Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Jülide Çeldir Emre, Covid-19 salgın sürecinde tıbbi takibi ve bakımı olumsuz etkilenen hastalarla ilgili yapılan bir uluslararası çalışmanın sonuçlarına dikkat çekti.
Bu çalışmada ilk sırayı diyabet hastalarının aldığını belirten Uzm. Dr. Emre, diyabetlileri KOAH hastalarının izlediğini kaydetti. Korona virüsü bulaşacağı korkusuyla hastaların sağlık kuruluşlarına gitmemesinin yanı sıra raporlu ilaçların eczaneden alınabilmesi pandemide olumlu olarak tedaviye ulaşımı kolaylaştırsa da bir yandan kontrollerin aksamasına yol açtığını kaydeden Uzm. Dr. Emre, şöyle konuştu:
“Bu süreçte pek çok hastalıkta olduğu gibi KOAH tanısı koyulması da azaldı, tedavisinde değişiklik gerektiren hastalar klinik sorunlar yaşadı. KOAH hastalarının tanı ve takibinde en büyük eksiklik solunum fonksiyon testlerinin bulaş riski nedeniyle çoğunlukla yapılamaması oldu. Aynı zamanda radyolojik takip yapılamadı, akciğer nodülü olan KOAH hastalarının takipleri aksadı. Oysa şikayetlerin kontrolü, yaşam kalitesinin korunması, solunum fonksiyonlarının iyileştirilmesi, atakların önlenmesi, hastalığa bağlı komplikasyon ve ölüm oranlarının azaltılması, hastaların düzenli tıbbi kontrollerinin yapılıp kişiye uygun tedavisi ile mümkün olmaktadır.” Tedavi seçenekleri arttı
Öte yandan KOAH hastalarına artık daha fazla tedavi seçeneği sunulduğunu da kaydeden Uzm. Dr. Jülide Çeldir Emre, sözlerini şöyle sürdürdü:
“KOAH’da semptomların şiddeti ve akut alevlenme sayıları gibi klinik görünümlere uygun sınıflandırma gündemde. Tedavinin bireyselleştirilmesi ve laboratuvar olarak eozinofilinin eşlik ettiği olgular, semptomları fazla olanlar, sık alevlenme geçirenler, astımla birlikte olan olgular gibi farklı fenotiplere göre tedavi seçenekleri giderek daha fazla etkin.Tedaviye cevap alınamaması durumunda ikili üçlü kombinasyon tedavileri uygulanıyor. Solunum egzersizleri günlük hareket kapasitesini arttırarak, aşılamalar ile de enfeksiyon, atak geçirme riskini azaltarak artık KOAH tedavisinde çok daha etkin olabiliyoruz.”