Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir televizyon kanalında söylediği ifadelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun baltayı taşa vurduğunu, müfteriliği tescillenmiş, şahsıyla müsemma hale gelen yeni bir yalan rüzgarı estirdiğini ifade etti. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun millete yalan söylemesinin, alenen ve açıktan gerçekleri çiğneyerek uyduruk ve hayal mahsulü iddiaları dile getirmesinin karanlık ve işbirlikçi zihniyetini tekraren deşifre ettiğini kaydetti. Bahçeli, ABD Başkanı Trump’ın, 14 Ocak Twitter mesajı olarak paylaştığı "Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz" sözlerine karşılık Kılıçdaroğlu’nun "Bahçeli tepki verdi mi? Hayır!" diyerek yalan söylediğini aktardı.
"ZİLLET İTTİFAKININ TERÖR SEVGİYİ SOMUTLAŞTI"
MHP lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun YPG’yi/PKK’yı kast ederek "onlar bize mi saldıracaklar?" sorusunu alaycı bir şekilde ve terör örgütünün emellerini örtbas edercesine sormasının tam bir suçüstü hali olduğunu belirterek, "Zillet İttifakı’nın terör sevgisi, bölücülük merakı iyice somutlaşmış, gün yüzüne çıkmıştır. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’nin neden bir beka seçimi olduğunu zillet faillerine bakan, zillet temsilcilerini dinleyen her vicdan sahibi insanımız kabul ve tasdik edecektir. Kılıçdaroğlu vahim bir savrulmanın, çok tehlikeli bir akıl tutulmasının pençesine düşmüştür. CHP Genel Başkanı’nın yalan ve kandırma sicili külliyatlı hale gelmiş, korkunç boyutlara ulaşmıştır. Bu itibarla Türk milletine ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e özür borcu olduğu ortadadır. Kılıçdaroğlu’nun telaş ve tereddütle yalana sarılması zilletin zehir etkisinin yayıldığını, siyasi zihniyetini felce uğrattığını, dehşet verici bir şuur kaybına düştüğünü göstermiştir" ifadelerinde bulundu.
"ELİNDEN GELENİ ARDINA KOYMA"
Bahçeli, ABD Başkanı Trump’ın Twitter mesajından bir gün sonra, 15 Ocak tarihindeki TBMM Grup Toplantısında yapmış olduğu konuşmayı hatırlattı:
"ABD Başkanı bir defa PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görüyorsa, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak değerlendiriyorsa ya cehaletin mihveri, ya da caniliğin mihmandarıdır. Teröristlere bırakınız Kürt demeyi, insan demek bile ihanettir. Trump’ın PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görmesi, Kürtler diye tarif etmesi su katılmamış alçaklık, su götürmez küstahlıktır. Şu işe bakar mısınız, teröristlerle mücadele edersek Bay Trump ekonomik olarak Türkiye’yi mahvedermiş. Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Senin para baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, ekonomik tetikçilerin emir bekliyorsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı, bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun. Türkiye’yi mahvetmek senin ne haddine? Bu saatten sonra Fırat’ın doğusuna girip önümüze çıkan haini, bulduğumuz katili mahv-ı perişan etmek helali hakkımızdır, vatan borcumuzdur, milli namusun gereğidir. Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan sütunlarını dikmek için teröristler ve bazı bölge ülkeleri arasında görev taksimi yapanlar Türkiye’yi hafife alan, yok sayan sömürgecilerdir. Kürt kökenli kardeşlerimizi teröristlerle bir ve aynı gören bir meczuba, Twitter bekçisi bir mecnuna diyorum ki, hodri meydan, Türk milletinin kitabında ne kaçmak ne de korkmak yazmaktadır. Trump’ın mesajını paylaştığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasındaki on yılları bulan müttefiklik ilişkisi yoğun bakıma alınmış demektir. NATO ittifakı komadadır. Teröristleri Türkiye’ye tercih eden bir ABD Başkanı bizim nezdimizde yok hükmündedir. Trump’a diyorum ki, aç kalabiliriz, açıkta yaşayabiliriz, yoksul düşebiliriz, ekonomik kayıplara maruz kalabiliriz. Ama size boyun eğersek, sizden aman dilersek, sizden medet umarsak bize yazıklar olsun, yani hayat bize haram zıkkım olsun. En iyi bildiğiniz şey öldürmek, en iyi yaptığınız kumpas kurmak, komplo icat etmek. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır, egemen bir devlettir. Kimseden emir almayız, kimseden izin almayız, kimseden icazet istemeyiz. Trump’ın sözüyle hareket etmek, tehditlerine tamam demek yok olmak, tarih ve coğrafyadan sürülmek anlamına gelecektir."
"KILIÇDAROĞLU’NUN KILAVUZLARI DEFOLU"
Grup toplantısındaki bu konuşmasını aktaran Bahçeli, "Bu tarihi uyarılar ve sarsılmaz duruşumuz karşısında Kılıçdaroğlu’nun diyeceği hiçbir şey doğal olarak bulunmayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun kılavuzları defolu olup siyaseti takip zaafı ve milletimizin sorunlarını analiz yetersizliği izahtan varestededir. Bu gerçekler karşısında CHP Genel Başkanı şahsımdan, partimizden ve özellikle büyük Türk milletinden özür dilemek mecburiyetindedir. Şayet buna yanaşmazsa kendisi her zaman yalan fabrikası diye anılacak ve bu şekilde tanımlanacaktır. Aziz milletimiz 31 Mart 2019’da yalancılara dersini verecek, gününü gösterecektir. Zillet hurafe, cumhur hakikattir. Zillet İttifakı yalan ve cehil, Cumhur İttifakı sadakat ve ehildir. Türk milleti bekayla bela, kandıranlarla kazandıranlar, aldatanlar ahlakta anıtlaşanlar arasındaki seçimi 31 Mart 2019’da yapacak, tarihi ve muazzam iradesini tekraren sandıkta gösterecektir" diye konuştu.
(İHA)