Hani çocukları eğlendirmek için oynanan onlara hayal kurdurabilmek,arkadaşlarıyla eğlenceli vakit geçirebilmek,en önemlisi de uçabilen ve uçamayan canlıları ayırt edebilmelerini sağlayan o oyundan bahsediyorum.
Mesela uçtu uçtu kuş uçtu diyen oyunu kazanır ama uçtu uçtu insan uçtu diyen oyunu kaybederdi. Çünkü insan bu, kanatları yok ki.Uçamaz.Ama ayakları var, bu yüzden yere sağlam basa basa yürür , hatta bazen de koşar .
Ayrıca kuşlardan tek farkı bunlar da değildir.İnsan işte ;düşünür,konuşur,ağlar ,merak eder,güler hatta bazen kahkaha da atar.İnsan bu ; umutları vardır,hayalleri vardır,sevdikleri vardır sadece bu da değil.Ayrıca merak edenleri,haber alamayınca panikleyenleri de vardır.Ama en önemlisi ona ulaşamayınca çıldıran,hayata küsen ,dünyayı yerinden oynatan anaları vardır.
Karanlık olunca dışarısı tehlikeli olur diye dışarı çıkmaya izin vermeyen endişeli babaları da vardır. Çocuklarına güvenirlerde çevreye güvenemezler.
İşte tam da bu noktada biz de kuşlarda benzeriz.Yüreğimiz en küçük bir sıkıntıda onların kalbi gibi pıt pıt atar.Biz de aynı kuşlar gibi güvende olmak isteriz.Bizde kuşlar gibi özgür olmak,dolaşmak,dolaştıktan sonra yuvamızda güven içinde yaşamak isteriz.
Bizim yuvamız kuşlar gibi bir çatının üstündeki baca kenarı değildir .Yuvamız vatanımızdır,şehrimizdir,semtimizdir,sokağımızdır,evimizdir.Bizim özgürlük alanımız kuşlar gibi gökyüzü değil,yer yüzüdür.
Kızılay’ın tam ortasında Güvenpark’ta kuşlara yem atmak, Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde tramvaya binmek varken durduk yere ölmek niye.Lanet olası terör,lanet olası bombalar…
Kuş gibi yaşar olduk hepimiz aynı kuş gibi.Yüreğimiz ağzımızda.Her patlayan bomba sonrası “iyiyiz” ,diye açılan telefonlar,”güvendeyiz” diye paylaşılan facebook mesajları. Burada bir yanlış var.Aslında biz iyi değiliz. Kuş gibi ürkeğiz.
Güven ne demek diye sormuşlar; hissettiğinde onu anlarsın diye cevap vermiş bilge.
Hepimizin kendini güveni hissedebilmesi dileğiyle…
İletişimde kalın,sevgiyle kalın …