Bağdat
Küçük yaşta annesini kaybeden Abdülmuhsin, ilkokul 5. sınıfı terk etmek zorunda kaldı. Eğitimine devam edemeyen Abdülmuhsin, küçük yaşta heykeltıraş olmaya karar verince önce komşulardan, daha sonra marangozların çöpe attığı ahşap atıklarını toplayarak söz konusu sanata ilk adımını atmaya başladı.
"Heykeltıraş Hüseyin" lakabıyla bilinen 29 yaşındaki Bağdatlı genç, son dönemlerde açtığı atölyesinde sanatını geliştirmeye çalışıyor. Abdülmuhsin, ana dili Arapçanın yanı sıra iyi derecede Farsça, orta düzeyde İngilizce ve az da Türkçe biliyor.
" Irak'ın büyük uygarlıkların beşiği ve kültür havzası olduğunu göstermek istiyorum"
Bağdatlı sanatçı, AA muhabirine zor şartlarda geçirdiği çocukluk yılları ve söz konusu sanatını öğrenme sürecini anlattı.
Küçük yaşta annesinin kaybetmenin üzüntüsünü dile getiren Abdülmuhsin, "Allah benden çocukken annemi aldı ama onun sayesinde bana büyük bir sanat alanı ve fırsatı açtı." dedi.
Küçük yaşlarda çok sıkıntılar çektiğini aktaran Abdülmuhsin, şöyle devam etti:
"Bu sanat için ahşap satın alamıyordum ancak komşuların kullanmadığı ahşapları ve mahalledeki marangozların atıklarını toplayarak mesleği öğrendim. Heykeltıraşlığı önce evde oluşturduğum küçük köşemde öğrenmeye ve icra etmeye başladım. Maddi olarak durumum el vermese de Allah'ın lütfuyla bu alanda ilerleme kaydettim. Küçük yaştan beri ilgi duyduğum heykeltıraşlığı artık kendi atölyemde yapıyorum. Sosyal medyada yayınlanan birkaç eserimden sonra tanınır hale geldim ve istediğim başarıyı erken elde ettim."
Heykeltıraşlığı 2014'ten beri profesyonel olarak yaptığını ifade eden Abdülmuhsin, "Yaptığım eserlerle Irak'ın büyük uygarlıkların beşiği ve kültür havzası olduğunu göstermek istiyorum. İnsanlığa uygarlığı ve sanatı biz (Irak) öğrettik. Gençlerimizin diğer sanatlar gibi heykel sanatını da öğrenmesi gerekir. Bunun için bedava kurslar açmayı planlıyorum." diye konuştu.
Irak'ın yanı sıra Lübnan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde düzenlenen sergilere de katıldığını belirten Iraklı genç sanatkar, en büyük eserini Bağdat'ta bir kilise için 3 metre boyunda yaptığı duvara nakşedilmiş levha olduğunu paylaştı.
Heykeltraş Hüseyin Abdülmuhsin, aynı zamanda keman da çaldığını kaydetti.