İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısına ilişkin aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashır’in de bulunduğu 36 sanığın yargılanmasına devam edildi. Geçen celse savunma yapmayan Albashır ilk kez savunma yaparak, "Bombayı görünce polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Bombayı Suriye’den getirdiğimizi söylemiştim ancak böyle bir şey olmadı" dedi. Mahkeme, Albashır’in tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 25 Eylül’e erteledi.
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken, 81 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin davanın görülmesine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam edildi. Duruşmaya aralarında Ahlam Albashır’ın da bulunduğu 13 tutuklu sanık ve avukatları katıldı. 1 müşteki de duruşmada hazır bulunurken, 13 sanık ise mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. "Patlama olduktan sonra başımın sağ tarafından ve ayağımdan yaralandım"
Duruşmada beyanda bulunan müşteki Aykut Mert, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini söyleyerek, "Olay günü 16.00 sıralarında caddeden geçiyorduk, patlama olduktan sonra başımın sağ tarafından ve ayağımdan yaralandım. Oradaki vatandaşların yardımıyla Taksim Hastanesi’ne götürüldük. 2 aya yakındır evde tedavi gördüm" dedi. "Bomba yanımda değildi, ben böyle bir şey olacağını bilmiyordum"
Duruşmada sanık Ahlam Albashır da ilk kez savunma yaptı. Sanık savunmasında, "Bomba yanımda değildi, ben böyle bir şey olacağını bilmiyordum. Polis bizi durdurursa bize ’Portakal bahçesine portakal toplamaya gidiyoruz deyin’ dediler. Daha sonra bir otobüse bindik. Bombayı Suriye’den getirdiğimizi söylemiştim ancak böyle bir şey olmadı. Buradan bombayı Bilal teslim aldı. O gün 2 saat ortadan kaybolmuştu. Bilal bana çantayı verdi, ’Herhangi bir yere otur’ dedi. O gün de bir şey yememiştim, simit aldım. Makyaj dükkanına uğradım, daha sonra gittim oturdum ve beklemeye başladım. Çantayla oynuyordum, bombayı görünce polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Hacı bu esnada ’Yürü arkana bakma, çantayı bırak’ dedi. Bilal’i sordum, ’Bilal’i boş ver’ dedi" ifadelerini kullandı.
Sanık Tareq Alkhatıb ise sanıklardan hiçbirini tanımadığını savunarak, "Ben sadece sanık Süleyman Güder’i tanırım. Sanık Ahlam Albashır’i hiç tanımıyorum, hiç görmedim, hiç konuşmadım" dedi. "Bana ’Hemen Suriye’ye dön, İstanbul’da olan patlama Bilal sebebiyle oldu’ dedi"
Firari Bilal Hassan’ın kardeşi olan sanık Ahmad Alhaj Mwas ise, "Ben ve ailem tamamen suçsuzdur. Bilal’in yaptığı eylemden biz razı değiliz. Bilal kaçakçılık işi yapardı. Bazen evden gider, 3-4 ay gelmezdi. Hemen hemen her ay numarasını değiştirirdi. Patlama olayından sonra annem beni aradı ağlayarak. Bana ’Hemen Suriye’ye dön, İstanbul’da olan patlama Bilal sebebiyle oldu’ dedi. Annem de sosyal medyada görmüş. Ben ilk etapta inanmadım. Allah kimsenin başına vermesin. Bilal’in nerede olduğu veya bulunduğuyla ilgili bir bilgim yoktur. Biz Bilal’i ailecek yok sayıyoruz, adaletinize sığınıyorum" şeklinde konuştu. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi
Alınan savunma ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Albashır’in de arasında bulunduğu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının da devamına hükmederek, duruşmayı 25 Eylül tarihine erteledi.