İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’daki bir otelde gerçekleştirilen ’Türk İdare Dergisinin 90. Yılı Sempozyumu’na katıldı. Programda konuşan Soylu, İstanbul Sancaktepe’de askeri helikopterin düşmesi sonucu şehit olan Kara Pilot Albay Göksenin Aytural Şaylan ile Teknisyen Astsubay Üstçavuş Emre Vahit Bekli’nin cenaze törenine katıldığını belirterek, "Melek yüzlü, yakışıklı, bakmaya kıyamayacağınız iki vatan evladımızı uğurladı. Buradan çıktıktan sonra Diyarbakır’da bir başka kahramanımızın cenazesine gideceğiz. Bu 2 evladımız, İstanbul’da hepimizin yüreğini yakan, aslında bir mahalleye değil yüreğimize çakılan helikopterde kaybettiğimiz şehitler. Diğeri de dün Batman’da terör örgütü mensubunu evde sıkıştıran ve hain bir kurşunla şehit olan aslanımız. Şunu herkes, aziz milletimiz, dostlarımız, bu millet için dua edenler veya bizi dışarıdan izleyenler, hainler herkes iyi bilsin ki o evlatlar, o kahramanlar dünyada sadece bizde var. Onları sadece bu topraklardaki anne ve babalar yetiştirebilir. Bu acıya da anca bu büyük millet dayanır. Onlar bizim en büyük hazinemizdir, en büyük gururumuzdur. Biz, bu şehitlerin şahidiyiz ki onlar bu devlete, millete hakkıyla hizmet ettiler" diye konuştu.
"BİR HAZİNENİN KAPAĞINI AÇMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Terör, uyuşturucu ve trafik konularında aralıksız mücadele ettiklerini vurgulayan Soylu, Suriye kaynaklı göçü de yönettiklerini ifade etti. Soylu, bir yandan da Bakanlığın yönetim anlayışını, teknolojik ve dijital altyapısını çağın gerekliklerine göre entegre etmeye çalıştıklarını aktardı. Soylu, bunları yaparken de bir şeyi daha gerçekleştirmeyi istediklerini belirterek, "Bir hazinenin kapağını açmaya çalışıyoruz. Bize unutturulmaya çalışılan bir hazinenin kapağını açmak istiyoruz. O hazine köklü devlet geleneğimiz, büyük bir kurumsal hafıza, tecrübelerimiz, devlet reflekslerimiz, 2 bin 200 yıldır daima bir devlete sahip olma anlayışımız. Keza yaşanmışlıklar, başka devletler ve toplumla ilişkiler, bizde bunların hepsinden başka ülkelerde olmadığı kadar bolca vardır. Bu, bana sorarsanız çok ama çok kıymetli hazinedir" şeklinde konuştu.
Soylu, Türkiye’deki tarihi eserlere, mozaiklere bakıldığında 2 bin yıl önce Anadolu’daki yerleşik ve gelişmiş bir medeniyetin, sosyal ve idari bir yapının izlerinin görüldüğünü dile getirerek, "Bugün karanlık bir zihniyetin sadece terör gözlüğüyle bakmamızı istediği Cizre, Binbir Gece Masallarında İbn-i Batuta’nın, Evliya Çelebi’nin, Katip Çelebi’nin notlarında yerli, yabancı bir çok gezginin seyahatnamelerinde anlatılır. Hiçbiri küçük bir kasabadan bahsetmez. Hepsi Cizre’deki gelişmişlikten, ticaretten, sosyal ve kültürel hayatın geldiği yüksek seviyeden övgüyle bahseder" şeklinde konuştu.
"BU COĞRAFYADA BİZİ BİR NOKTAYA HAPSETMEYE ÇALIŞANLARA KARŞI REFLEKS VERDİK"
Türkiye’nin gelenekleri, refleksleri ve karakterleri güçlü bir coğrafyada yaşadığını ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"Hemen altımızda ABD’nin, diğer ülkelerin de talebiyle bu coğrafyanın dününü, bugününü ve yarınını alt üst etmeye çalışabilecek gelişmeler oluşturulmaya çalışıldı. Bir tane refleks verdik. Bu refleks sadece bugün oluşan bir refleks değildir. Tarihler boyunca imbik imbik süzülen ve aslında bu topraklarda bizim neyi ifade ettiğimizi anlatan bir reflekstir. Bir taraftan Irak’ın kuzeyinde hemen bir yapı oluşturmaya çalışanlar, diğer taraftan Afrin merkezli bir yapı oluşturup bu coğrafyada bizi bir noktaya hapsetmeye, hareket kabiliyetimizi daraltmaya, adım atmamızı ve etrafımızdaki coğrafyayla ilişkilerimizi kısıtlamaya çalışanlara karşı hemen ciddi bir refleks verdik. İşte bu yüzyıllardır gelişen büyük bir medeniyetin en önemli numunesidir. Buna iyi sahip çıkmak gerekir. Kimse kusura bakmasın. Hayat sadece günlük yaşadıklarımızla alakalı değildir. Bize büyük bir medeniyet, büyük bir birikim bırakılmıştır. Bizim sorumluluğumuz bu medeniyeti ve bu birikimi geleceğe hem çok daha iyi katma değer üreterek, hem de eğer bir takım onarılması gereken noktaları varsa onararak gelecek nesillerimize bırakabilmektir. Bütün bunları bunun için yapıyoruz."
Soylu, "Bugün biz göçü mü yönetiyoruz, evet. Neden yönetiyoruz da engellemiyoruz, neden başkaları gibi botları batırmıyor, insanları Yunan sınırında olduğu gibi çırılçıplak soyup, dövüp, botlara koyup o soğukta Meriç nehrine bırakmıyoruz? Çünkü 2. Murat zamanında Avrupa’da zulümden kaçıp Edirne’ye yerleşen Hahambaşı Sarfati, Avrupa’daki cemaatlere yazdığı o ünlü mektubunda ’Türkiye’nin yolu hayal yoludur. Siz beni dinlerseniz tembellik etmeyiniz ve Türkiye’ye geliniz’ der. Bizim böyle bir mektuba ilham verecek insanlık anlayışımız daima olmuştur. Bugünkü göçü de attığımız adımları da bu anlayışla yönetiyoruz" dedi.
"DÜNYADA BÖYLE BİR ÖLÇÜ YOK"
2016’da Türkiye’de kaçak sigaranın piyasada satılma payının yüzde 20 olduğunu bildiren Soylu, "Biliyorsunuz kaçak sigaranın en önemli pazarlayıcısı terör örgütü PKK’dır. Bütün arkadaşlarımız mücadele içerisinde oldu ve 2 yıl gibi kısa bir sürede kaçak sigaranın payı yüzde 20’den yüzde 6’ya düştü. Burada sadece Yunanistan’a, adalara geçen 2015’de her 100 geçişten anca 10’unu yakalayabiliyorduk. Şimdi rakam 55. Dünyada böyle bir ölçü yok. Bu bugünden oluşan bir şey değil. Büyük ve köklü bir medeniyetin hareket kabiliyetini yansıtmasıdır" ifadelerini kullandı.
(İHA)