Sağlık sorunları, çalışma hayatı vekariyer planları gebelik yaşını ileri yıllara taşırken bebekler için de riskleri beraberinde getirmekte. Anne yaşı büyüdükçe baba yaşının da büyümesi kaçınılmaz. Bu durum anneden olduğu kadar, babadan da kaynaklanan hastalıklara zemin hazırlamakta. Academic Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, bu riskleri anlattı... İleri yaşta gebe kalan anne adayları, öncelikle sağlıklı bebek sahibi olmayı hedefleseler de doğumdan hemen sonra veya geç dönemde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları dikkate alınmalıdır. Bu sorunlar; erken dönemde oluşan fiziksel bozukluklar, çocukluk ve geç yaşlarda gelişen hastalıklar ve psikolojik sorunlar şeklinde sınıflandırılabilir.
Kromozom Anomalileri: Down Sendromu, Trisomi 18 ve 21 öncelikle endişe edilmesi gereken genetik sorunlardır. Özellikle anne ve baba yaşının 35'in üzerinde olması durumunda Down Sendromu görülme sıklığı belirgin olarak artar. Down Sendromu 21. kromozomun bir kopyasının fazla olması sonucu ortaya çıkan genetik bir sağlık sorunudur. Bu nedenle Trisomi 21 olarak da bilinir. Her 800-1000 canlı doğumun birinde görülür. Ayrıca düşükle sonlanan gebeliklerin önemli bir kısmından da sorumludur. İleri anne yaşı, Trisomi için risk yaratan başlıca durumdur. Anne yaşı 40 olduğunda Down Sendromu sıklığı 1/100 olduğu halde, yaş 45'e çıktığında her 25 bebekten birinde Trisomi görülmektedir. Down Sendromu bulunan yenidoğan bebeklerin fiziksel görünümü tipiktir. Basık burun yapısı, çekik gözler, kısa boy, açık ağız, dilin dışarıda durması gibi özellikler tanı koymayı kolaylaştırır. Bebeğin yaşı ilerledikçe zeka geriliği dikkati çeker. Bu çocukların üçte birinde kalp hastalıkları bulunur. İnce bağırsağın ve yemek borusunun gelişim kusurları yaşamın henüz ilk gününde önemli tehlikelere yol açar.
Kalp Anomalileri: Doğumsal kalp hastalıkları için risk yaratan durumlardan biri de ileri yaşta gebeliktir. Annenin sigara içmesi, ilaç kullanımı, diyabet hastalığı ve bazı enfeksiyonlar da kalp hastalığının görülme sıklığını artıran faktörlerdir. Kalbin yapısında oluşabilecek bozukluklar (VSD, ASD, hipoplastik sol kalp) yenidoğan döneminde yaşamı tehlikeye sokabilecek sorunlardır. Kalbin karıncık kısımları arasındaki bölmede bulunan delik, kan dolaşımını etkileyerek belirti verir. Bu deliğin boyutuna göre, bebeğin yaşamı etkilenir. Geniş açıklıklarda kalp yetmezliği gelişebilir. Benzer şekilde kulakçıklar arasındaki olağandışı açıklık (ASD) veya kalbin belirli kısımlarının yetersiz oluşumu çeşitli ağırlıkta kan dolaşım sorunlarına yol açar.
Organ Anomalileri: İç organlar ve bebeğin dış görünümünü etkileyen şekilsel ve işlevsel bozukluklar ileri yaşta gebeliğe bağlı ortaya çıkabilir. Gen mutasyonu ve fetusun gelişim kusuru, bu durumlar için zemin hazırlar. Sindirim sistemi, karaciğer ve beyin gibi organların yapısal anomalileri ağırlık derecesine göre yaşamı etkiler. Zeka geriliği ve epilepsi gibi sorunlar bu bebeklerde daha sık görülür.
Prematüre: Gebeliğin 37. haftasından önce doğan bu bebeklerde çok sayıda problem ortaya çıkar. Solunum güçlüğü, özellikle düşük doğum ağırlıklı bebeklerin yüzde 30-50'sinde görülür. İleri yaşta gebeliklerde sıklıkla görülen erken doğum, Solunum Güçlüğü Sendromu (RDS) için risk yaratan bir durumdur. Bebek anne karnında olgunlaştıkça, akciğerin havalanması için gerekli olan surfaktan isimli maddenin yapımı da olgunlaşır. Surfaktan eksikliği ile doğan prematürelerde solunum sıkıntısı ağırdır. Akciğerlerin hava keseciklerinde yırtılma ve hasar sonucu yaşamsal tehlike doğar. Prematüre ve küçük doğan bebeklerde karaciğerin gelişim ve olgunlaşması yetersiz olduğu için kanda bilirubin isimli sarılık yapan madde yükselir. Hiperblirubinemi ağır olduğunda başta beyin olmak üzere organlar zehirlenebilir. Bu nedenle prematüre bebeklerde fototerapi (ışık tedavisi) sıklıkla uygulanan bir yöntemdir. Erken doğan bebeklerin bağışıklık sistemleri de gelişmemiş olduğu için enfeksiyona yatkınlık vardır. Sepsis (kana mikrop karışması, ağır enfeksiyon tablosu) kolaylıkla oluşur ve tehlikeli sonuçlar doğurur.
ANENİN HASTALIĞI ETKİLER
Diyabetik Anne Bebeği: İleri yaşta gebe kalan kadınlarda diyabet, daha sık oluşmakta. Annenin şeker hastalığı ve metabolik sorunları, gebelik süresince bebeği etkiler. Diyabetik anne bebeklerinde önemli organ anomalileri görülme oranı yüzde 5-8'dir. Bu bebeklerin yüzde 26'sında doğum ağırlığı dört kilonun üzerindedir. Kan şeker düşüklüğü (hipoglisemi), gebelik diabetine bağlı olarak yenidoğanların 1/3'ünde görülür ve önemli komplikasyonlara neden olabilir.
Otizm, Epilepsi ve Zeka Geriliği: Tüm ülkelerde otizm ve epilepsi sıklığında artış gözlemlenmekte. Özellikle otizm konusunda yapılan çalışmalar ileri yaşta çocuk sahibi olan çiftlerin çocuklarında bu sorunun daha sık oluşabileceğine işaret ediyor. Bu noktada anne yaşı kadar babanın yaşı da önemlidir. Başta şizofreni olmak üzere bazı psikiyatrik sorunlar, yaşlı baba çocuklarını bekleyen risklerdir. Olgunlaşmadan doğan yenidoğanlarda beyin gelişiminin aksaması ve beyin içi kanama gibi sorunlara bağlı olarak zeka etkilenebilir.
Alerji: İleri yaş gebeliklerde en çok kullanılan doğum tipinin sezaryen doğum olduğu bilinmekte. Sezaryen doğum ise alerjik hastalıklar için risk yaratan bir yöntemdir. Doğum kanalından geçerken kazanılan flora ve daha sonra anne sütü ile beslenme sayesinde başta astım olmak üzere birçok alerjik hastalığın görülme sıklığı azalır. İnek sütü ve besinlere bağlı alerjinin giderek daha çok sorun yaratmasının nedenlerinden biri de ileri yaşta anne gebeliğidir.
BEBEK RAHİM İÇİNDE YETERİ KADAR GELİŞEMEZ
Rahim içinde yeteri kadar büyüyemeyen yenidoğan bebeğin genel vücut ölçüleri normalden küçüktür. Bebek rahim içinde oluşmaya başladığı andan itibaren, anneden gerekli besinleri alır. İleri yaşta gebe olan annelerde plasenta yetmezliğine bağlı olarak bebeğin gelişimi etkilenir. Kalp ve kan dolaşım sisteminin normal düzenine geçememesi sonucu, kalp hastalıkları ortaya çıkar. Kanamaya eğilim, beyin ve sinir sisteminin yetersiz oksijenlenmesi sonucu nörolojik sorunlar meydana gelir. Prematüre doğan bebeklerde, sarılık ve sindirim sistemi hastalıkları da görülür. Erken doğan ve gelişme geriliği bulunan bebeklerin en önemli sorunu beslenmedir. Çünkü yetersiz beslenme sonucu bebeğin büyümesi ve gelişmesi etkilenir. Anne karnından depoları dolmaksızın ayrılan yenidoğan, dış ortamda desteksiz yaşamını sürdüremez. Prematüre bebeklerin hızlı bir şekilde beslenmeleri ve yeterli ağırlığa belirli bir düzen ve süre içinde ulaşmaları gerekir. Büyüme hamlesini uygun bir şekilde gerçekleştiremeyen bebeklerde, ileride ortaya çıkabilecek kalp-damar hastalıkları ve obezite riski yükselir.
(SABAH)