CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve milletvekilleriyle yeni tüzük taslağını masaya yatırmak üzere parti genel merkezinde topladı. Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen kapalı grup toplantısı saat 11.00’de başladı. CHP Grup Başkan Özgür Özel ise parti genel merkezinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
CHP’li Engin Özkoç’un yaptığı açıklamasının CHP’nin kendi adayıyla değil de ortak bir adayla 2019’da seçime gideceği gibi algılandığının sorulması üzerine Özel, "Önümüzdeki cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden biri yaşanacak. O seçimlere yönelik olarak hiçbir ihtimali dışlama lüksümüz yok. İki türlü bir seçim olacak. Bu iki türlü seçimin sonunda kazananın cumhuriyetçiler, demokrasiden ve parlamenter sistemden yana olanlar olması gerektiği ön şartımız. Bunun dışında herhangi bir şartımız yok. Tüm partiler ilk turda en yüksek oyu alacak kendi adaylarını çıkarmayı düşünebilir, değerlendirirler bu son derece saygın önemli bir duruştur. Buna itiraz etmemiz söz konusu olamaz. İkinci tura kalan ve bu cumhuriyet rejimini savunan adaydaki bir birleşme ve ilk turda herkesin kendi adayı ikinci turdaki birleşme çok akılcı bir önermedir reddedilemez. Belli konularda benzer düşünen partilerin ittifaklar kurması ya da bir aday üzerinde anlaşmaları reddedilemez. Ama CHP olarak hiçbir ihtimali dışlamıyoruz. CHP’nin kendi adayı noktasında hiçbir CHP’linin itiraz etmeyeceği bir adayımızın olacağını söyleyebiliriz. Temenni ikinci turun sonunda kazanan adayın bizim adayımız olması yönündedir. Ama aday ilk turda kazanırsa ona da kimsenin itirazı olmaz. Hiçbir ihtimali dışlamıyoruz ama tek kriterimiz CHP’nin göstereceği adayın hiçbir CHP’linin itiraz etmeyeceği bir aday olacağına herkes emin olabilir" ifadelerini kullandı.
"PARTİNİN BÖYLE BİR RESMİ GÖRÜŞÜ ELBETTE OLAMAZ"
CHP’li Dursun Çiçek’in Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı adayının Abdullah Gül olmasını temenni ettiği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Özel, "Dursun Bey’in kendisiyle de konuştum. Bir sohbet tarzında geliştiğini ve kişisel temennisi olduğunu söylüyor. Partinin böyle bir resmi görüşü elbette olamaz. Gündemi meşgul edecek yoğunlaşmaya gerek yok. Dursun Çiçek’in kişisel olarak yapmış olduğu değerlendirme, bir sohbet olarak orada bırakmak lazım" değerlendirmesinde bulundu.
"BEN BEKİR BOZDAĞ İLE TANJU ÖZCAN FARKLI ŞEYLER SÖYLÜYORSA TANJU ÖZCAN’A İNANIRIM"
"Tanju Özcan, Bekir Bozdağ’la yaptığı diyaloğu anlattı. Yerel seçimlerin Kasım ayında yapılabileceğini söylemiş. Yerel seçimlerin öne alınması konusunda size gelen bilgi var mı?" sorusu üzerine "Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakan yardımcılarını, bakanlarını ciddiye almak zorundayız. Bir başka yerde böyle şeyler konuşup, kameraların karşısına geçip kesin bir dille erken seç yok diyen Bekir Bozdağ’ı kamuoyunun takdirine sunmak lazım. Ben Bekir Bozdağ ile Tanju Özcan farklı şeyler söylüyorsa Tanju Özcan’a inanırım. Bozdağ’a inanmam. Geçmiş tecrübelerimiz kimin doğru söyleyip kimin doğrudan uzaklaştığı konusunda 100 oyum olsa 100’ünü de CHP’li Tanju Özcan’a veririm. Bekir Bozdağ’ın bugün böyle söyleyip yarın tersini söylediği konusunda elimde onlarca biriktirdiğim geçmiş tecrübe var" şeklinde konuştu.
Tezcan, konuşmasına şöyle devam etti:
"CHP gösterdiği adayın ilk turda seçilmesini amaçlar ama iki türlü bir sistemdir. İlk turda seçilemediği takdirde ikinci turda tüm CHP’lilerin ve CHP’ye sempatiyle bakan CHP’nin paylaştığı değerleri paylaşanların tam destek vereceği bir aday gözetilmelidir. Ancak ikinci tur düşünüldüğünde de diğer partilerden fire vermeyecek bir aday olması gerektiği açıktır. Bu aklın gereğidir. Kazanmak istiyorsak gereği budur. Adayın bu titizlikle belirleneceği konusunda hepimizin beyanları var."
"BU SEÇİMDE KİLİT PARTİ OLARAK TEK BİR PARTİYİ GÖRMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Özel, AK Parti’li Mustafa Şentop ve Saadet Partisi’nin görüşmesiyle ilgili soruya, "Bu seçimde tüm partiler kilit parti tüm seçmenler kilit seçmen. Bu seçimde kilit davranış biçimi sandığa gidip Cumhuriyete sahip çıkmak. Bu seçimde kilit parti olarak tek bir partiyi görmek mümkün değil. Her bir partinin varlığı ve duruşu aynı değerde değerli. Burada kilit davranış biçimi birlikte olanların birbirine göstereceği nezaket, anlayış birbirinin hukukuna saygı. 16 Nisan sırasında, sonrasında ve şimdi bu nezaketi, saygıyı, özeni tüm hayır oyunda birleşmiş olan ve cumhuriyet ittifakı kurmuş olan tüm bileşenlerde görüyorum. Bizde bunu sürdürüyoruz. Bir tek parti değil, hepimizin birlikte duruşu her birimizi ayrı ayrı kilit parti olarak tutar. Çok zor bir yolu hep birlikte yürüyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti rejimi sırat köprüsünden geçecek. Her birimiz kendi üzerimizden birbirimize iplerle bağlıyız. Birimiz düşmeyecek düşersek hepimiz düşecek. Birlikte yürüdüklerimizin duruşuna özen, saygı göstermeliyiz esas ittifakımız bu yöndedir. Gönül ittifakımız var. Her birimiz birbirimize saygılıyız" açıklamasında bulundu.
"NE HDP’YLE, NE SAADET’LE, NE İYİ PARTİ İLE NE PEK ÇOK DİĞER PARTİYLE BİRLİKTE DE DEĞİLİZ YAN YANAYIZ"
Özel, açıklamasına şöyle devam etti:
"Kendilerini ittifaka muhtaç edenler ortada. Altlarına imza etmişler, çerçeveyi çizmişler. İttifaka muhtaç bir anlayışla karşı karşıyayız. Bizim bir ittifaka muhtaçlığımız, mecburiyetimiz yok. Tüm partilerle yan yana durabiliriz yan yana duruşumuz gökyüzündeki gökkuşağı gibidir. Birbirinin içine girmeden, karışmadan farklı olduğumuzun bilincinde ama durduğumuz yerinde farkındayız. Cumhuriyetten ve demokrasiden yana duran herkesle farklı renklerdeki herkesle birlikte dururuz. Ama bu birbirimizin içine geçme anlamına hiçbir zaman gelmedi bundan sonra da gelmez. Ne HDP’yle, ne Saadet’le, ne İYİ Parti ile ne pek çok diğer partiyle birlikte de değiliz yan yanayız. Yan yana durduğumuz yeri çok net tarif ediyoruz . Cumhuriyete bağlılık sadakat ve demokrasi talebidir."
(Pelin Üzek Kılıç - Ömer Çetin - Mustafa Apaydın/İHA)