Günümüz koşullarında her çeşit tüketim malının ithal edilmesi ve bu sebeple ülke sınırları içerisinde hem ekonomik hem de sağlık sorunlarının artışına dikkat çekebilmek için “Sen De Kansere Dur De” projesi kapsamında “Yerli Malı, Yurdun Malı Herkes Bunu Kullanmalı” sloganını yeniden gündeme taşıdı. Gazeteci ve TV Yapımcısı Cem Seymen’in yönlendiriciliğinde gerçekleşen panelin konuşmacıları;
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Ekonomist/ Yazar Mustafa SÖNMEZ, Türk Yemek Uzmanı Sahrap SOYSAL ve LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik-Hemotolog & Onkolog Dr.Üstün Ezer’di.
“TÜRKİYE’DE HER GÜN 400 KİŞİ KANSERDEN ÖLÜYOR’’
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer çarpıcı istatiksel bilgiler vererek Türkiye’nin kanser oranlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Ezer, “Kanser tanılarının ilk yılında hastaların yaklaşık yüzde 60’ını kaybediyoruz. Daha sonraki yıllarda ise yüzde 20’si hayatını kaybediyor. Yılda 144 bin kişiyi kanserden kaybediyoruz. Bugün 400 kişi kanserden öldü. Terörden yılda bin kişi, trafik kazasından 3 bin kişi ölüyor. Her taraf trafik işaretleri ile dolu teröre karşı müthiş bir mücadele var ve elbette bu sorunlarla da mücadele edeceğiz ama kanser ile mücadele yok. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kanserin ülkemize yıllık maliyeti 42 milyar dolar. Kanser mücadele birimleri kurulsun, kanser polisleri olsun istiyoruz. Sonuç? Bu rakam ile kalacak mı? Dünya Sağlık Örgütü verileri “Kanser Türkiye’de % 75 ila %100 oranında artacak” diyor. Bu ne demek ‘Türkiye ben seni uyarıyorum tedbir al diyor. En ufak bir tedbir yok tersine, kanser vakalarının artışında hızla, daha kötüye doğru gidiyoruz” dedi.
Panelde yapımcı ve sunucu Cem Seymen, “Afrika aç diye sanki iyi niyetli, insani bir çalışmaymış gibi başlayan bu GDO hikâyesi bize artık ne yediğimizi bilmediğimiz, ne tükettiğimizi bilmediğimiz ve bize ne yaptığını bilmediğimiz yiyeceklerin tüketildiği bir dünyaya dönüştü. Ve devletlerinde artık her hangi bir etkisi kalmadı. Çünkü o kadar büyük üretim mekanizması oluştu ki dünya da, sadece Türkiye’nin sorunu değil bu. Gelişmekte olan bütün ülkelerin sorunudur. Afrika’da açlığı gidermek için başlayan yolculuk aslında hepimizi hasta eden hasta ettikten sonra da aynı firmalara hem tohum hem de kanser ilacı sattırdığı bir denkleme dönüştü. Artık yavaş yavaş Türkiye gibi ülkeleri bilime yatırım yapmaktansa işin kolayına kaçıp ithalata gidiyorlar. Ve şirketler kazanıyor ve tüccarlar kazanıyor. Tarım yapılamadığı için büyük çoğunluk köylerden kentlere göç ediyor ve sağlıklı evlerde yaşayamıyor, sağlıklı hava soluyamıyoruz” diye konuştu.
Panelin diğer bir konuşmacısı Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis bakliyat üretiminde ihracatçı konumundan, ithalatçı konumuna gelinmesindeki süreci gözler önüne serdi.
Reis; “Bakliyat, içerdiği protein nedeniyle sağlıklı beslenmede çok önemli bir paya sahiptir. Ama bu konuda yeterince bilgilendiremiyoruz ne yazık ki halkımızı. Avrupa’da birçok ülke her gün bakliyat tüketimini teşvik ediyor. Akabinde üretime baktığımızda Türkiye 1990’larda Mercimek ihracatında birinci sıradayken şimdi ithal ediyor. Oysaki Anadolu Bakliyatın diyarıdır. Ne yazık ki bunun temel nedeni de düşürülen gümrük vergileri ve artan mazot ile çiftçinin üretimi yapamaz hale gelmesi. Bizim üretim politikalarımızı tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Türk Yemekleri Uzmanı Sahrap Soysal ise ev yemekleri ve geleneksel pişirme yöntemlerinin sağlıklı beslenme için ne kadar önemli olduğunu vurguladı. SOYSAL, ev yemekleri ve geleneksel pişirme yöntemlerinin sağlıklı beslenme için ne kadar önemli olduğunu vurguladı ve “O TENCERE KAYNAYACAK” dedi.
Yerli Malı kullanımının ekonomik boyutunu değerlendiren Ekonomist/Yazar Mustafa SÖNMEZ ise, “Tarım gözümüzün önünde çöktü ve buna herkes seyirci kaldı. Türkiye’nin tarım ithalatı yapılacak kadar dövizi yok. Kendi ayağımıza aslında kurşun sıkıyoruz” dedi. Mücadele olacaksa el birliği ile küresel dünyanın küresel mücadelesi olmalı diyen Sönmez, sağlık yatırımlarının koruyucu hekimlik alanında yoğunlaşması gerektiğinin daha önemli olduğunu belirtti.
Panelde, yaşadığı yere en iyi uyum sağlamış, yerel ve doğal bitkilerle beslenmek, yerel tohumlarımıza sahip çıkmak, genetiği değiştirilmiş gıdaların yerine yerel gıdaları kullanma çağrısı yapıldı. Kanserin önlenebilen bir hastalık olduğu belirtildi. Panelin finalinde “Yerli Malı Yurdun Malı, Herkes Onu Kullanmalı” temalı bu panelin LÖSEV tarafından kanser ile mücadele kapsamında başlatılan yepyeni bir hareket olduğu, birçok etkinlik ile devamının planlandığı, bu konuda toplumsal bilinç oluşturulmaya devam edileceği vurgulandı.
Panele farklı şehirlerden birçok basın ve ilgili katıldı. Büyük ilgi gören panelin 2. Etkinliği merakla bekleniyor. LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer, katılımcıları Sağlık Militanı olmaya davet etti.