Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Dezenformasyon evrensel bir sorun. Toplumu yoruyor, toplum sağlığını, toplumsal barış ve huzuru tehdit ediyor. Dünyada dezenformasyona en fazla, en yoğun maruz olan ülkeyiz” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kanal D’nin hafta içi her gün canlı yayınla ekrana gelen, sunuculuğunu Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın yaptığı ‘Neler Oluyor Hayatta’ programına konuk oldu. Altun seçim akşamı yaşananlar için “’Öndeyiz’ açıklamaları yaparak toplumda infial ve kaos oluşturmaya ve bu kaos üzerinden de siyasi alanı şekillendirmeye çalıştılar” dedi. “Dezenformasyona en fazla maruz olan ülkeyiz”
Altun, 28 Mayıs’ta gerçekleşecek 2. tur seçimleri öncesi çarpıcı açıklamalarıyla gündeme damga vurdu. Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen dezenformasyon ve algı operasyonuna vurgu yapan Altun; “Dezenformasyon evrensel bir sorun. Toplumu yoruyor, toplum sağlığını, toplumsal barış ve huzuru tehdit ediyor. Dünyada dezenformasyona en fazla, en yoğun maruz olan ülkeyiz” dedi. “Gezi, Türkiye’de demokratik siyasete bir müdahale girişimiydi”
“Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, siyasete ve Türkiye’nin yürüdüğü yola müdahale etmek istediler” diyen Altun, gezi olaylarından örnek verdi ve sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye özellikle son dönemde çok yoğun saldırılara maruz kaldı. Türkiye’nin gidişatına, yürüdüğü güçlü ve başarılı yola müdahale etmeye çalıştılar. Mesela 2013’te gezi olayları da çok sistematik ve dışarıdan yönetilen yönlendirilen bir darbe girişimiydi. Gezi, Türkiye’de demokratik siyasete bir müdahale girişimiydi. Ve bu müdahale girişimi başarılı olamadı ama devamında pek çok farklı yol ve yöntemlerle yeni denemelerle karşılaştık. Şu anda yürütülen dezenformasyon siyaseti de aynısı. Türkiye sürekli dezenformasyonla karşı karşıya. Ve bunu hem dışarıdan hem de içeriden yoğun bir şekilde yaşıyor. Dezenformasyon siyaseti, halkı manipüle etme girişimidir. Fakat Türkiye toplumu, Türk milleti bu tür manipülasyonlara karşı da bilinçli ve dirençli bir toplumdur. Ve çoğunlukla bunu bertaraf etmiştir.” “O gece toplumu yanılttılar”
Gündemde 14 Mayıs seçim gecesi yaşananlar da vardı. Seçim gecesi; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kameralar karşısına geçip ‘Öndeyiz’ şeklinde demeçler vermesini eleştirdi. ‘Toplumu kandırdılar’ dedi ve ekledi; “Eğer bir siyasetçi toplumu kandırıyorsa o bir daha siyasete yapamamalıdır. Demokratik bir toplumda, temel ahlaki normların olduğu bir toplumda esas olan husus budur. Eğer ki bu kişi yanıltıldıysa o takdirde çıkıp şunu demeliydi ‘Ben yanıltıldım’ ama demediler.”