekonder tansiyonda, tedavi sonrası ilaç kullanımına gerek kalmıyor. Dr. Hüseyin Çelik, ilaç tedavisinin yanı sıra hipertansiyon hastalarına şu önerilerde bulundu: "Yüksek tansiyonu olan kişilerin sigarayı bırakması, kilo vermesi, alkol, tuz, doymuş ve total yağ tüketimini azaltması gerekiyor."
(CİHAN)