İsrail ordusunun Lübnan’ın başkenti Beyrut’a dün gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü yönündeki açıklamasının yankıları sürüyor. İngiliz haber ajansı Reuters’ın iki kaynağa dayandırdığı haberinde, İran’da dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in söz konusu saldırının ardından artırılmış güvenlik tedbirleriyle İran içinde güvenli bir bölgeye götürüldüğü öne sürüldü. Haberde İran’ın, Hizbullah ve diğer direniş gruplarıyla sürekli temas halinde kalarak bir sonraki adımı belirlemeye çalıştıkları belirtildi.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu acil toplandı
İran İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu, İsrail’in Beyrut’taki saldırıları da dahil olmak üzere bölgedeki saldırganlığını ele almak amacıyla olağanüstü toplantı düzenledi. İran İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü İbrahim Rızai toplantıda, komisyon üyelerinin saldırıları şiddetle kınadığını ve ABD destekli saldırıların cevapsız kalmayacağını belirtti. Rızai, “Komisyon üyeleri, uluslararası kuruluşlar ve insan hakları iddiasındaki devletlerin sessizliğinden duydukları üzüntüyü ifade ederek, Siyonist rejime karşı kararlı, etkili ve ders niteliğinde bir cevap verilmesini istedi. Ayrıca, bu suçların Siyonist rejimin yok olmasını engelleyemeyeceğini ve şehitlerin kanının Kudüs’ün özgürlüğüne katkı sağlayacağını vurguladılar” ifadelerini kullandı. Rızai, “Siyonistler, bugün işgal altındaki topraklarda son günlerini geçiriyor ve tüm bu olaylar, lanetli ve katil Siyonist rejimin sonunun başlangıcı olacaktır” dedi.
"İsrail, Lübnan’ın toprak bütünlüğü ile egemenliğini hedef almıştır"
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif, İsrail’in dün Beyrut’a düzenlediği saldırıların ardından Lübnan Başbakanı Necip Mikati’ye bir mesaj göndererek saldırıları kınadıklarını ve Lübnan halkının yanında olduklarını belirtti. İsrail’in Beyrut’ta gerçekleştirdiği saldırıları "savaş suçu" olarak nitelendiren Arif, "Bu saldırılarla İsrail bir kez daha uluslararası kuralları ihlal etmiş ve Lübnan’ın toprak bütünlüğü ile egemenliğini hedef almıştır. İsrail savaş makinesi, uluslararası toplum tarafından zamanında durdurulmadığı için bu suçlar hala işleniyor. Siyonist rejim, bir kez daha bölgesel güvenlik ve barış için en büyük tehdit olduğunu tüm dünyaya göstermiştir" ifadelerini kullandı. Arif, İran’ın Lübnan direnişi ve devleti ile dayanışma içinde olduğunu ve İsrail’in işlediği "savaş suçlarını" uluslararası alanda takip edeceklerini belirtti. İslam ülkelerinin bu saldırılara karşı birleşmesi gerektiğini söyleyen Arif, "İsrail rejimi maceralarının bedelini ödemeli ve insanlık karşıtı eylemlerinin önü alınmalıdır" dedi.
"Beyrut’taki saldırı açık bir savaş suçudur"
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da dünkü saldırıların ardından bir mesaj yayımlayarak Siyonist rejimin işlediği suçun takipçisi olacaklarını ve Lübnan direnişine destek vereceklerini vurguladı. Pezeşkiyan, “Siyonist rejimin Beyrut’taki saldırıları, bu terör devletinin mahiyetini bir kez daha ortaya koyan açık bir savaş suçudur” dedi.
"Bir sonraki hedef İran olabilir"
İran’ın eski Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırıları sonrasında sıradaki hedefin Tahran olabileceğini belirtti. Rızai, “Netanyahu’nun savaş çetesi kınama mesajlarıyla durmayacak. Beyrut’tan sonra Şam, ardından Bağdat ve eğer kana doymazsa İran’a saldırabilir. İran, Irak ve Suriye en kısa sürede bir karar almalı” ifadelerini kullandı.