CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 88 yıl önce kadınların belediye başkanı seçilmesi ile ilgili yasanın ilk kez çıktığını ve Artvin Kılıçkaya beldesine Sadiye Ardahan isimli bir kadın belediye başkanı seçildiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Garibanı görünce esersin, yurt dışına üfürürsün ama benim karşıma çıkmaya cesaret edemezsin. Sende o yürek yok o yürek. Dünya kadar televizyonun, gazetelerin var. Çık karşıma çık Recep Bey. Çık karşıma" ifadelerini kullandı.
Çanakkale’den Ankara’ya yürüyen Hülya Kurt, Dilek Taş ve Nusel Karagöz’ün grup toplantısında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Onlar kötülüğe karşı iyilik için yürüdüler. Ülkenin, bizim iyiliğimiz için yürüdüler. İyi birer evlat yetiştirmek için onlar Çanakkale’den Ankara’ya yürüdüler" şeklinde konuştu.
"Hakkı, hukuku ve adaleti bu ülkeye kadınlar getirecek" diyen Kılıçdaroğlu, "Kadın-erkek eşitliğini savunanlar yine sizler olacaksınız. Hayatın her alanında kadınlar mücadele edecek. Hayatın her alanında kadınlar olacak ve kadınlar çağdaş Türkiye’nin inşasını sağlayacaklar" açıklamasında bulundu.
Yaşayan en büyük şairlerden birisi olan Ülkü Tamer’in hayatını kaybettiğine değinen Kılıçdaroğlu, Tamer’e Allah’tan rahmet diledi.
"TAŞERON İŞÇİLERİNE KADRO VERECEĞİM"
Taşeron işçilerle ilgili konuşan Kılıçadaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Taşeron işçileri ile ilgili beklediğimiz tablo gerçekleşmedi. Taşeron işçilerini ilk kez 2.5 yıl önce dile getiren parti CHP. O partinin genel başkanı ilk kez köleliğe karşı çıktı. 2.5 yıl sonra başta sarayda oturan zat, orayı işgal eden zat, yakın çevresi ‘taşeron işçilere kadro verelim, yoksa bunlar bizi sandığa gömecekler’ dedi. Sözde kadro verdiler neyle Kanun Hükmünde Kararnameyle. Ama binlerce kişiye kadro vermediler. 26 Kamu İktisadi Teşebbüsü, 26 özel bütçeli kuruluş ve buralarda çalışan 70 bin işçi, binlerce ihale şartına takılan taşeron işçi kadro alamadı. Bütün kadın kardeşlerimin önünde söz veriyorum. Halkın iktidarında kim olursa olsun, siyasi düşüncesi, kimliği ne olursa olsun, bütün taşeron işçilerine kadro vereceğim, söz. Bakana yemek götüren garsona kadro vermediler. Arabaya kadro verdiler, o arabayı kullanan şoföre kadro vermediler. Bu rezilliğe kim son verecek? Kadınların gücüyle halk partisi, halkın partisi son verecek."
Grup toplantısında otizmli çocukların da yer aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, otizmli çocuklara sahip çıkılması gerektiğini, eğitilmelerinin gerektiğini ve onların sorunları ile ilgilenilmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, "2016’da otizmli çocuklarla ilgili bir eylem planı hazırlandı. Ama bugüne kadar tek cümle bile kurulmadı. Biz CHP olarak bütün otizmli çocuklara sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Onların hakkını sonuna kadar savunacağız" diye konuştu.
"TEK ADAM REJİMİNİ YIKACAĞIZ"
"Tek adam rejimini yıkacağız" ifadesinin kullanan Kılıçdaroğlu, "Dikta yönetimini ve diktatörü oradan alacağız, alaşağı yapacağız. En büyük korkuları kadınlar. O nedenle diyorlar ki kadınlar evde otursun. Kadınlar yeri geldiğinde evinde oturacak yeri geldiğinde hakkını aramak için caddeye de sokağa da inecek. Kadınlara güveniyorum. Çünkü bu ülkenin kadınları demokrasi istiyor. Bu ülkenin kadınları eşitlik, daha fazla söz hakkı istiyor. Bu ülkenin kadınları Türkiye’nin yönetiminde söz hakkı istiyor. Her kadın bir Kuvayı Milliyecidir. Siz birer Kuvayı Milliyecisiniz. Bu ülkenin kadınları özgürlük istiyor, rahat bir hayat istiyor. Bu ülkenin kadınları bağımsız Türkiye istiyor. Bu ülkenin kadınları fesli Kadirleri istemiyor, deli Kadirleri istemiyor, ‘keşke Yunanlar galip gelseydi’ diyor fesli Kadir. Onu ziyarete gidenler. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edip fesli Kadir’in önünde diz çökenler. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edeceksin, ‘Keşke milli Kurtuluş Savaşında Yunanlar galip gelseydi’ diyen adama gideceksin, önünde el pençe duracaksın, sen vatan hainisin" değerlendirmesinde bulundu.
"Eğer kadın, hakkı, hukuku ve adaleti istiyorsa yüzde 100 bu topraklara hak, hukuk ve adalet gelecektir"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer kadın, hakkı, hukuku ve adaleti istiyorsa yüzde 100 bu topraklara hak, hukuk ve adalet gelecektir. Siz yürekli kadınlar, bu ülkenin kadınları, Anadolu kadınları, siz hak, hukuk ve adalet dedikçe sarayda oturan zatın koltuğunda rahat oturmadığını ben de biliyorum. Ona rahat uyku uyutmayacağız. O sarayında oturacak ama diyeceğiz ki bir dakika konuşmayacaksın, kimseye hakaret etmeyeceksin, kimseye baskı uygulamayacaksın, kadın erkek eşitliğini sağlayacaksın. Bu ülkenin kadınına sonuna kadar güveneceksin. Güvendin, güvendin, güvenmedin, seni oradan aşağıya bu ülkenin kadınları indirecek. OHAL var ülkemizde. Kimse konuşmasın. Kimse bir şey söylemesin. İstediğimi hapse attırırım diyor. Sarayda oturan zata sesleniyorum. Sen adaletsizliğin, yolsuzlukların timsalisin. Ülkeyi düşünen değil, cebini düşünensin sen. Diyorlar ki ey Kılıçdaroğlu sen FETÖ’cüleri savunuyorsun. Ben insan haklarını savunuyorum, demokrasiyi savunuyorum. Düşünce özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini savunuyorum. Sen bunları anlayamazsın. Çünkü sen milletten koptun. Halktan koptun. Sen badem sütüyle besleniyorsun, biz kuru ekmekle besleniyoruz."
"ONLARIN HAKKINI SAVUNAN TEK BİR LİDER, TEK BİR PARTİ VARDIR: KILIÇDAROĞLU VE CHP"
CHP’nin her zaman Filistin halkının yanında olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "23-24 yaşlarında evlatlarımız Filistin Kurtuluş Örgütü’ne katılmış ve savaşmıştır. Onları rahmetle anıyoruz. Filistinliler eylem yaptılar, hak arıyorlar. Kendi topraklarını istiyorlar. Ama İsrail askerleri acımasızca gerçek kurşunlarla taradı. 18 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Erdoğan konuşuyor. Sen Mavi Marmara’da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin itibarını 20 milyon dolara satmadın mı? Sen kalktın, İsrail terör devletidir dedin sonra gittin, İsrail’in önünde diz çöktün. 9 kişinin kanı yerdedir. 9 kişi Mavi Marmara’da hayatını kaybetti. Onların hakkını savunan tek bir lider, tek bir parti vardır. Kılıçdaroğlu ve CHP. Bunların politikası şu, İsrail’e haber gönderiyorlar, biz biraz bağırıp çağıracağız ama idare edin. Trump’a haber gönderiyorlar, biz biraz bağırıp çağıracağız siz idare edin. Biz bunu bilmeyiz. Biz mazlumun, haklının yanındayız. Mavi Marmara’dan sonra ne diyordu? 3 şartım var diyordu. İsrail özür dilemeli, dilemedi. Ama sen İsrail’den tek sayfalık özür mektubu bile alamadın. Öldürülenler için tazminat istiyorum dedi. Verdiler mi? Ben tazminat vermem dedi İsrail. Gittiler bir vakıf hesabı açtılar, 20 milyon dolar para oraya bağış olarak yatırıldı. Gazze ablukası kalkmadan asla barış olmaz diyorlardı. Kalktı mı? Ben bu Erdoğan’ı tanımaz mıyım? Bir adamın ağzında yalan yuva yapmışsa o adamın bu memlekete faydası yoktur" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE ZENGİN BİR ÜLKE"
"Kadınlar, 2019’da bu darbeciyi, diktatörü indirecek gerçek anlamda demokrasiyi bu ülkeye getirecek gerçek anlamda" diyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye zengin bir ülke. Saman ithal ediyoruz. Samanın fiyatı yüzde 72 arttı. Yemde dış bağımlılığımız yüzde 50’ye yakın. Bu ülkede tarla mı yok, işçi mi yok arazi mi yok. Sen ne yerlisin ne millisin sen gayri millisin. Son 5 günde icra dairelerindeki dosya artışı 26 Mart’ta 16 bin 881 icra dosyası geldi yeni. 27 Mart’ta 16 bin 394 dosya, 28 Mart’ta 20 bin 576 dosya, 29 Mart’ta 15 bin 706 dosya, 30 Mart’ta 13 bin 822 dosya bütün Türkiye’de icra dairelerindeki dosya sayısı 26 milyonu aştı. Kimin dosyası bunlar? Fakir fukara garibin dosyası. Erdoğan, ‘bu ülkenin en büyük belası faizdir’ diyor. Doğru diyor. 15 yıldır kurtaramamış bundan sonra kurtaracak. Sen gideceksin, oraya aklı başında cebini değil, vatandaşı düşünen gelecek, faizi alaşağı edecek. Ekonomide her kötülüğün anası faizdir doğru ama onun babasının adı da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yakayı faizcilere kaptırmış. Faizi düşür. Ülkeyi sen yönetiyorsun. Çekil koltuğundan bak bakalım faiz nasıl düşüyor. Faiz zengini daha zengin yapar. Günaydın beyefendi" ifadelerini kullandı.
(İHA)