ABD ordusunun, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği, Çin ve Doğu Avrupa'da birçok kenti savaş çıkması durumunda yok etmeye yönelik planlar yaptığı ortaya çıktı.
ABD'nin Stratejik Hava Komutanlığı tarafından 1956'da hazırlanan "1959 İçin Atomik Silahlar Gereksinimleri Araştırması" adlı çok gizli çalışmanın üzerindeki gizlilik perdesi Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi tarafından kaldırıldı.
Nükleer tarihi belgelendirme projesi yürüten George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi ise 59 yıl aradan sonra gün ışığına çıkan 800 sayfalık araştırmayı yayımladı. Böylece, nükleer hedeflerin bugüne kadarki en kapsamlı ve detaylı listesi üzerindeki gizlilik perdesi kalktı.
Belgelere göre ABD Stratejik Hava Komutanlığı, Sovyetler Birliği içindeki bin 100 havaalanı ya da uçak pistini hedef aldı ve bunları öncelik derecesine göre sınıflandırdı. Sovyetler'in bombardıman kuvvetlerine en yüksek öncelik derecesi verilirken, şimdiki Belarus sınırları içinde bulunan ve Batı Avrupa'daki NATO güçlerini tehdit etme kapasitesine sahip orta menzilli TU-16 bombardıman uçaklarını barındıran iki hava üssüne birinci ve ikinci derecede öncelik verildi.
HEDEF MOSKOVA, BERLİN, PEKİN
Başka bir listede ise "sistematik yok etme" amacıyla kentler ve sanayi alanları yer aldı. Listede bulunan Sovyet Bloku, Doğu Almanya ve Çin, içindeki Doğu Berlin, Moskova, Pekin, Varşova ve o zamanki adı Leningrad olan St. Petersburg gibi bin 200 kente de hava meydanlarında olduğu öncelik dereceleri tanımlandı.
Moskova'ya en yüksek öncelik verilirken Leningrad bir sonraki önem derecesi içinde gösterildi. Moskova'da 179, Leningrad'da 145 "vurulacak nokta hedef" belirlendi.
HİROŞİMA'YA ATILANDAN 4 BİN KAT GÜÇLÜ BOMBA
Araştırmaya göre, ABD Stratejik Hava Komutanlığı, düşman hava kuvvetleri hedeflerini 1,7 ile 9 megaton arasında değişen bombalarla vurmayı planladı.
George Washington Üniversitesi araştırmacısı William Burr, 1 megatonun Hiroşima'yı yok eden atom bombasının 70 katı tahribata yol açabileceğini belirtti. Burr, ABD ordusunun planladığı gibi bu bombaların atılması halinde çevredeki yüz binlerce, belki milyonlarca kişinin radyoaktif serpintiye maruz kalacağını ifade etti.
Araştırmada, Stratejik Hava Komutanlığı'nın caydırıcılık adına ve sürpriz bir Sovyet saldırısı durumunda "ciddi sonuç" sağlayacak 60 megaton gücünde, yani Hiroşima'ya bırakılan bombadan 4 bin kat güçlü, nükleer bomba istediği ortaya çıktı.
Araştırmanın "ürpertici detaylar" ortaya koyduğunu belirten William Burr, öncelik hedeflerinin ve nükleer bombardıman taktiklerinin, çevredeki siviller ile "dost güçler ve halkları" yüksek seviyede ölümcül radyoaktif serpintiye maruz bırakacağını bildirdi.
Burr, "Sadece sivil halkın bilerek hedef alınması o günün uluslararası hukuku ile çelişiyor" ifadesini kullandı.