Bilecik
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Allı'nın yürütücülüğünde, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle "Bilecik İli Makrofungus Çeşitliliğinin ve Elde Edilecek Makrofungus İzolatlarının Biyoteknolojik Potansiyelinin Belirlenmesi" adlı proje başlatıldı.
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Doğan ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yamaç'ın da yer aldığı araştırma ekibi, Bilecik merkez ve ilçelerindeki ormanlık alanlarda yayılış gösteren yaklaşık 200 mantar türü tespit etti.
Mantarları numaralandırıp fotoğraflayarak hangi bölgede çıktığını kayıt altına alan araştırmacılar, zehirli olanların bilinirliğini artırmayı amaçlıyor ve projede yer alan üniversitelerin Teknoloji Transfer Ofisleri tarafından kullanılabilecek, ticari potansiyeli bulunan türleri belirlemeye çalışıyor.
Araştırmada en dikkat çekici benzerlik, genellikle ilkbahar ve sonbahar yağışlarının ardından çıkan ve vatandaşlarca tüketilen, Anadolu'da "melki", "çıntar", "tirmit", "espit" gibi isimlerle de bilinen kanlıca mantarı ile zehirli olan "sahte kanlıca" arasında görüldü.
Proje yürütücüsü Doç. Dr. Allı, AA muhabirine, saha çalışmalarında bölgede yetişen mantarların neler olduğu, özellikleri ve evrensel geçmişlerinin belirleneceğini, bunlarla ilgili biyoteknoloji çalışmalarının yapılacağını söyledi.
Türlerden izole edilecek saf kültürlerin, enzim ve bitki gelişim düzenleyicisi üretimi, tekstil boyaları ve endokrin bozucu kimyasalların degredasyonu (bileşiğin kendisini daha basit parçalara ayırması), yara iyileştirici potansiyelinin ortaya konulacağını belirten Allı, çeşitli türlere ait mantar örnekleri topladıklarını dile getirdi.
Bilecik'in mantar yönünden zengin olduğunu ifade eden Allı, "Bilecik'te özellikle 'kanlıca mantarı', ülkemizin başka bölgelerinde 'çıntar', 'tirmit' veya farklı isimlerle tanınan mantarlar çok toplanıyor. Ayrıca 'şemsiye', 'sümüklüce' ve 'kuzugöbeği' denilen mantar türleri de var. Bunların haricinde yenilen birçok tür var, bunları belirlemeye çalışıyoruz." dedi.
Sosyal medyada mantarlarla ilgili uzmanlığı olmayanların verdiği tavsiyeler riskli
Prof. Dr. Hasan Hüseyin Doğan ise zehirli mantarları vatandaşların tespit etmesinin zor olduğunu, türün özelliklerini bilmeleri gerektiğini vurguladı.
Aynı yerde hem zehirli hem de zehirsiz mantarların olabileceğini ifade eden Doğan, "Bu bölgede 'mor cincile' (mavi cincile) ve 'şemsiye' mantarı tüketilebilir ancak bu mantarlara çok benzeyen bazı türler de yetişmekte, bu nedenle mantarları toplarken dikkatli olmalıyız. Toplayıcıların mantarı birebir tanımaları gerekiyor. Eğer tanımıyorsa toplamaması veya uzmanına sorması gerekir." ifadelerini kullandı.
Doğan, yaygın olarak tüketilen kanlıca ve mavi cincileye benzeyen zehirli mantarların ayırt edilebilecek özellikleri hakkında, şu bilgileri verdi:
" Kanlıca mantarına çok benzeyen mantarlar da var fakat bu mantarların çoğu zehirli özellikte ve yenilmez. Kanlıca ve kanlıcaya benzeyen mantar türleri aynı ormanda ve aynı bölgede çıkıyor, farklı bir ortamda çıkmıyor. Kanlıcanın çıktığı yerde sütü sarı renkli olan 'sahte kanlıca' da yetişmektedir. Topladığınız mantarların içine yanlışlıkla bundan koyarsanız zehirlenmeme ihtimaliniz yok. Bu tür mantarları tırnağınızla hafif çizdiğiniz veya zedelediğiniz zaman süt çıkar. Genellikle şarap renginde veya kırmızı renkte süt çıkarsa onlarda sıkıntı yok ama bunun dışında sarı bir renk çıkarsa bu mantarları tüketmememiz gerekiyor. Buna dikkat edelim. Beyaz renkte süt de çıkabilir. Bunun ilk rengi beyaz, sonra sararır. Havayla temas edince sütü oksitlenme, renk değişimi yapıyor. Ona çok dikkat etmek lazım. Tepesinden baktığımız zaman normal kanlıcaya benzer ama sütünü fark etmezseniz risk almış olursunuz. O da büyük tehlike."
Sapında örümcek şeklinde yapılar olana dikkat
Mavi cincile olarak bilinen mantarın şapka kısmının mor renkte olduğunu anlatan Doğan, "Fakat bunun karşılığı zehirli olan mantar var. Bunun sapının üzerinde örümcek şeklinde yapılar ve lekeler var. O tür mantarlar olursa onları kesinlikle toplamamak gerekiyor çünkü onlar zehirli." dedi.
Prof. Dr. Doğan, şüphelenilen, tereddüt edilen veya iyi bilinmeyen hiçbir mantarın yenilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
Sosyal medyadaki yanlış yönlendirme tehlikesine değinen Doğan, "Sosyal medyada fotoğraflarını paylaşan, uzman olmayan kişilerin önerilerine dayanarak o mantarları kesinlikle tüketmesinler. Yapabilecekleri en büyük yanlış bu olur. 'Biz bunları yedik, bir şey olmadı' gibi farklı yorumlar yapılabiliyor. Biz bunları kabul etmiyoruz. Başvuracakları yer kesinlikle uzmanlardır. Dışarıdaki amatör mantar avcılarını destekliyoruz fakat profesyonel bir öneri vermesinler çünkü neticede insan sağlığı var ve insan sağlığını da korumamız gerekiyor." diye konuştu.